Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Tüketici ve üretici teşvik edilecek"
Kalite açısından da emsallerine göre daha iyi bir otomobili pazara sunmaya çalışacaklarına işaret eden Özlü, fiyatlandırma konusuna ilişkin şöyle konuştu:
"Otomobil sektöründe fiyatlandırma piyasa tarafından yapılıyor. Aracınız hangi segmentteyse onun bir fiyat aralığı, alt ve üst limiti var. Üreticiler de piyasa şartlarındaki bu fiyat aralığında kalmak amacıyla maliyetleri düşürme yönünü tercih ediyorlar. Yani otomobil piyasasında fiyatlandırma 'maliyet artı kar' değil. Piyasada oluşan bir fiyat var. O fiyat aralığına girmek için üretim ve tasarım maliyetlerinizde zorlamalar yapmanız gerekiyor. Bu aşamada birincisi, tüketiciyi canlandıracak, tüketici için otomobilin cazibesini artıracak bir teşvik sistemi olacak. İkincisi, babayiğitler noktasında kurulan şirketin üretim maliyetleri konusunda birtakım devlet destekleri olacak. Bu, bir defaya mahsus, Ar-Ge masraflarının tamamının veya bir kısmının karşılanması, birtakım vergisel düzenlemeler olabilir. Her halükarda bu otomobil dünya piyasalarında rekabet edebilir, küresel ölçekte başarısı sağlayacak bir ürün olacak."
"Milyon adedin üzerinde sipariş alabileceğimiz bir pazar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Üretilecek otomobilin bir numaralı müşterisi benim." dediğini hatırlatan Özlü, Türkiye'nin Otomobili Projesi'ni piyasaların, Türk toplumunun satın aldığını dile getirdi.
Özlü, "Yerli otomobilin prototipi üretildikten sonra, tahmin ediyorum ki milyon adedin üzerinde sipariş alabileceğimiz bir pazar var." dedi.
Pazarda hangi segmentte otomobil olacağını belirlediklerini de anlatan Özlü, şunları kaydetti:
"B ve C segmentlerinde bir otomobil olacak. Kaç modelle piyasaya gireceğiz? Beş model olacak. Önce 3, akabinde 2 model ilave edeceğiz. Bundan sonraki süreç tasarım ve üretim aşaması. İkinci fazda yer seçimi ve üretim tesisi oluşturulması var. Şu anda gündemimizde yer seçimi yok, bu 2019'un konusu. İnşallah 2019'da güzel bir teknik ve mali analiz yapacağız ve yeri seçeceğiz."
"Dijital Türkiye yol haritamız hazır"
Son 1.5 yıldır Türk sanayisinin hedefleri ve ne yapması gerektiğiyle dünyanın ne yaptığına ilişkin bilgileri içeren bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Özlü, söz konusu çalışma sonunda Türkiye'nin Dijital Dönüşümü Yol Haritası'nı çıkardıklarını söyledi.
Özlü, Türkiye'nin şartlarının diğer ülkelerden farklı olduğunu, kendi şartları ve sanayisi nedeniyle söz konusu dijital dönüşüme yönelik "Türkiye'nin Sanayi Devrimi" tanımını kullanmak istediklerini bildirdi.
Türk sanayisinin dijital dönüşümünün 6 bileşenden oluştuğuna dikkati çeken Özlü, yol haritasında dünyadaki çalışmaların analizinin, Türk sanayisinin durumu ile ne yapılacağı ve ne olacağına ilişkin bilgilerin yer aldığını dile getirdi.
Özlü, Türk sanayisinin dijital dönüşüm sürecinin dışında kalmamasını istediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Dünya Ekonomik Forumunun hesaplarına göre, gelecek 10 yılda dijitalleşmenin, dijital dönüşümün ekonomik ve sosyal etkisi yaklaşık 100 trilyon dolar olacak. Hedefimiz, dünyadaki dijital dönüşüm pazarından 1 trilyon dolar pay almak. Bunun için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ve Bakanlığımızın katılımıyla Dijital Dönüşüm Platformunu kurduk. Bu çalışmayı birlikte yaptık."
Devlet olarak bu sürece öncülük etmek ve destek vermek istediklerinin altını çizen Özlü, üretim aşamasına kadar detaylı dönüşüme girecek sanayiyle bu çalışmayı yaptıklarını, kapsamı konusunda mutabık kaldıkları çalışmayı gerçekleştirirken de sanayicinin beklentilerini aldıklarını, görüşlerini söylediklerini ve uluslararası danışmanlık firmasından hizmet alımına gittiklerini anlattı.
Özlü, ülkelerin dijital dönüşüm programlarını incelediklerini ve kendi altyapılarını değerlendirdiklerini belirterek, her ülkenin kendi şartlarına göre farklı bileşenlerden oluşan bir platform hazırladığını söyledi.
Türkiye'nin dijital dönüşüm yol haritasının 6 bileşenden oluştuğunu ve bu bileşenlerden ilkinin "insan" olduğunu vurgulayan Özlü, eğitimli, nitelikli iş gücü yani dijital teknolojileri üretebilecek ve kullanabilecek insanın hedeflendiğini bildirdi.
