IMF'in güncellediği Dünya Ekonomik Görünüm (DEG) Raporu'nda "Yükselen ve Gelişen Avrupa" başlığı altında yer verilen değerlendirmede, söz konusu ülke grubundaki büyümenin, Türkiye’ye ilişkin pozitif beklentilere paralel hızlanacağı ifadesi dikkati çekti. Raporda, Türkiye'nin ihracatının 2016'nın son ve 2017'nin ilk çeyreğinde güçlü toparlandığı belirtilerek, Türk mallarına yönelik dış talebin Avro Bölgesi ülkelerine yönelik olumlu beklentilerle artabileceğine işaret edildi.
Raporda Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentilerini revize etmeyerek bu yıl için yüzde 2,5 ve 2018 için yüzde 3,3 seviyesinde tutan IMF'in, kullandığı ifadeler dikkat alındığında yakın zamanda yukarı yönlü revizyona gidebileceği beklentileri de arttı.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, Türkiye’nin yenilenen GSYH serisine göre bir çeyrekteki ortalama büyüme hızının yüzde 1,1 olduğunu, Türkiye ile ilgili beklentilerin, durağan bir dönemde dahi yıllık yüzde 4,4'lük büyümeden başlaması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, yılın başında çeşitli gözlemcilerin bu yıl Türkiye ekonomisinin durgunluğa girebileceğini düşündüklerini ifade ederek, "Ancak yılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan güçlü performans artık iyice belirginleşti. İlk çeyrekte yüzde 5 büyüme, sadece manşet veriyle sınırlı kalmadı. Kompozisyon incelendiğinde dış ticaretin katkısı, beklentileri aşan büyüme verisinde ana dinamiklerden birisiydi." şeklinde konuştu.
Bora Tamer Yılmaz, büyümenin neredeyse yarısını net ihracatın oluşturduğunu belirterek, "Turizm ve tarım sektörlerinin devreye girmesiyle yüzde 5'i geçen büyümeyle karşılaşabiliriz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye ekonomisi gözlemcilerinin büyüme beklentilerini güncellemeleri ve fiili gidişat ile uyumlu hale getirmeleri gerekir." dedi.
Turkey Macro View (TMV) Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer de Türkiye ekonomisinin, bu yıl hem ana ticaret ortağı AB ekonomilerinin beklentilerden güçlü bir performans göstermesi sayesinde hızlanan ihracatı hem de genişlemeci politika tedbirleri sayesinde toparlanan iç talebi ile G20 ülkeleri içinde olduğu gibi, bulunduğu bölgede de güçlü büyümesiyle pozitif ayrıştığını söyledi.