Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata Arıak, telekomünikasyon sektörünün büyüklüğünün geçen yıl yaklaşık 51,14 milyar TL seviyelerinde gerçekleştiğini belirterek, "Toplam gelirlere bakıldığında 2017 yılında vergiler, harçlar, idari ücretler, hazine payları ve cezalar nedeniyle sektörden çıkan paranın yaklaşık 24,6 milyar TL olduğu tespit edildi." dedi.
Arıak, TELKODER'in 2017 Yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu'na ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, telekomünikasyon sektörünün 2017'de elde ettiği gelirin bir önceki yıla benzer seviyede olduğunu söyledi.
Telekomünikasyon sektörünün büyüklüğünün geçen yıl yaklaşık 51,14 milyar TL seviyelerinde gerçekleştiğini belirten Arıak, şunları kaydetti:
"Toplam gelirlere bakıldığında, 2017 yılında vergiler, harçlar, idari ücretler, Hazine payları ve cezalar nedeniyle sektörden çıkan paranın yaklaşık 24,6 milyar TL olduğu tespit edildi. Telekomünikasyon sektöründe enflasyondan arındırılmış toplam gelirlerde 2003 yılından bugüne kadar 640 milyon TL’lik artış sağlanabildi. Gerçek rekabet ortamını oluşturarak ve yeni yatırımlar yaparak sektörün büyümesini sağlayabiliriz."
Arıak, Türkiye’de elektronik haberleşme sektörünün son yıllarda dolar bazında büyüme kaydetmediğini, bu nedenle sektör gelirlerinin de hedeflendiği ölçüde artmadığını söyledi.
Arıak, her yıl düzenli olarak hazırlanan Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu'na göre, geçen yıllara yakın bir gelir elde edilse de sektörün en büyük oyuncuları olarak kabul edilen Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom ile alternatif hizmetler sunan şirketlerin gelirlerinde hedeflenen ölçüde bir artış yaşanmadığını kaydetti.
Sektörde yer alan alternatif işletmecilere hak edilen desteğin verilmesi gerektiğini ifade eden Arıak, "Gelişen ve rekabette güç kazanan alternatif şirketler, sektörün büyüme kaynağı olacaktır. Ülke ekonomisi ve güvenliği açısından kritik sektörlerden biri olan telekomünikasyon sektörünün sorunlarından tam olarak sıyrılması, rekabetin artması ve sektörün büyümesi için karar vericilerin desteği büyük önem taşıyor." dedi.
"WhatsApp gibi uygulamalar, SMS dışında mobil görüşmeleri de etkiliyor"
Yusuf Ata Arıak, Turkcell, Vodafone, Avea, Türk Telekom ve TTNET dışında kalan diğer işletmecilerin toplam gelirlerinin geçen yıl 6,8 milyar TL olduğunu belirterek, 2017 sonunda aralarında Turknet, İşnet, Millenicom, TTM Telekom, Eser Telekom, Demirören TV Digital ve Türksat gibi şirketlerin bulunduğu alternatif işletmecilerin gelirlerinin 4,18 milyar TL, pazar paylarının ise yaklaşık yüzde 8 olduğunu bildirdi.
Alternatif işletmecilerin pazar payının artması yönünde yapılacak uygulamaların pazarda rekabetin gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlayacağını vurgulayan Arıak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İngiltere’de yüzde 31, Almanya’da yüzde 52,6 olan sabit telefon trafiği Türkiye’de maalesef yüzde 2,6 seviyelerinde. Tüm dünyada genel olarak sabit ses trafiğinin düşme eğilimi içinde olduğu bilinmekle beraber ülkemizde düşüşün çok daha büyük olduğu görülüyor. Türkiye’de toplam trafiğin yüzde 2,6’sı sabit, yüzde 97,3’ü mobil trafik iken, İngiltere’de sabit trafik yüzde 31, mobil trafik yüzde 69, Almanya’da ise sabit trafik yüzde 52,6, mobil trafik yüzde 47,5 oldu. Türkiye’de sabit telefon trafiğindeki çok hızlı düşüşün temel sebebi, pazardaki rekabet eksikliği olarak görülüyor.
WhatsApp gibi uygulamalar, SMS dışında mobil görüşmeleri de etkiliyor. Mobil işletmecilerin gelir dağılımına bakıldığında, SMS dışında konuşma gelirlerinin ciddi oranda düştüğü de gözden kaçmıyor. Bu durumun temel sebebi olarak, özellikle Skype, WhatsApp gibi yabancı kaynaklı internet tabanlı hizmetler (ITH-OTT) ile haberleşme alanında Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin farklı düzenlemelere tabi olmalarından kaynaklandığı vurgulanıyor. Bu alanda yapılacak yeni düzenlemeler, yerli şirketlerin küresel pazardaki rakipleriyle daha adil ortamda rekabet etmesine olanak tanımalı."
"Veri merkezi işletmecisi tanımı yeniden düzenlenmeli"
TELKODER Başkanı Arıak, raporda ortaya konan analize göre, 2013 yılından sonra fiber abone sayısındaki artış hızının yavaşladığını ifade ederek, fiber internet abone sayısının kayda değer oranda artırılabilmesi için fiber şebekenin hızla yaygınlaşması ve bu kapsamda, yerli ve yabancı yatırımcıların fiber altyapı kurma çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
Şirketlerin yatırım konusundaki kararlı tutumunun yasalar doğrultusunda takip edilmesi ve desteklemesinin önem taşıdığını vurgulayan Arıak, şunları kaydetti:
"Uydu haberleşme sektörü büyük fırsatlar sunuyor. 2017 sonu itibariyle 10 bin 664 uydu haberleşme hizmetleri abonesi bulunuyor. Türkiye üzerindeki uydu kapasitesi dikkate alındığında abone sayısının düşük olması dikkati çekiyor. Uydu haberleşme sektörünün önünde büyük imkanlar olmasına rağmen ihtiyaçlarının da oldukça fazla olması gelişmelerin önünü bir anlamda tıkıyor. Bu durumun ele alınarak bir an önce çözülmesi, uydu sektörümüzün ve Türksat’ın iç ve dış piyasalardaki fırsatları yakalamasını sağlayacak. Hizmet ve veriye olan talebin yüksek olması, genç nüfusun büyüklüğü gibi nedenlerle hızlı büyüme potansiyeli taşıyan Türkiye telekomünikasyon sektörünün, uydu yatırımları ile daha hızlı büyümesi sağlanabilir.
Türkiye’nin pazarda hak ettiği yeri alabilmesi ve ülke içinde üretilen verilerin ülke içinde kalmasının sağlanması için veri merkezi sektörünün desteklenmesi ve sürdürülebilir bir büyümeye ihtiyacı bulunuyor. Dolayısıyla dünya ile uygun standartlarda veri merkezi işletmeciliğinin yapılabilmesi için harekete geçilmesi önem taşıyor. Veri merkezi işletmecisi tanımı yeniden daha faydalı ve kapsayıcı ifadelerle düzenlenmeli. Diğer yandan, ülkemizin dünya veri merkezi sektöründe önemli bir oyuncu haline gelebilmesi için veri merkezlerinin en önemli gider kalemlerinden olan elektrik harcamalarında indirimli elektrik tarifelerinden faydalanmaları, hatta bazı durumlarda muaf tutulabilmeleri sağlanmalıdır. Yapı malzemeleri, mekanik ve elektrik donanımları, BT, donanım ve yazılım alımları üzerindeki ve satışlara doğrudan uygulanabilecek vergi indirimleri, veri merkezlerine tanınabilecek çeşitli vergi teşviklerinden birkaçı olarak sıralanabilir."