İskenderun’da 9 metrekarelik bir sobacı dükkânından doğan 3.5 milyar dolar cirolu Tosyalı Holding’in patronu Fuat Tosyalı, “Biz kriz firmasıyız, her krizde yatırım yaptık. Şimdi de demir çelik tarihinin en büyük yatırımlarını yapıyorum. Hedefim üretimimizi 10 milyon tona, ciromuzu 10 milyar dolara ulaştırmak” dedi.
TOSYALI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı 5-6 yaşından bu yana hiç durmadan çalışan bir sanayici. Babasının 1952 yılında İskenderun’da 9 metrekarelik dükkanında soba borusu üreterek başladığı iş bugün 3 kıtada üretim yapan bir sanayi devini doğurdu.
Bu başarının altında Fuat Tosyalı ve kardeşlerinin imzası var. Tosyalı Holding’e bağlı Tosçelik Anadolu’nun en büyük sanayi şirketlerinden biri. Türkiye’nin global demir-çelik üreticisi olan Tosyalı Holding’in Cezayir ve Karadağ dahil olmak üzere toplam 22 üretim tesisi var. 2014 rakamlarına göre Tosçelik Türkiye’deki en büyük 20 sanayi kuruluşundan biri. Tosçelik, yassı çelikten boru üretimine, inşaat demirinden otomotiv ve beyaz eşya çeliğine çelik sektörünün tüm ihtiyaçlarını üretiyor.
2015 yılında 3.5 milyar doların üzerinde ciroya ulaşan Tosyalı Holding yatırımlarında asla frene basmıyor. Dakikada 5 bin metrenin üzerinde boru üreten Tosyalı Holding, 2020 yılında üretim kapasitesini 10 milyon tonun ciroyu ise 10 milyar doların cironun üzerine çıkarmayı hedefliyor. “Hep ileriye bakarım, bugüne kadar krizlerden hiç etkilenmedim” diyen Fuat Tosyalı’yla konuştuk.
Siz kaç yıldır iş hayatının içindesiniz?
47-48 yıldır iş hayatındayım. Ben kendimi bildiğimden beri çalışıyorum. 1961 doğumluyum. Şirketimizin temelini babam 1952’de atmış.
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Biz imalatçı bir aileyiz. Babam çıraklıktan itibaren çalışmış. Babamın okuma yazması yoktu, 5-6 yaşında çalışmaya başlamış. Babamızdan farkımız 5-6 yaşında işin yanında okula da başlamak oldu. Hem okuduk hem çalıştık. 4 kardeşiz. En küçüğümüz kız. Ben ve iki erkek kardeşim kendimizi bildiğimizden beri çalışıyoruz.
6-7 YAŞINDA KASA BANA EMANETTİ
Nasıl bir öğrenciydiniz?
Okulda ortalama bir öğrenciydim ama hep lider ruhluydum. Yaptığım işin hep önderiydim. Hep daha iyisini isteyen bir yapım var.
Kaç yaşında sorumluluk aldınız?
6-7 yaşında babam kasayı emanet etti.
O yaşta bir çocuğa nasıl emanet edilir?
abamın parayla pulla da işi yoktu. Kafasını kaldırmadan çalışan biriydi. Çok küçük yaşlarda yanımızda çalışan kalfaların, çırakların paralarını ben dağıtırdım. 8-9 yaşında otobüse biner İstanbul’a gelirdik. Hesabı kitabı ben yapardım, babam pazarlık yapardı. Beraber piştik, işi de beraber geliştirdik.
‘ANARJİK’ Mİ OLACAKSIN?
Ne zaman sorumluluk aldınız?
Liseyi bitirdikten sonra direkt işle uğraştım çünkü İstanbul’a gelip okumak istediğimde üniversite ortamının sağ-sol çatışmaları nedeniyle karışık olması ailemin karşı çıkmasına neden oldu. Babam “anarjik mi olacaksın başıma?” dedi. İstanbul’dan dönüp Afyon’da okumaya gitmek istedim ama daha kayıt yaptırdığım gün olay çıkınca tenekeci dükkanına geri döndük. Biz tenekecilik, sobacılıktan emaye kaplı soba, boru üretimine geçtik. 9 metrekarelik bir yerde üretim yapıyorduk. Sonra tamamen el imalatıyla emaye üretimine geçildi. Küçük küçük makineler alındı. Askerlikten sonra 9 metrekarelik dükkandan 36 metrekarelik bir yere geçtik. Büyük aşamaydı bu bizim için. 2-3 yıl içinde 125 metrekarelik yere geçildi. Küçük sanayi sitesinde yerimiz oldu.
İSKENDERUN’DAN BİR DEV ÇIKTI
Türkiye’nin dev şirketlerinden birini kuracağınızı hayal etmiş miydiniz?
Biz işi iyi yapmaya odaklandık. İmalatçılıktan sanayiciliğe geçmeye karar verdik. İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’de şimdiki Tosyalı Demir Çelik’in bulunduğu yeri aldık. 1990’lı yılların başıydı. Bizim için sıçrama oldu bu. Küçük imalat işini bıraktık, sanayi üretimine geçtik. Tosçelik’i kurma fikri ortaya çıktı. Her sene yüzde 100’e yakın büyüdük. 1998 yılında Tosçelik üretime girdi. İskenderun’dan çıkan Türkiye’nin en büyük 17, 18’inci sanayi kuruluşu olduk.
