SİVİL toplum örgütleri toplumsal gelişimin itici gücü ve vazgeçilmez unsurlarıdır.
Mesleki sivil toplum örgütleri temsil ettikleri meslek grubunun sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimini sağlamak, sorunların çözmek, çalışma koşullarını iyileştirmek, sürdürülebilir bir çalışma ortamı sağlamak için politikalar oluşturmak ve bu politikaların gerçekleşmesi için gerekli tüm süreçleri ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde takip etmekle yükümlüdür.
Karayolu yolcu taşımacılığı sektörünü temsil eden sivil toplum örgütlerinin çözmesi gereken önemli güncel sorunları sıralamak gerekirse,
a) Otobüs başına yıllık ortalama 60 bin lira olan servis giderinin ortak servis sistemi ile 20 bin lira seviyesine çekilmesi,
b) Ortak satış sistemleri ve ortak şehir içi terminalleri ile mâliyetleri en aza indirmek, komisyon oranlarını yüzde 30’lar seviyesinden yüzde 15’ler seviyesine indirmek, bu sayede otobüs başına yılda 70 bin lira tasarruf sağlamak (Akıllı sistemler ve elektronik bilet sistemleri ile).
c) Ortak çağrı merkezi: Her firmanın ayrı çağrı merkezlerini, belli bir düzen ve disiplin içerisinde birleştirmek,
d) Otobüs başına ortalama yıllık 100 bin lira olan otogar çıkış ücretinin tavan ücret uygulaması ile 50 bin lira seviyesine çekilmesi,
Başta olmak üzere bir çok konuda verimliliği arttırıcı tedbirlerin alınmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması sektör mensuplarının beklentileridir.
Yukarıda vurguladığımız dört başlıkta otobüs başı yıllık tasarruf 180 bin lira olmaktadır.
Bu gibi çözümler üretilmesi gerekirken hiçbir şey yapmadan çok şey yapıyormuş gibi görünmek, ancak bir mahkûmiyetten kaynaklanır. Sivil toplum örgütleri ve yöneticileri kendi küçük çıkarları için vesâyet altına girmemeli, kişilere değil sektörlere hizmet etmelidir.
Sivil toplum örgütlerinin kandırmacı metodlarla niteliksiz çoğunluk görüntüsü sektöre yapılan en büyük yanlışlık ve haksızlıktır. İnsanları sizin ne olduğunuz değil, ne yaptığınız ilgilendirir.
Sektör için yukarıda vurguladığımız konularda, atılacak adımlarda herkesle birlikte yürümeye hazırız. Zaten sektördeki bölünmenin de temel sorunu budur. En büyük olduğunu iddia etmek, büyük işler yapmayı gerektirir. Büyük işlerin tanımını yukarıda açık bir şekilde yaptık. Ama yapılamaz, çünkü başı belli bir menfaat zincirinin halkaları olmaktan vazgeçmek yürek ister, vicdan ister, adamlık ister... Ama nerede o vicdanlar, nerede o yürekler, nerede o adamlar?
İş yapmakla şov yapmak ayrı şeylerdir.
TOF’UN PROJELERİ
Tüm Otobüsçüler Federasyonu olarak otogarlar ve cep otogarları ile ilgili “sağlıklı” bir yapının kurulması için çalışmalar yapıyoruz.
Kavacık ve Alibeyköy’deki mevcut durum, firmaların kendi işlettiği peronlar şeklinde olduğundan, dileyen firmanın da dilediği takdirde bu masraf kapılarını kapatarak ortaklaşa oluşturulacak indirme bindirme noktalarından yararlanabilmeleri maliyetlerden iyice bunaldığımız düşünüldüğünde çok daha doğru bir çözüm olacaktır inancındayım. Ayrıca, Taksim ve Avcılar’da aynı şekilde ortak indirme bindirme noktalarının tesisi, servis araçları ile ilgili masrafları, ayrı ayrı işletme masraflarını azaltacaktır. Bu da sektör lehine olacaktır. Bu nedenle; başta bu iki nokta olmak üzere, İstanbul’un coğrafî yerleşim plânı esas alındı. Gerekli görülecek noktalarda ortak indirme bindirme peronları oluşturulması ile ilgili girişimlerimiz de hem ilçe belediyeleri ve hem de Büyükşehir Belediyesi nezdinde devam ediyor. Dünyayı göz önünde bulundurduğumuzda; hükûmetin akaryakıttaki yüksek fiyat politikası sektörümüzü çok büyük bir sıkıntıya sokuyor. Türkiye’de petrolün üzerine konan vergilerle beraber, gerçekten sektörümüz çok zorlu bir döneme girdi. Mazot pompaya girmeden önce ÖTV uygulanıyor. Ardından, yani ÖTV’ bindirilmiş fiyat ayrıca KDV’lendiriliyor. Hesap böyle olunca; Türkiye, petrol fiyatları konusunda dünya devletleri arasında rekorunu devam ettiriyor. Karayoluyla nakliye yapan ülkelerde petrol fiyatlarını bu kadar vergilendiremezsiniz.
Bu enflasyona olumsuz etki eder...Ulaşımla ilgili maliyetler hayatın içindeki bütün girdileri yüzde 20 oranında arttırılırsa, enflasyon yüzde 10’un altındadır demeye de hakkı olmaz hükümetlerin. Tüm Otobüsçüler Federasyonu olarak bizim, “sektörün yaşamını belirlemek”, “sektörün koşullarını belirlemek”, “sektörün koşullarını iyileştirmek” gibi bir sorumluluğumuz var.