Demiryolunun 2010dan itibaren İstanbul-Ankara arasında önemi artabilir
Ben de yazdım, başkaları da... Biz otobüsçüler, yolcu taşımalarının yüzde 95’ini yapmıyoruz. Yapabilsek; daha iyi olacağız. Yüzde 95’i yapan, özel araçlarla birlikte tüm karayolu... Övünmek için ya da devleti borçlu çıkarmak için söylediğimiz bu yanlış ifadenin düzeltilmesi artık şart.
Bizde pek sağlam istatistik yok, ama şu ortamda yılda 290-300 milyar koltuk / kilometre bir taşıma var. Bunu kişi başına bölerseniz, pek fazla düşmez.
NE OLACAK ŞİMDİ
Denizyolunun şehirlerarası yolcu taşımasında şansı az. Söylendiği gibi neredeyse bir iç deniz olma avantajıyla Marmara ile sınırlı. Demiryolu atak yaparsa pay kapabilir. Halen ucuz da olduğu halde payı az.
Demiryolunun 2010’dan itibaren İstanbul-Ankara arasında önemi artabilir. Havayolu için uygun meydanımız bol... Hesapsız kitapsız pek çok meydan yapıldı. Uçak da bulunur ama mâliyet önemli. Tehlike göründüğü kadar büyük değil. Bu fiyatlarla bu işi sürdürmeleri zor geliyor. Akaryakıt ucuz olsa da zor yürür. Bir yerlerden tıkanır bu sistem...
Yüzde 95 olan karayolu payını yüzde 90’ın altına indirmek hayli zor. Avrupa’da bile yüzde 88’miş karayolu... Otomobilin payı, zamanla artacak tabii!..
ÇÖZÜM NEREDE
Hiç şüphesiz ki; çözüm, vatandaşın daha çok seyahat etmesinde. Yani yolculuk talebinin artmasında.
Bunun da belli şartları var:
Birincisi, millî gelirin artması... Millî gelir arttıkça, insanlar daha çok seyahat edecek. Korkmayın millî gelir arttıkça uçak tercihinin ve otomobil tercihinin artacak olmasından... Bu artıştan herkes payını alır!
İkinci husus, insanlarımızın seyahate teşvikinden geçiyor. Ülkemizde varolan güzellikleri, zenginlikleri ve etkinlikleri duyurmak, tanıtmak ve insanları cezbedecek yeni yeni etkinlikler düzenlemek gerekiyor. Güneşin ayrı, festivalin ayrı, alışverişin ayrı ilgilisi var.
Buna göre de çeşitlilik gerekir.
Fazla söze gerek var mı?
TELÂŞ YOK
Uçakların sefer başlattıkları bölgelerde tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Telâş yapmadan düşünmek gerekiyor. Seferlerin kısılması ilk şartımız...
Ben, öteden beri söylerim: Herkese beş yıldızlı hizmet gerekmez diye...