Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türk firmalarının küresel marka olmak için atacağı adımları ilk kez düzenlediği Marka Türkiye konferansında dünyaca ünlü gurularla birlikte ele aldı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “2023 hedeflerine ulaşmak için Türkiye’yi, Türkiye’nin markalarını dünyaya nasıl anlatırız gibi sorulara cevap bulmak için ortak bir akıl geliştirmeyi hedefliyoruz. Türk malı dendiğinde kalite ve güvenilirlik algısını yerleştirirsek, küresel çapta markaları daha kolay oluşturabiliriz” dedi.
Marka danışmanı Jacob Benbunan: “Türkiye, dışarıda oluşan olumsuz algıyı yıkmak için günümüzün Kanunisi gibi olmalı. Kanuni 16.yüzyılda kültürel potansiyelinizi keşfetti ve bunu besledi. Teknoloji, yenilenebilir enerji, hoşgörü gibi alanlarda markalar yaratın. Turizm, kamu diplomasisi, insanlarınız gibi elinizdeki tüm malzemeleri kullanın.”
Hindistan’ı dünyaya tanıtan kampanya Make in India’nın yaratıcısı V. Sunil: “Büyük ölçekte markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan oluşan küçük bir grupla çalışmalısınız. Diğer türlü, sistemi zaten zorladığınız bu tür kampanyaların hayata geçmesinde süreç uzar.”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda Türk firmalarının küresel marka olma yolunda atacağı adımları Marka Türkiye etkinliği ile hızlandırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda Ekonomi Bakanlığınca TİM’in organizasyonu ile ilk kez düzenlenen düzenlenen Marka Türkiye konferansı, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında başladı. İki gün sürecek etkinliğin açılışına, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde TİM Yönetim Kurulu ile birlikte Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez ve dünyaca ünlü marka guruları katıldı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, açılış konuşmasında artık milli hedef konumuna gelen 2023 hedeflerine ulaşmanın yolunun yüksek katma değerden geçtiğine dikkat çekti. Hedefe ulaşmak için dört temel prensibin varlığına dikkat çeken TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi “Bunlar Ar-Ge, İnovasyon, Tasarım ve Markalaşma. Katma değer artışı sağlayabilmek için de markalaşma çok kilit bir noktaya geldi. Dünya ekonomileri büyüyüp gelişiyor, rekabet her geçen gün daha da çetin hale geliyor. Markalaşma ise bizi bu yarışta öne geçirecek en önemli faktörlerden biri. İhracatın tüm paydaşları arasında bir marka kültürü yaratmak istiyoruz. Türkiye’yi, Türkiye’nin markalarını, marka olmaya aday ürünlerini dünyaya nasıl anlatırız gibi sorulara cevap bulmak için ortak bir akıl geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla ilk defa Marka Konferansı gerçekleştiriyoruz. Gerek sanayimizde gerekse de hizmet sektörümüzde bilinç düzeyimizi daha yukarılara taşımamız gerekiyor. Dünyada Türk malı dendiğinde insanların kafalarında kalite ve güvenilirlik algısını yerleştirmemiz gerekiyor. Bunu başarabildiğimiz takdirde küresel çapta markalarımızı çok daha kolay bir şekilde oluşturabiliriz” dedi.
Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez de günümüz dünyasında birçok ülkenin markaları ile var olduğuna dikkat çekerek “Ama o markaları destekleyen ülke imajları da var. Biz de Turquality ile markaları ve katma değerli ürünleri desteklerken, diğer taraftan ülke markamızı destekliyoruz. Türkiye markası için Discover the Potential”, “Türkiye İmaj Kampanyası” ve “Come to Turkey, discover your own story” gibi pek çok projeyi hayata geçirdik. 2023 hedefleri yolunda yenilikçi ürünler oluşturmak isteyen tüm markalarımızın yanındayız. Marka Türkiye etkinliğini de gelenekselleştirerek devam ettireceğiz. Böylece ülkemizle ilgili oluşmuş olan farklı önyargıları da değiştireceğiz” dedi.