"Dijital dönüşüm insanla başlıyor"
Almanya ve İngiltere'de sanayicilerle yapılan ankette, "Dijital dönüşümün yani Endüstri 4.0'ın önündeki en büyük engel, sıkıntı nedir?" sorusuna "Nitelikli insan, iş gücü" cevabının geldiğini aktaran Özlü, "Yani insanla başlıyor, insanla devam ediyor ve insanla başarıya ulaşıyor." diye konuştu.
Özlü, söz konusu çalışmada, dijital teknoloji eğitimi veren 100 tematik kolej kuracaklarını, dijital teknoloji eğitimi verecek, eğiticilerin eğiticisi olacak 400 teknoloji öğretmeni yetiştireceklerini ifade ederek, bu süreçte 100 bin dijital teknoloji eğitimi almış teknisyenle dijital teknoloji alanında doktoralı personel yetiştireceklerini bildirdi.
Dijital teknoloji alanlarında eğitim görecek 30 bin öğrenci olacağına işaret eden Özlü, dijitalleşme konusunda yaklaşık 50 sürekli eğitim merkezi açacaklarını kaydetti.
Özlü, 10 bin sanayi işletmesini farkındalık programına katacaklarını belirterek, imalat sanayinde dijital yetkinlik kazandırılmış nitelikli 300 bin kişilik iş gücü geliştireceklerini dile getirdi.
Türkiye'nin Dijital Dönüşümü Yol Haritası'nda ikinci bileşenin "dijital teknoloji" olduğunu ifade eden Özlü, teknoloji ve yenilik kapasitesini geliştirmek için öncelikli teknolojilere odaklanan uygulamalı 50 araştırma merkezi kuracaklarını, öncelikli teknolojilerde ihtisaslaşmış 60 bin Ar-Ge personeli yetiştireceklerini, 2 bin 500 Ar-Ge merkezinde uygulamalı dijital yenilik projesi yapacaklarını, dijital teknoloji alanlarında tescilli 250 patent üreteceklerini anlattı.
Üçüncü bileşenin veri bilişim altyapısının güçlendirilmesi olduğunu bildiren Özlü, burada sanayi bölgesinde yer alan işletmelerin, gigabayt/saniye düzeyinde erişim hızına sahip olmalarını sağlayacaklarını söyledi. Teknoloji geliştirme bölgelerinde gigabayt/saniye düzeyinde erişim hızına sahip altyapı kuracaklarını dile getiren Özlü, bulut teknolojisinden yararlanan sanayi işletmeleri arasında ulusal endüstriyel platformu kullananların oranının yüzde 50 olacağını bildirdi.
"48 aylık bir dönem öngördük"
Türkiye'nin otomobil sanayisi konusunda çok büyük yetenekler kazandığını vurgulayan Özlü, bunun artık bir markayla taçlandırılması gerektiğini ifade etti.
Özlü, üretim yerinin belirlenmesi hususunda fizibilite çalışması yapacaklarına dikkati çekerek, bu kapsamda 22 ilden talep geldiğini ifade etti. Özlü, gelecek yıl teknik ve mali analizlerin yapılmasının ardından üretim yerinin belirleneceğini bildirdi.
Proje kapsamında atılacak adımlara ilişkin 48 aylık iki aşamalı çalışma takvimi belirlediklerini aktaran Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Zaten bir otomobilin tasarım aşamasından piyasaya sürülmesine kadar geçen süre 36 ile 60 ay arasında. Bu, bütün dünyada böyle. Birinci fazda ortak girişim grubunun oluşturulması var, bunu oluşturduk. Kapsamlı bir mali ve teknik analiz çalışması var, bunu da yaptık. Şirketin ortaklarının belirlenmesi konusunu aştık. Şirketin 6 ortağı var. Beş ortak yüzde 19 hisseye sahip eşit ortak, TOBB yüzde 5 hisse ile ortak."
Söz konusu otomobilin bütün fikri ve sınai mülkiyet haklarının Türkiye'ye ait olacağına işaret eden Özlü, "Bunu başaracağız. Yaptığımız teknik ve mali analiz sonucunda, yaklaşık 15 yıllık bir süre içinde, 3,2 milyar avroluk bir yatırım öngörüyoruz. Bu projenin Türk ekonomisine katkısı 50 milyar avro olacak. Bunlar varsayım değil, bir fizibilite çalışması sonucu ortaya çıkmış rakamlardır. Cari açığa 7 milyar avro katkı sağlayacak. Doğrudan 4 bin ama dolaylı olarak da kattığımızda 20 bin kişiye istihdam sağlayacak bir proje." ifadesini kullandı.
"Seyir füzelerinin F-35'lere entegrasyonunda ciddi mesafe aldık"
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünün (SAGE) son projelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özlü, "SAGE'nin çalışmaları özellikle seyir füzeleri konusunda son zamanlarda derinleşti. 300 kilometreye kadar menzile sahip seyir füzesi geliştirdik, bunu uçaklara entegre ettik ve bugünlerde çok gündemde olan F-35 uçaklarına da entegrasyonu konusunda ciddi mesafeler aldık." ifadesini kullandı.
Özlü, Türkiye'nin ilk milli hava füzeleri GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN'a da değinerek, "Bunların balistik atışları yapıldı. Bu sene yerden hareketli hedeflere atış testlerini yapacağız. Haziran 2020 gibi de tamamlanmış, envantere girebilmiş durumda olacak." dedi.