Türkiye’nin önde gelen enerji oyuncusu Enerjisa’nın dağıtım ve perakende işlerini bünyesinde toplayan Enerjisa Enerji’nin CEO’su Kıvanç Zaimler, Türkiye enerji sektörünün ana karakteristiğini, uygulanan politikaları ve bunlara ilişkin yaklaşımını Enerji Günlüğü ile paylaştı. Spor alanında yaygın şekilde kullanılan “futbol sadece futbol değildir” sözünü hatırlatan Kıvanç Zaimler, “Bu enerji için de geçerli. Enerji sadece enerji değildir. Bu sektörün regüle edilmeye ihtiyacı var. Enerji talebi her yıl yüzde 5 büyüyen bir piyasada da başkası yapılamaz. Böyle bir piyasa, ancak bilinçli ve kontrollü yönetilebilir. Bu kadar ülke gezdim, Türkiye bu anlamda, kendi şartları içinde doğruları yapıyor” dedi.
“Nihai enerji fiyatları düşük”
Türkiye’de enerji sorulunca hem sokaktaki vatandaşın hem de sanayicinin ilk söylediği kelimenin “pahalı” olduğunu ifade eden Enerjisa Enerji CEO’su Kıvanç Zaimler şunları söyledi: “Algımız böyle.
Peki neye göre? Oysa Avrupa’daki en ucuz nihai tüketici enerji fiyatlarına sahibiz. Enerji ucuz ama mutlak değer olarak mı yoksa cari olarak mı? O ülkedeki kazançla bendeki kazanç aynı mı diye soracaksın. Harcanabilir geliri ile enerji fiyatları arasındaki dengeye baktığımızda, enerji fiyatları, harcanabilir gelir artışının yarısı düzeyinde artmış. Kişi başı GSMH ile bakabilirim, harcanabilir gelir miktarıyla ilgili bakabilirim. Nihai fiyatların en düşüklerde olduğunu görüp biliyoruz.”
“Rekabet için ucuz enerji yetmez”
Enerji maliyetlerinin rekabetçi bir sanayi için büyük önem taşıdığını vurgulayan Kıvanç Zaimler “Tamam sanayicim uluslararası piyasalarda rekabetçi olsun ama bu sadece ucuz işgücü ve ucuz enerji ile olmaz. Teknolojisiyle, markasıyla da bunu desteklesin. Yoksa biz içeride desteklenmiş enerji fiyatlarıyla bunu yapamayız. Verimliliği esas almalıyız. Enerjisini iyi yöneten bir sanayi yaratmalıyız. Bunun için, dağıtık üretimi ve talep tarafı yönetimini işin içine katabiliriz” ifadelerini kullandı.
“Maliyetler fiyata yansımalı”
Enerjide fiyat oluşumunun önemine de değinen Zaimler şöyle konuştu:
“Gerçek maliyetlerin yansıtılabildiği, arz ve talebin ana belirleyici olduğu ve değer zincirinin her halkasında iyileştirme ve gelişmenin olduğu, doğru maliyetlerin yansıdığı bir piyasa yapısı kurulması lazım. Bu yönde ciddi adımlar atılıyor. Ama henüz gidilecek çok yol var. Çünkü Türkiye’de bu adımları atmak, başka bir ülkede atmaktan çok daha zor.”
50 milyar dolar kredi borcu
Türkiye’nin enerji yatırımlarının çoğunu büyüme nedeniyle artan talebi karşılamaya harcadığının altını çizen Zaimler, “Hem doğalgaz hem elektrik alanında özel sektör 90 milyar doların üzerinde yatırım yapmış. Bu yatırımlar nedeniyle sektörün halen 50 milyar dolarlık kredi borcu var. Bütün bu yapının müşteri, yatırımcı ve ülke menfaatlerini dengede tutup yönetmeye çalışan ve benim başarılı gördüğüm bir enerji yönetimi söz konusu” diye konuştu.