Uçuş fobisi (aerofobi) olan 1000'e yakın kişi THY Havacılık Akademisi tarafından hayata geçirilen uçuş korkusunu yenme programı ile bu korkusunu yendi. Teknik eğitim ve uçuş deneyiminden oluşan program iki gün sürüyor. Yurt dışına da açılmaya hazırlanan programın başarı oranı ise yüzde 95.
Dünya genelinde yüz binlerce insan konforlu ve hızlı seyahatin ne olduğunu uçuş korkusu nedeniyle tam olarak bilmiyor. Bu korkuyu yaşayanlar bedenlerinin en uç noktalarında hissettikleri panik duygusu nedeniyle uçağa yardımsız binemiyor genellikle. Bazıları ise uçmayı tamamen yok sayıyor. Ancak durum bu kadar başa çıkılmaz değil. Çünkü THY Havacılık Akademisi tarafından hayata geçirilen “Uçuş Korkusunu Yenme Programı” bu korkuya son veriyor. Yüzde 95 başarı garantisi veren programda 10 yılda 1000'e yakın kişiye destek olundu. Yoğunluğu göre ayda bir kere organize edilen program Cumartesi ve Pazar olmak üzere iki gün sürüyor. Eğitimlerin içeriği şu şekilde: İlk gün, havacılık alanında pilot, teknik eğitmen ve kabin eğitmen olan uzman kişiler uçaklarla ilgili pilotaj ve teknik konularda bilgi veriyor, katılımcıların uçuş korkuları üzerine psikolog eşliğinde değerlendirmeler yapılıyor, sonrasında da kabin simülatöründe sanal uçuş deneyimi yaşatılıyor. İkinci günde ekiple birlikte belirlenen herhangi bir destinasyona gerçek uçuş yapılıyor. Uçuştan bir saat önce katılımcılar, İstanbul Atatürk Havalimanı'na geliyor. Katılımcı İstanbul'dan kalkan uçakla gittiği herhangi bir noktada geri dönüş saatine kadar şehri gezip ekiple birlikte yemek yiyor. İstanbul'a dönünce kurs bitiyor. İki günlük eğitimin fiyatı 2 bin 200 TL. Ancak THY bünyesinde çalışanlarına yüzde 30 indirim uygulanıyor.
Yurt dışına açılıyor
THY’nin personele yönelik dergisi Empty’nin bu ayki sayısında açıklamalarda bulunan THY Eğitim Başkanı Prof. Dr. Kemal Yüksek programın başarısını şöyle anlatıyor: "Programa dair geri dönüşler çok iyi. Süreçler birbirini tamamlıyor. Psikologlarımız önce katılımcılarla temas kuruyor. Sorunun gerçek kaynağı uçuş korkusu mu değil mi tespit ediliyor. Eğer başka korkuları varsa programa alınmıyor. Programın temelinde bilgilendirme var. Çünkü insan bilmediği şeyden korkar. Biz eğitimlerimizde katılımcılar uçuş hakkında tüm detaylarıyla bilgilendiriyoruz. Bilinirlik oranımız artıyor. Ekip olarak bu konuda çalışıyoruz. Gerek televizyon gerek yazılı basın gerekse de sosyal medyada etkin şekilde varız. Bu da insanlara ulaşmamızı kolaylaştırıyor. Bu programda oldukça iddialıyız. Dünyada tekiz diyebilirim. Programımızın tek eksik tarafı İstanbul merkezli olması. Ancak şimdi buna da çözüm geliştirdik. Programa yurt dışından katılmak isteyenler için mekândan bağımsız bir ortam geliştiriyoruz. Simülatör yapıyoruz. Sanal gerçeklik platformu kurgulayarak, koltuk üzerine oturtulmuş bir mekanizmayla sanal gözlük ile kişilere uçma deneyimini yaşatacağız. Simülatör ihtiyacını orada karşılayacağız. Bunu yapınca dünya çapında esnekliğimiz devreye girecek. İki ay içinde uygulamaya geçmesini planlıyoruz. Çocuklarla ilgili de bir çalışma hazırlıyoruz. Uçuş korkusunu çocukluktan itibaren çözmek istiyoruz. Çocuklara burada uçakların montajı, uçak görselleri ile uçağın içselleştirilmesini sağlayacak bir program kurguluyoruz. Oyun alanı oluşturacağız. Okullardan, yurtlardan çocuklarımızı getirip bu ortamı yaşamalarını sağlayacağız. Böylece uçmayı küçük yaşlarda sevdireceğiz”