Benbunan: “Türkiye, günümüzün Kanunisi olmalı”
Etkinlik konuşmacılarından Midnight marka ajansı Saffron Brand Consultants Global CEO’su Jacob Benbunan, Türkiye’ye karşı yurt dışında oluşan olumsuz algısın giderilmesi için Kanuni Sultan Süleyman’ın 16. Yüzyılda uyguladığı kültür potansiyelinin tekrar keşfedilmesi gerektiğine dikkat çekti. Discover the Potential slogan ve kampanyasının oluşturulmasında etkili isimlerden olan Benbunan, medeniyetin başladığı Türkiye’de birtakım terör saldırıları nedeniyle kalplerin yandığını ve dünyada pek çok insanın bu acıları paylaştığını dile getirdi. Benbunan, bu süreçte AB ile gerilimli durumlar ortaya çıktığını, AB’ye yakın mıyım, değil miyim kavgası nedeniyle son dönemde Türkiye’ye karşı dışarıda olumsuz bir algı oluştuğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi algı, gerçeklik taşır. Türkiye’nin yapacağı, bu algıyı dönüştürmektir. Dünya tarihinde sadece iki insana Muhteşem denmiş, biri de Kanuni Sultan Süleyman. Kanuni, 16.yüzyılda kültürel potansiyeli keşfetti ve bunu besledi. Çünkü tüm kültürlerin Osmanlıyı beslediğine inanıyordu. Örneğin Mimar Sinan’ı buldu ve tüm dünyadaki en güzel cami olan Süleymaniye’yi inşa ettirdi. Kanuni’nin 16.yüzyılda yaptığını yapmanız, o dönemki potansiyelinizi tekrar keşfetmeniz lazım. Başka Kanuniler ve Mimar Sinanlar bulmanız lazım. Türkiye siyasi ve ticari açıdan hala çok güçlü. Jeopolitik konumu inanılmaz. Markalarınızı ihraç ederek dünyayı yeniden keşfedin. Teknoloji, yenilenebilir enerji, hoşgörü gibi alanlarda markalar yaratın. Mülteci pozisyonunuzdan sonuçlar çıkarın. Örneğin Kanada sadece bin 500 mülteci kabul etti ve tüm dünyaya bunu nasıl yaptığının reklamını yaptı. Türkiye ise medeniyetlerin ve hoşgörünün beşiği. Mutsuz ve üzüntülü iki yılın ardından yeniden uçma zamanınız geldi. Turizm, kamu diplomasisi, insanlarınız gibi elinizdeki tüm malzemeleri kullanın. Çünkü Türkiye’nin dünyaya katkısı sınırsızdır. Türkiye’nin kendini adapte etme becerisi hala çok yüksek.”
“Markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan küçük bir grupla çalışın”
Etkinliğin konuk konuşmacılarından biri de Hindistan’da yaşanan krizin izlerini silmek üzere 2014 yılından bu yana ülkeyi dünyaya tanıtan kampanya Make in India’nın yaratıcısı ve Incredible India reklam kampanyasının baş direktörü V. Sunil oldu. V. Sunil konuşmasında şunları söyledi: “Kampanya öncesinde Hindistan turizmi çok kötüydü. Yatak satışı durmuştu. Ülke ekonomisini tekrar canlandırmak üzere Hükümet politikası olarak uyguladığımız kampanyada Hindistan’ı Hindistan yapan her şeyi kullandık; ülkedeki tüm renklerinden yogaya, ayurvedadan Hint yemeklerine kadar her şeyi. Tasarım, sanat, kültür tüm öğeleri bir araya getirdik. 2007 yılından itibaren de dünyanın en önemli şehirlerinde ya da Heathrow gibi en büyük havalimanlarında kendi reklamlarımızı görmeye başladık. Yine yurt dışında insanların kendi kültürümüzü deneyimleyeceği platformlar hazırladık. Hepsi işe yaradı. Kampanyanın hayata geçmesi ile daha ilk yıl yüzde 16’lık büyüme kaydedildi. 2011 yılında ise kampanya şu anki haline evrimleşti. Hindistan’a turist olarak gelip buraya yerleşen isimleri bulduk ve onları kayda almaya başladık. Yani Hindistan nedeniyle anavatanını değiştiren insanları. Bu tür kampanyalarda, bir mesaj ortaya koyup, sonra da milyarlarca kişinin bunun arkasından gelmesini beklersiniz. Biz başarıya ulaştık. Siz de bu ölçekte bir markalaşma çalışmasında akıllı insanlardan oluşan küçük bir grupla çalışmalısınız. Diğer türlü, sistemi zaten zorladığınız bu tür kampanyaların hayata geçmesinde süreç uzar.”
İskoçya'nın Algı ve İtibar Yolculuğu oturumunda Visit Scotland Proje Direktörü Kyle Hardie ve Türkiye Araştırmacılar Derneği Başkanı Fulya Durmuş, İskoçya'nın tanıtım faaliyetlerini ve İskoç Ruhunu dünyaya taşınması sürecini birlikte anlattı. Etkinlikte bugün “Ülke Markası”, Destinasyon Markalaşması”, “Marka Kliniği”, “Sporda Markalaşma” ve haber sunucusu Ali Kırca ile “Marka Meydanı” panelleri ve yarın da “En Değerli Markalar”, “Ekrandan Doğan Markalar” ve “Turquality” gibi paneller düzenlenecek.