Merhaba,
Ulaşım Online'nın bu köşesinde siz değerli okuyucularımla, Uluslararası ticaret, hava, kara, deniz, demiryolu taşımacılığı ve gümrük konularında güncel gelişmeleri paylaşmak amacıyla 15 günde bir bu köşede buluşacağız.
35 senelik Gümrük Müşavirliği çalışmalarımda edindiğim tecrübelerimi sizlerle bu köşede paylaşacak olmaktan çok mutluyum.
Gümrüklerle ilgili konular, gerçek anlamda bilgi ve mevzuatı her gün takip etmeyi gerektirmektedir. Bu hafta, 2000 yılında yürürlüğe girerek hayatımızı kolaylaştıran e-belge ile başlayan e-devlet uygulamalarının sonuncusu olan, 2010 yılında resmen kullanıma giren elektronik imza konusuna bir bakacağız. Bu uygulama ile ilgili alt yapı çalışmasına 2004 yılında başlanmıştı. 2010 yılından bu yana Gümrük Müşavirleri e- imza’yı Gümrük beyanname ve diğer evraklarında kullanmaktadır.
23 Ocak 2004 Tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5070 sayılı “Elektronik İmza Kanunu” ile Dijital imza (e-imza) ve ıslak imzanın eşdeğer olduğu kabul edilmiştir. Elektronik imzanın kullanımına 2010 yılında başlandı. Oldukça yavaş ilerlemesine rağmen, bu teknolojik uygulamadan memnunluk duyuyor olsak da bu uygulamanın, her alanda uyumlu olup olmadığını, ilerleyen buluşmalarımızda dile getireceğim.
“Elektronik imza nedir?” sorusunun cevabı, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununda yer alan şekliyle; başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veridir.
Elektronik imza, ıslak imza ile birlikte bir bütündür ve elektronik bir veri tabanında kişinin kimliğini doğrulayan ve garanti eden harf, karakter veya sembollerden oluşan bir sistemdir.
Bildiğiniz gibi 01.01.2011 tarihinde başlayan e-gümrük bazı sistem eksikliklerinden dolayı ertelenmişti. Bu ertelenmenin altın da yatan sebeplerden biride elektronik imzanın istenilen düzeyde yaygınlaşmamış olması olabilir. Bu konu hakkında neler biliyoruz gelin birlikte giriş yapalım.
Milenyum yılında arşivleme ve evrak yoğunluğu arasında boğulan devlet kurum ve kuruluşlarının bu aşırı evrak trafiğine getirilen çözüm olarak lanse edilmişti e-devlet. Türkiye tüm dünyada bu uygulamayı, sistemlerine hızlı bir entegrasyon ile sokmaya çalışan ülkelerin başında geliyor. Ancak daha sonraki yıllarda yavaşlamaya başladı ve alt yapı eksikliğinden kaynaklanan sorunların dışında devlet kamu ve kurumlarıyla alt yapı sistemini oluşturmakla görevli TUBİTAK-UEKAE’nin (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü) arasındaki iletişimsizlik nedeniyle tam olarak uygulamaya geçilemedi.
Tam 11 sene önce başlayan çalışmaların sonunda uygulamaya geçilmesi mutluluk verici olmasına karşın ortaya çıkan sıkıntılar endişe vericidir. Neden 11 sene süren alt yapıyı oluşturmak ve devletin kamu kurum ve kuruluşlarındaki belge akışını bir düzen ve disiplin içine sokacak çalışmada halen sorunlar çıkmaktadır? Bu önemli konuda hangi kuruluşlar sorun çıkartıyor? Bu soruların cevabını ilerleyen haftalarda yazacağız.
Bu sistemin biz Gümrük Müşavirleri ve ithalat/ihracat yapan dış ticaret firmalarımızın yararına olduğunu biliyoruz. Ancak uygulamada çıkan bu sorunların işlerimizi sekteye uğratacağı noktasında ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. Bu konunun gerek bağlı olduğumuz dernek ve kuruluşlarla gerekse Telekomünikasyon kurumunun görevlendirdiği TUBİTAK-UEKAE’nin doğru analiz yaparak ele aldığını düşünmek istiyoruz.
Ercüment TAHMAZ
Metsan Group Yönetim Kurulu Başkanı