İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda uçağın pistten çıkmasıyla meydana gelen kazanın ardından, kazazedeler ve hayatlarını kaybeden kişilerin yakınlarına psikolojik destek verildi.
Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akgül, uçak kazasının haberini alır almaz, dernek olarak gönüllülerden oluşan 8 kişilik bir ekip oluşturduklarını söyledi. Kendisinin de içinde bulunduğu bu ekiple Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki kazada hayatını kaybeden kişilerin yakınları, yaralananlar ve uçuş ekibini ziyaret ettiklerini belirten Akgül, bu ziyaretlere Havacılık Tıbbı Derneği ile bağımsız şirketlerden uzmanların da katıldığını ifade etti.
Ziyarette sabaha kadar ilk akut müdahaleyi yaptıklarını anlatan Akgül, şöyle konuştu: "Kazada hayatını kaybeden kişilerin yakınları, yaralananlar ve uçuş ekibine sabah saatlerine kadar psikolojik destek vermeye çalıştık. Bundan sonra da definler olacak, psikolojik desteğimiz bu süreçte de devam edecek. Yaşadığımız her türlü olayda, çığ olsun, deprem olsun, insan faktörüne dayalı kazalar olsun, nasıl AFAD veya AKUT fiziki olarak kurtarma eylemlerine girişiyorsa bizler de dernek olarak toplumun ruh sağlığını güçlendirmek, olası riskleri azaltmak amacıyla psikolojik ilk yardım hizmetleri vermeye çalışıyoruz. Bunu, içinde yaşadığımız topluma bir borç olarak yapıyoruz."
"Korkmuyorsa bir şeyler noksandır"
Ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğunu, fizyolojiyle ilgili tedbirler alındığı gibi, psikolojik anlamda da önlem alınmasının, gelecekte yaşanacak sorunların önlenmesinde etkili olduğunu vurgulayan Akgül, bu tür kazaların ardından üzülmemek ya da korkmamanın mümkün olmayacağının da altını çizdi.
"Eğer bir kişi üzülmüyorsa, kaygılanmıyorsa ya da korkmuyorsa orada beşeri anlamda bir şeyler noksandır" diyen Akgül, ancak insani vasıflar taşıyan kişilerin bu tür acı olayların ardından müteessir olacağını dile getirdi.
Uçak kazası gibi travmatik olayların ardından kişilerde çeşitli tepkiler gelişmesinin normal olduğunu vurgulayan Akgül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşanan kaza günlük hayatımızı belli bir miktar etkileyecek. Ancak 15-20 gün sonra günlük rutini etkilemeye devam ederse, o zaman profesyonel destek gerekebilir. Haberlerden veya sosyal medyadan konuyla ilgili bilgi sahibi olup uçağa binme korkusu yaşayacak insanlar olabilir. Bunu ilk başta hissetmek normal ama bunun hayatımızı değiştirecek bir faktör olarak karşımıza çıkması da destek almamızı gerektirir."
Basının bu tür olayların ardından kullanacağı dilin toplumsal korku algısını etkilediğine değinen Akgül, abartılı ifadelerin başta kazazedeler ve yakınları olmak üzere toplumun diğer unsurlarında korkuya neden olacağını sözlerine ekledi.