Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "Önceliğimiz, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek ve daha verimli üretim yapmak olmalı. Bu sayede rekabet gücümüzü artırmak ve kalkınma hedeflerimize ulaşmak mümkün olacaktır." dedi.
Bilecik, TÜSİAD’ın Beyoğlu’ndaki Genel Merkezi’nde düzenlenen TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Tanıtım Toplantısı’nda, yenilikçi düşüncenin önemine dikkati çekti.
Dünya ekonomisinin muazzam bir hızla yeni bir sanayi devrimini ve dijital dönüşümü yaşadığını ifade eden Bilecik, “Bu dönüşümde rekabetçiliğin ve sürdürülebilir büyümenin yolu inovasyondan ve teknolojik yetkinlikten geçiyor. Yenilikçi fikirlere yatırım yapmak; tasarımda ve üretimde teknolojiyi odağa almak artık şart. Bu noktada, önceliğimiz, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek ve daha verimli üretim yapmak olmalı. Bu sayede rekabet gücümüzü artırmak ve kalkınma hedeflerimize ulaşmak mümkün olacaktır.” diye konuştu.
"Cüsseniz büyükse hiçbir kavgaya girmemenizi öneririm"
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Arif Ergin ise, Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı’nın (TEYDEB) 1995 yılında kurulduğunu anımsatarak, kurumun çalışmalarını uzun çalışmalar neticesinde güncellediklerini söyledi.
TÜBİTAK’ın 2008’den bu yana ergenlik çağını yaşadığını söyleyen Ergin, sistemin önceden oldukça kafa karıştırıcı yapıda olduğunu kaydetti.
Bugün TÜBİTAK’ta faaliyette olan 72 programın bulunduğunu aktaran Ergin, şeffaflığın sağlanması için gerekli adımları attığını kaydetti.
TÜBİTAK’ın zaman zaman eleştirildiğine işaret eden Ergin, “Örneği kendimden vereyim. Cüsseniz büyükse hiçbir kavgaya girmemenizi öneririm. Çünkü karşı tarafı yendiğinizde ‘Zaten cüssesi büyüktü ve yendi’ diye küçümsenirsiniz. Yenilirseniz de ‘Bu cüsseyle bile yenildi’ diye küçümsenirsiniz. TÜBİTAK da 10 tane Ar-Ge başvurusunu alıp da kabul etse, kaliteyi yükseltmek için 3’ünü kabul etse ‘Yüzde 70’i reddediyor’ diye eleştirilirsiniz. Ancak 10 başvurunun 8’ini Kabul ettiğinizde de ‘Yahu ne kadar basit projeleri kabul ediyor’ diye eleştirilirsiniz. Bundan kurtulmanın tek yolu şeffaflık.” diye konuştu.
"Liyakatı odağa oturtup gerçekle hareket ettik"
Ergin, TEYDEB’deki değişim için gelişmiş ülkele sanayi-akademi-teknoloji denkleminin ele alınış şekillerini incelediklerini belirterek, şu bilgileri verdi:
”Dünyada hızlı ilerleyen ülke örneklerini inceledik. TÜBİTAK olarak 46 ülkeyle 57 tane uluslararası anlaşma kapsamında iş birliği yapıyoruz. Bu kapsamda gördük ki, bazı ülkeler bizim gibi sanayi ile akademiyi birbirinden fazla ayırmıyorlar. Mühim olan proje ve teknolojidir, akademi ve sanayi neresinde durursa dursun diye yaklaşıyorlar. Kimileri de bunu öyle ayırıyor ki mesela Güney Kore, sanayi ve akademiyi teşvik eden kurumları birbirlerinden tamamen kopuk. Ama arka tarafta sanayi ve akademinin zaten iş birliği yaptığı bir ortamda bunu ikiye ayırarak bunu götürüyorlar.
Dünya örneklerini çalıştık ve gördük ki Türk bedenine ne Kore gömleği, ne İngiliz ceketi ne de Brezilya ayakkabısı olmuyor. O yüzden oradaki birikimi yanımıza aldık. Paydaşlarımızla, KOBİ’lerle, büyük şirketlerimizle konuştuk. Sonra da içeriye dönüp bizde oluşan tecrübeyi gözden geçirdik. Ortaya yeni bir program çıkarma aşkıyla çalıştık. Kolay değil, birkaç bürokratın aklına gelmiş de 'hadi bunu yapalım' denilen bir şey de değil. Tepeden inme, siyasi, bürokratik saiklerle oluşturulmuş bir şey değil. Liyakatı odağa oturtup gerçekle hareket ettik ve bu şekilde programları oluşturduk. İnşallah 2018'de pek çok başarıyı göreceğiz."
"Puan skalasına geçtik"
TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Şahin Gök, de TEYDEB Yeni Destek Sistemi Sunumu yaptı.
Gök, 30'dan fazla mevzuatın tek bir mevzuat haline getirildiğini belirterek, "Mevzuatın ruhu da süreç yönetimi anlayışıyla tasarlandı. Kafa karıştırıcı bir yapı söz konusu değil. Sisteme başvuru şartlarını da yalınlaştırdık. Formlardaki mükerrer soruları çıkardık. Formları kullanarak uluslararası başvurulara uyumluluğu da sağlandı." bilgilerini verdi.