İstanbul'da düzenlenen Enerji Uzmanları Toplantısı'nda doğalgazın iklime olumlu etkisi konuşulurken Doğu Akdeniz doğalgaz aramaları ve TürkAkım'ı değerlendirildi. Toplantıya Türkiye ve Rusya’nın ileri gelen enerji uzmanları; Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Volkan Özdemir, Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan, Esgaz ve İzmir Gaz Yönetim Kurulu Üyesi Arif Aktürk, Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Başkan Yardımcısı Aleksei Grivach, Doğu-Batı Araştırmaları Enstitüsü Kıdemli Üyesi Danila Bochkarev,Samara Ulusal Araştırma Üniversitesi Baş Rektör Yardımcısı Roman Samsonov katıldı.
Yabancı konuşmacılar enerji konusunda Türkiye'nin jeopolitik önemine vurgu yaparken, altyapı, depolama ve hukuki düzenlemeler konusundaki eksiklere dikkat çekti.
Türkiye'nin doğalgaz aramalarına odaklamasını gerektiğini altını çizen Volkan Özdemir, ''Türkiye, kendi deniz alanında ya da başka ülkelerde doğalgaz aramalarına nasıl odaklanabilir? Bunu dediğimiz zaman aklımıza bu bölgede Doğu Akdeniz geliyor. Doğalgaz konusunda Doğu Akdeniz'de birçok spekülasyon var. Bunlardan biri; gerçekleşmesi neredeyse mümkün olmayan ve yıllarca konuşulan İsrail-Türkiye Boru Hattı. Yani gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya satılmasıydı. Fakat bundan da öte Türkiye'yi by bass ederek bu rezervlerin Girit üzerinden Yunanistan ve Avrupa'ya gitmesi gibi son derece hal ürünü olan, binlerce kilometre derin denizde en az 20 milyar euro yatıracak Avrupalı şirketlerin olmadığı durumda, Avrupa gaz piyasasının biraz doygunluğa ulaştığı bir ortamda bahsedilen projeler. Bunların çoğunun spekülasyon amaçlı olduğunu hatırlatmakta fayda var. Doğu Akdeniz'de o gazın çıkarılma maliyetleri ve daha sonra Kıbrıs iletim maliyetlerinden bahsediyoruz'' şeklinde konuştu.
''KIBRIS’TA HENÜZ BULUNMUŞ CİDDİ DOĞALGAZ REZERVİ YOK''
Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
''Kıbrıs açıklarında henüz bulunmuş ve kanıtlanmış ciddi doğalgaz rezervi yok. Olmamasına rağmen bu spekülasyonlar yapılıyor. Eğer Mısır açıklarındaki rezervlere bakıyorsak; burada uluslararası şirketler aktif haldeler ve üretime geçmiş durumdalar. Onların bu gazı ihraç etmesinin yolu LNG'dir. Yani boru hattı üzerinde kimsenin böyle bir yatırım yapma pozisyonu yok. İsrail rezervleri için benzer durum var; zaten parsellenmiş durumda. Burada Türkiye'ye rağmen boru hattı ile gazın gönderilmesi mümkün olmadığı gibi Türkiye'nin de, eğer Mısır üzerinden LNG ihraç edilecekse ona karışabilmesi mümkün değil. Bence, o yüzden Türkiye'nin odaklaması gereken durum; doğalgaz aramalarına ağırlık vermesi, 2020'lerin ikinci yarısı hedeflenerek umarım olumlu sonuçlanacak doğal keşiflerinden sonra üretimine geçilmesidir. Türkiye üretim odaklı bakmak durumunda. Bu kolay mı? kolay değil. Ama denenmesi gerekiyor. Maliyet büyük olabilir.''
TürkAkım'ın faydalarını değerlendiren GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan ise, ''TürkAkım'ın Türkiye’de tüketiciler açısından birçok fayda sağlayacağını belirterek "Türkiye’de Marmara bölgesi yoğun enerji tüketimi olan bir bölge. Daha düzenli kesintisiz bir doğalgaz kaynağına kavuşmuş olacak. 1’inci hattın getirdiği bu. Türkiye, 2’nci hattan kullanım yapmayacak ama ileride bu hattın Türkiye’ye ne fayda sağlayacağı önümüzdeki sürecin önemli bir konusu. Tüketici ne kazanacak diye baktığımız zaman; şu anda ki kontrat sistemi ile baktığımızda, Türkiye’deki tüketici için bir değişiklik olmayacak. Dünyadaki ve Avrupa’daki gelişim dolayısıyla Türkiye, TürkAkım’dan faydalanmalı. Sadece Türkiye değil, Avrupa, Balkanlar ve Rusya’da faydalanmalıdır. 2’nci hattın ötesinde 2 tane daha yeni hattın yapılması, Avrupa’nın ve bu bölgedeki ülkelerin arz güvenliği ve enerjideki rekabetin gelişmesi açısından önemli bir durum. Buradaki konuşmacıların bakış açısını değerlendirecek olursak; Türkiye'deki gelişmeler iyi fakat önünde bir takım engeller var. Bunlar gündeme geliyor'' diye konuştu.
DENİZ HABER AJANSI