YOLCULARA TEKNİK BİLGİLER VERİLİYOR
Uçağa binmeyen insan sayısının dünyada çok fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Kemal Yüksek sözlerine şöyle devam etti: "Amerika'da uçağa binemeyen 20 milyon kişi var. Biz 10 yılda 1000 kişiye ulaştık ama bu sayı Türkiye'de de çok fazla. Burada iki aşama var: Hiç binmeyenlerin korkması ve uçanların korkması. İkisini de tedavi etme noktasında fayda sağlıyoruz. Burada başarısızlıkla sonuçlanan sayı üçü ya da beşi geçmiyor. Başarı oranı çok yüksek. Bu bir süreç. Bu programda başarılı olamazsanız ücretsiz olarak diğer programa katılabiliyorsunuz. Böyle bir imkân veriyoruz. Uçuş korkusunda daha çok yükseklik algısı, türbülans, sesler etkili oluyor. Aslında insanlar türbülansın ne olduğunu bilmedikleri için korkuyorlar. Biz programda bunun bilgisini veriyoruz. Seslerin ne anlama geldiği anlatılıyor. Teknisyenlerimiz, kabin görevlilerimiz bilgi veriyor. Bu bilgiler uçuş korkusunu yenmede etkili oluyor. Bugüne kadar türbülanstan dolayı hiçbir uçak düşmemiştir. Bunu insanlar bilmiyor. Bir yıldırım düşerek insanı öldürme olasılığı iki milyonda bir iken, uçağın düşmesi sonucu ölüm ihtimali yedi milyonda bir. Yani üç katı az bir risk söz konusu. Bu olasılıklara bakıldığında uçak güvenli bir ulaşım aracı."
"2 SAATLİK YOLU 2 GÜNDE GİTTİM!"
Her yaştan, her gruptan 7'den 70 'e herkes programa başvurabiliyor. Katılımcılar arasında sürekli iş seyahati yapmak zorunda olanlar da var, hiç uçağa binmemiş olanlar da... Katılımcılar arasında yer alan Aysel Akçay, uçuş korkusunun 30 yıldır var olduğunu söylüyor. Eğitime katılma kararını nasıl aldığını da şöyle anlatıyor: "Bu yıl turistik amaçlı Orta Avrupa turu yaptım. Yolculuğumu uçuş korkum nedeniyle karayoluyla gerçekleştirdim. Ama çok uzun sürdü. İki saatlik yolu iki günde gittim. O yolculuk sırasında uçuş korkumu yenmeye karar verdim. İnternette bu konuyla ilgili araştırma yaparken Türk Hava Yolları'nın eğitimine rastladım ve araştırıp başvurdum. Ankara'da ikamet ediyorum, eğitim için İstanbul'a geldim. Eğitim çok güzel. Bana çok faydası oldu."
YALNIZ UÇAĞA BİNMEKTEN KORKUYORDU!
Bir diğer katılımcı Fatma Şuvak ise bir iş kadını... Çok fazla seyahat ediyor ama mecbur kalmadıkça uçağa binmiyor. Uçuş korkusunu da şu şekilde anlatıyor: "Riski sevmeyen bir yapım var, çok kontrolcüyüm. Uçakta kontrolü kaybediyorum. Çünkü her şey benim dışında gelişiyor. Yanımda biri olmadan asla uçağa binemiyorum. Ve binmek zorunda kalırsam da sadece Türk Hava Yolları'nın uçaklarına binebiliyorum. Bu eğitimle bir uçak yolculuğu sırasında tanıştım. Çok korktuğum bir anda kabin memurları bana bu eğitimden bahsetti. Ben de araştırıp başvurdum. Eğitim sayesinde rahatladım. Teknik bilgilerin faydası oldu."