Her kriz döneminde yatırım yapmışsınız. Şu günler için de aynı şeyi söyleyebilirim. Frene basılan bir dönemde siz yatırımlara devam ediyorsunuz.
Biz kriz firmasıyız, kriz yöneticisiyiz. O gün bugündür her krizde büyürüz. Her krizi iyi yönettik. Her krizde de yatırım yaptık. Şimdi de demir çelik tarihinin en büyük yatırımlarını yapıyorum. 2008 yılında Lehman Brothers krizi patladığında Türkiye’nin ilk yassı çelik tesisinin yatırımını yapıyordum, şimdi bunun ne kadar doğru bir yatırım olduğunu görüyoruz. Sanayici geleceği okumalı.
BİZ HİÇ DAM OTU OLMADIK
Demir çelik işi yapanlar en zor günlerini yaşarken siz ne yapıyorsunuz da etkilenmiyorsunuz?
Doğru, şimdilerde demir çelik şirketlerinin çoğu kırmızı bilanço gösteriyor. En yaşlı değilim bu sektörde ama en deneyimlilerden biriyim. Bu sektöre en büyük yatırımı yapan aileyiz. Ve hep ilkleri yaptık. Özel sektörün ilk yassı çeliğini biz ürettik. Bugün için yine Türkiye özel sektörünün madene dayalı çelik üretimini biz yapıyoruz. Bilgi ve sermaye birikimi dışında işgücü ve müşteri birikimiz var. Müşterimiz bize çok güvenir. Piyasa odaklı düşünmüyoruz. Talepleri görüyoruz, o talepleri karşılayacak yatırımlar yapıyoruz. Müşteri önünde hep konjonktürü iyi okumuş ve ona göre ürünler üreten Tosyalı’yı hep bulur. Bizde eskiler dam otu derler. Eskiden damlarda yağmur yağar ot çıkar sonra rüzgar eser onlar giderdi. Biz daha küçükken de birileri kışın sobacı olur, havalar ısınınca ortadan kaybolurlardı. Rahmetli babam “siz işinize bakın” derdi. Sektörün iyi zamanlarında birkaç kuruş para bulan “bu işi yaparım” diyor ama daha tesisi kurana kadar konjonktür değişebiliyor. Bu işi bilmek lazım. Makine alıp koymak yetmiyor. Çok dramatik hikayeler vardır bizim sektörde. Dünyanın en iyi makineleri alıp da üretim yapamayanlar oldu.
CEZAYİR’DEKİ EN BÜYÜK YATIRIMCILARDAN BİRİ
TOSYALI Holding, 3’üncü etap üretim tesisi bittiğinde Cezayir’de 1.3 milyar dolarlık yatırım yapmış olacak. Holding’in Cezayir’e yaptığı yatırım miktarı da toplamda 2 milyar doları bulacak.
Neden Cezayir?
Ben oraya fuara katılmak için gittim. 1995 yılında oraya ilk ihracatımızı yaptık. O dönemde İsrail’e, Amerika’ya, Avrupa’ya ihracat yapıyorduk. Cezayir’de bizimle çok çalışmak isteyen oldu. Oradaki mevzuat Fransızca, çok zorluk vardı. Orada şimdi de ortaklık yaptığımız şirketle çalıştık. 4-5 yıl sonra Avrupa ile ticaret anlaşmaları yaptı Cezayir ve Türkiye üçüncü ülke statüsüne düştü. Biz pazar kaybetmek istemiyorduk, bize yatırım teklifi geldi. Büyüme yönünde yeni bir atılıma ihtiyacımız vardı. Tosçelik’te de büyüyorduk. Dış pazarda da fırsat arıyorduk. Cezayir kolay bir pazar değil. Kendine has hassasiyetleri olan bir yer. Cezayir’de Petro-kimyadan sonraki en büyük yatırımcıyız.
BUGÜNÜ DEĞİL 2020’Yİ YAŞIYORUM
Hem Türkiye’de hem de dünyada sıkıntılar var. Sizin sektörünüzde de daralma var. Siz bu ortamdan etkilenmiyor musunuz?
Biz rekabetçi yatırımların karşılığını alıyoruz. Böyle zamanlarda rakipleriniz düşük teknolojiyle üretim yaptıkları için zorlanıyor. Kârlılığın iyice azaldığı dönemlerde bunlar önemli oluyor. Bugün Cezayir’de enerji fiyatları ucuz ama orada kurduğumuz tesis dünyada en az enerji üreten tesis. Her an orada bir kriz olabilir diye düşünerek yatırımı yapıyoruz. Biz hep en kötü senaryoya hazırlanıyoruz. Kötü senaryolara rağmen yaşayabilir miyiz değil, kar edebilir miyiz diye bakıyoruz. 2015 ve 2016’yı yaşamıyorum ben, 2020’de sunacağım ürünlerin market araştırmasındayım. 2020’yi yaşıyorum. Japon ortaklarımızla ürettiğimiz yeni ürünler için daha üretilmemiş ürünlerimiz için kontrat yapıyoruz. Çünkü kaliteli mal isteyen müşteri bir kere o ürünün üretildiği teknolojiyi merak ediyor. Kaliteye yönelik üretim yatırımı yapıyoruz.