Turcas Petrol AŞ Üst Yöneticisi Batu Aksoy, Petkim özelleştirmesiyle 10 yıl önce çok şey öğrendikleri petrokimya sektörüyle ilgili yeni yatırım olanaklarını incelediklerini belirterek, "Singapur gibi biz de Ceyhan endüstri bölgesiyle başlayıp Güneydoğu'ya da pozitif etki yapabilecek, gerek ithal kaynakları hammadde olarak kullanarak gerekse boru gazı veya petrolüyle alınacak kaynaklara dayalı bir petrokimya endüstri parkı kurulmasının başarılı olabileceğini düşünüyoruz. Petkim'in özelleştirme sonrası kapasitesinin geliştirilmesi ve STAR Rafineri hazırlık deneyiminden sonra Turcas olarak master plan çalışması yapıldığını bildiğimiz bu alanda fizibilitelere bakıyoruz." dedi.
Aksu yaptığı açıklamada, Singapur'da oluşturulan petrokimyaya dayalı endüstri parkları sayesinde 10 yılda yaklaşık 80 milyar dolarlık ticaret hacmi yakalandığını söyledi.
Türkiye’nin cari açığının en önemli sebeplerinden birinin petrokimya ürünleri ithalatı olduğuna dikkati çeken Aksoy, söz konusu ithalat tutarının 11 milyar dolarının baz petrokimyadan, 10 milyar dolarının da kimyasal ürünlerden kaynaklandığı bilgisini verdi.
Söz konusu ithalatın önemli bölümünü yurt içindeki üretimle karşılayabilmek için Singapur modelinin örnek oluşturabileceğine değinen Aksoy, şöyle konuştu:
"Özellikle 11 milyar dolarlık petrokimya ürünü ithalatın azaltılması için neler yapılabileceği konusunda birtakım çalışmalar yapmaya başladık. Singapur’a gittik ve çok küçük bir ülke olmasına rağmen şu anda dünyanın en büyük petrol ve gaz ticaret merkezi olmayı başardığını gördük. Singapur'un özellikle Jurong adasında petrokimyaya dayalı 'endüstri parkları' oluşturulmuş. Bunu o kadar başarılı ve kurumsal bir şekilde yönetmişler ki dünyanın bütün büyük petrol şirketleri gelip yatırımlarını onların kurumsal yönetiminde eşit şartlar altında, bürokrasinin minimize edildiği, yatırım teşviklerinin ve imkanlarının çok hızlı bir şekilde yatırımcıya sunulduğu bir mekanizma çerçevesinde gerçekleştirme şansı elde etmişler. Bu parklar sayesinde Singapur 10 yılda yaklaşık 80 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yakalamayı başarmış durumda."
Çin'de 700-800 endüstri parkı
Benzer bir modelin söz konusu sistemin yöneticisi ve yaratıcısı olan Surbana Jurong firması tarafından Çin'de de uygulandığını ifade eden Aksoy, bugün Çin’de 700-800 kadar çoğu başarılı endüstri parkının faaliyette olduğunu aktardı.
Çin'in son 15 yılda bu üretim hamlesini sadece petrokimya alanında değil başka sektörlerde de gerçekleştirdiğini, ayrıca böyle bir petrokimya endüstri parkının sadece petrol ürünlerine değil doğalgaza da dayalı olarak geliştirilebileceğini anlatan Aksoy, şöyle devam etti:
"Bu modeli sadece endüstri organize sanayi bölgesi gibi düşünmeyin. Üniversiteleri, hastaneleri, okulları, toplu konutlarıyla bir eko-sistem yaratılmış. Hatta problemli, güvelik sıkıntısı olan bölgelere inanılmaz bir refah getirmiş. Dolayısıyla Singapur gibi biz de Ceyhan endüstri bölgesiyle başlayıp Güneydoğu'ya da pozitif etki yapabilecek, gerek ithal kaynakları hammadde olarak kullanarak gerekse boru gazı veya petrolüyle alınacak kaynaklara dayalı bir petrokimya endüstri parkı kurulmasının başarılı olabileceğini düşünüyoruz. Petkim'in özelleştirme sonrası kapasitesinin geliştirilmesi ve STAR Rafineri hazırlık deneyiminden sonra Turcas olarak master plan çalışması yapıldığını bildiğimiz bu alanda fizibilitelere bakıyoruz. Dünyada petrokimya sadece petrol ürünlerine dayalı değil doğalgaza dayalı da üretilmeye başlandı. Doğalgazdan petrokimyaya dönüşüm teknolojileri gelişti. Ama gördüğümüz bir gerçek var ki bu sektörde tüketilen malın neredeyse yüzde 90’ı ithal ediliyor. Yüzde 90’ı ithal edilen bir pazarda mutlaka yatırımcının kendisine doğru koşulları oluşturup yer bulacağını ve ekmek çıkaracağını düşünüyorum."
"İran'dan metanol alabiliriz"
İran'da ambargo sonrasındaki yatırım olanaklarına da değinen Aksoy, "İran ambargolar veya finansman kaynaklarının açıklığı tarafında henüz çok net değil. Ancak finansman imkanları biraz gelişirse, biz Turcas olarak orada yenilenebilir enerji dahil birçok konuda direkt yatırımcı olabiliriz." dedi.
Zorluklara karşın İran’ın doğalgazdan petrokimya üretimi yaparak ucuz doğalgazını yüksek değere dönüştürdüğünü ifade eden Aksoy, "Biz oradan da kendimize fırsat çıkarmaya çalışıyoruz. Mesela ellerinde olan fazla metanollerini ithal edip burada ona dayalı ağır sanayi petrokimya tesisi kurabiliriz. Yani 300 dolarlık metanolü bin 300 dolarlık polietilene dönüştürebiliriz. Petrokimyada pazar Türkiye. İran ise her halükarda bizim hem kaynak sahibi bir ülke olarak hem de yatırım açısından radarımızda olan bir ülke. İran'da finansman imkanları biraz gelişirse, biz Turcas olarak yatırım fırsatlarını değerlendirmeye hazırız. Ümid edelim ki, İran’ın politik konuları önümüzdeki 3-4 yıl içinde biraz daha iyi bir noktaya gelir ve Türkiye için de ilave bir yatırım veya tedarik pazarı imkanı ortaya çıkar." değerlendirmesinde bulundu.