Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Hayri Erce, Türkiye otomotiv pazarındaki yüksek potansiyeli, ağır vergi yükünün baskıladığını belirtti.
İç tüketim, ihracat ve istihdam açısından çok önemli bir sektör olan otomotive maksimum desteğin verilmesi gerektiğini söyleyen Erce, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bütün gelişmekte olan ülkelerin en önemli hikayesinin büyüme olduğunu ifade ederek, "Dünya genelinde büyüyememe sorunu var. Dünya yüzde 3, ABD yüzde 2,5 büyüyor. 'Avrupa çok hızlandı' diyorlar ama yüzde 2'yi yeni geçiyor. Türkiye'de ise 2016'da yüzde 3,2 olan büyüme, bu yıl alınan önlemler, verilen teşvikler ve Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğiyle ilk 2 çeyrekte yüzde 5'in üzerine çıktı" şeklinde konuştu.
İhracatın yıllar sonra ilk defa bu yıl büyümeye net destekte bulunduğunu belirten Erce, şunları kaydetti:
"Avrupa otomotiv sektörünün toparlanmasıyla Türkiye'nin de otomotiv ihracatı ilk 8 ayda yaklaşık yüzde 30 büyüdü. Üretim ise ihracatın etkisiyle yüzde 20 civarında arttı. Dolayısıyla bu yıl da otomotiv sektörünün büyümeye önemli katkısı var. Bir tek iç pazarda bir miktar gerideyiz. Toplam pazar geçen yılın 8 aylık dönemine göre yüzde 2 daraldı. Otomobil satışları yüzde 3 civarında düşerken, hafif ticari araç pazarında artıdayız."
"Vergilerde daha fazla artışa gidilmemeli"
2016 yılı sonundaki ÖTV düzenlemesi nedeniyle bu yılın başında otomotiv pazarında yüzde 10-20 düşüş olacağının konuşulduğunu ancak rakamların bu tahminlere göre daha olumlu gerçekleştiğini söyleyen Erce, satışların "kötünün iyisi" konumunda bulunduğunu ifade ederek, "Ancak Türkiye daha hızlı büyümek istiyorsa otomotiv sektörüne ihtiyacı var. Çünkü bu sektör ülke büyümesinde önemli bir rol üstleniyor. Bu lokomotif konumun güçlendirilmesi lazım. Vergilerle ilgili daha fazla bir artışa gidilmemeli. Zaten yüksek olan vergiler daha da yükseltilmiş durumda" yorumunu yaptı.
Bu yılın sonunda toplam pazarın 2016'ya kıyasla yüzde 5-10 daralmayla 875-925 bin seviyesinde gerçekleşmesinin tahmin edildiğini aktaran Erce, geçen yıl kasım ayında ÖTV artışı olacağının dillendirilmesiyle otomobil ve hafif ticari araç pazarında satışların çok yüksek gerçekleştiğini kaydederek şunları söyledi:
"Bunun baz etkisiyle 2017'nin kasım ayı geçen yılın aynı ayına göre geride kalacaktır. Yılın son çeyreğine girildiğinde agresif kampanyalar olacaktır ama baz etkisiyle kasım ayını tutturmak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla diğer aylarda satış rakamları tutturulsa bile yıllık bazda bir daralma olacak gibi gözüküyor. 1 milyonluk satış rakamı bence zor."
"Pazarın 1 milyona zor ulaşması normal değil"
Türkiye otomotiv sektörünün iç pazarda gideceği daha uzun bir yol bulunduğunu dile getiren Erce, 80 milyonluk ülkede yıllık satışların 1 milyon seviyesine zor ulaşmasının normal olmadığını kaydetti.
Türkiye'de bin kişiye düşen otomobil sayısının dünya ortalamalarının çok altında bulunduğuna işaret eden Erce, "Potansiyeli olan bir ülkeyiz ama bu potansiyeli, üzerindeki ağır vergi yükü baskılıyor. Bu biraz daha rahatlatılsa, basitleştirilse, artırılmasa, hatta yıllar içinde düzenlense Türkiye'deki satışların 2 milyona gelmesi hayal değil. Almanya'da 3,5 milyon, Fransa'da 2 milyonun üzerinde otomobil satılıyor. Bizim için 3,5-4 milyon uzak ama 1,5 milyon çok da uzak değil. Ayrıca, araç parkımız çok yaşlı. Otomobillerin yüzde 27'si 20 yaşın üzerinde. Burada yaratıcı bir yenileme programıyla ömrünü tamamlayan araçların yenilenmesini sağlayacak politikaları pazara sunsanız potansiyelinizi daha rahat hayata geçireceksiniz. Bunları yaptığınız zaman iç pazarınız büyüyecek" diye konuştu..
Erce, otomotivde fiyata göre vergilendirmenin, sistemi daha karmaşık hale getirdiğini savunarak, şu görüşleri dile getirdi:
"Eskiden aracın fiyatı bir nebze belliydi. Şimdi kurdaki dalgalanmalardan dolayı yüzde 45 ÖTV'ye girecek şekilde sipariş verilen bir araçta vergi yüzde 50-60'a çıkabiliyor. Vergi sisteminin karışık olması tüketici nezdinde istenen bir şey değil. Daha basit, yalın, vizyonu ve hedefi belli olan vergilendirme sistemi herkesin tercihi. Bence önümüzdeki dönemde mevcut sistem tartışılmaya devam edecek. Bunun sonunda da gelinen günün vizyonu, trendleri neyse ona göre birtakım düzenlemeler yapılacaktır diye düşünüyorum. Ancak vergi sistemi yeni değişti. Her yıl da vergiyle oynamak çok hayırlı bir şey değil. O zaman yabancı yatırımcının ve Türk tüketicinin kafası karışıyor. Temennimiz, bir değişiklik yapılacaksa, kamunun önce sektörle yan yana gelip, birbirini iyi anlayıp, dinleyip olgunlaştırarak bunu devreye sokmasıdır."
"İç pazar büyürse daha fazla yatırım olur"
Erce, iç pazarın büyümesi halinde otomotiv firmalarının yeni model yatırım kararlarını daha güçlü şekilde alabileceğini belirterek, "Büyüyen iç pazar yerli ve yabancı yatırımcıyı, otomotiv sektörüne daha fazla yatırım yapma noktasında motive edecek. Üreticiler 'Nasıl olsa yeni modelin şu kadarını iç pazara satarız, dolayısıyla riskimiz daha az' diye düşünecek." dedi.
İç pazar dinamizminin yabancı sermayenin Türkiye'ye getirilmesi ve ülkenin ekonomik büyümesi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Erce, Türkiye'nin adım adım büyüyen ve güven duyulan bir pazara sahip olduğunu kaydederek, "Türkiye'deki otomotiv sektörünün çok güçlü bir yapısı, yan sanayisi, eğitimli insan kaynağı var. Bunun desteklenmesi, büyütülmesi, daha fazla yatırımın bu sektöre çekilmesi lazım. Bunu düzenli büyüyen bir iç pazar ve ihracattaki büyüme de destekliyor. Bunlar yan yana konulduğunda daha fazla fırsat sunuyor" dedi.
Otomotiv sektörünün yapısının çok önemli bir değişimin arifesinde olduğunu belirten Erce, "Gelecek 50 yılda otomotiv sektörü bambaşka bir yere gidecek. Böyle bir dönüşümde ister istemez fuarlar da değişmek durumunda. Çünkü dijitalleşme süreci bütün sektörleri etkiliyor. Fuarlar da buna ayak uydurmak zorunda. İstanbul Autoshow da sadece bir otomotiv fuarı olmaktan çıkarak daha fazla teknoloji ve otomotiv fuarı konumuna geldi. 2019 yılında İstanbul Autoshow'da da çok daha fazla teknoloji şirketini göreceğiz. Bence otomotiv fuarlarının önemi daha da artacak. Fuarlarda otomotiv sektörünün geleceğine dair çok fazla şey görülebilecek" şeklinde değerlendirmelerde bulundu.