Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, AA muhabirine Türkiye ekonomisi açısından 2018'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi, 2019'dan beklentilerini paylaştı. Bu yılın 81 milyon açısından zor geçtiğini anlatan Kutman, ancak bu zorluğun devletten değil, özel sektörden kaynaklandığını söyledi.
Kutman, özel sektörün çok uzun vadeli alması gereken kredileri kısa vadeli kullandığını ve bu nedenle de ödeme zorluğu yaşadığını ifade ederek, "Kredilerin ödenemeyeceğini gören yurt dışı finans kurumları ve diğer kurumlar Türkiye'ye yüklendi ve böyle bir atak gerçekleşti. Şimdilik geçti ama neticede bankacılık sisteminde bir eksiklik var.
Bankacılık sitemindeki bu eksikliği de devlet kapatacak güçte. Allah'a çok şükür devletin bütçesi inanılmaz güçlü, herhalde Almanya'dan sonra Avrupa'nın en iyisi, dünyada da sayılı ilk 5-6 ülkeden biri. Bu yaşananlar gelip geçici sıkıntı." diye konuştu.
Yıl sonunda enflasyonun yüzde 21-22 bandında olacağı öngörüsünde bulunan Kutman, dolar ve faizlerin ise mevcut seviyelerini koruyacağını düşündüğünü dile getirdi.
Kutman, en büyük problemin ise işsizlik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İşsizlik yıl sonunda yüzde 11'in üzerinde kalır. Büyüme tarafında ise 2018 sonu için benim tahminin yüzde 2,5'ler civarında. Büyümek çok kolay, pompalarsınız balon gibi şişer ama balon gibi şişirmemek önemli. Büyümenin 2019'da yüzde 1-1,5 seviyelerini kesinlikle geçmemesi lazım. Tercihen de sıfır büyüme lazım. Şuna alışmamız gerek; öyle bir toplum olduk ki her şeyi tüketiyoruz, alıyoruz, kredi kartına taksit yapıyoruz.Türkiye böyle bir ülke değil, olmadı, olmamalı da.
Büyümenin katmanlarına baktığınızda ihracata dönük katkı paylı büyüme yok. Yaratıcılık, inovasyon ve teknolojik tarafımız yok. Bir savunma sanayi tarafında bu özellikler var, o da çok iyi gidiyor. Savunma sanayiye verilen desteğin artarak devam etmesi lazım. Bunun haricinde teknolojiye çok önem vermemiz, ciddi para ayırmamız gerek."
"Işık gözüktü ama hala tünelin içindeyiz"
Mehmet Kutman, teşvik verme noktasında çok iyi bir dengenin gözetilmesi gerektiğini belirterek, burada en önemli faktörün işsizlik olduğuna dikkati çekti.
Teşvik verilmediğinde bazı fabrikaların durakladığını, bunun da işsizliğin artmasını beraberinde getirdiğini anlatan Kutman, "Normalde bu destekler verilmemeli ama işsizliği körüklüyorsa teşvikler devam etmeli. Hükümet eminim ki bu dengeyi göz önünde bulundurarak teşvik kararı alıyor. Şuna her zaman inandım; özel sektörde teşvike dayalı bir ürünün uzun vadede yaşaması imkansız. Ne yaparsanız yapın, teşviksiz yaşamaya alışmanız lazım." dedi.
Kutman, bundan 6 ay önce "tünelin dibi karanlık, pek ışık gözükmüyor" dediğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Şimdi ışık gözüktü ama hala tünelin içindeyiz. Tünelin dışına çıkmak 2020'yi bulacak gibi gözüküyor. Türkiye'nin en büyük katma değeri olan alan turizm. Turizmde bu yıl rekor yılı olacak deniliyor ama kişi başına düşen turizm geliri 700-800 dolar civarında. Dolayısıyla katma değeri yüksek, daha high end (yüksek kaliteli) turiste yönelmek lazım ki gelirleri bin 200-bin 500 dolara çekebilelim.
Bugün Maçka'da lüks bir otelin gecelik fiyatı 200 dolar. Aynı otel New York'ta olsa geceliği bin dolar eder. Bir şekilde fiyatların yükselmesi ve daha çok tüketen, para harcanan turiste yönelinmesi gerek. Dolayısıyla turizm çok çok önemli ve aslında en kolay alan.
Siz kendi ülkenizi düzgün tanıtır, güvenli imajını verseniz turizm çok büyük rakamlara rahatlıkla gelir. Önümüzdeki 2025-2027 döneminde turizm gelirlerinin 50 milyar dolar seviyelerine çıkmaması için hiçbir neden yok."
"Yönetenlere vefa borçluyuz"
Mehmen Kutman, Türkiye'nin son 2 yılda yurt içi ve yurt dışı birçok zorlu gelişmeyle karşı karşıya kaldığına işaret ederek, "Tüm bunlara rağmen Türkiye'nin hala böyle güçlü bir şekilde ayakta kalabilmesi çok büyük başarı. Bu konuda yönetenlere vefa borçluyuz." diye konuştu. Türkiye'deki ekonomik anlamda yaşanan problemlerin büyük kısmının geride kaldığını aktaran Kutman, ileriye dönük kalan sorunların çözümünün de zor olmadığını söyledi.
Kutman, otoritelerin mevcut problemleri gördüğünü, ancak özel sektörün biraz daha sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin, jeopolitik olarak hassas bir bölgede bulunduğuna vurgu yapan Kutman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bölgede birçok gelişme yaşanıyor. Diğer taraftan Türkiye son iki yılda pek çok şey atlattı. Bütün bu makro atmosferde Türkiye hala ayakta ve ne kamu dış borcunda, ne özel sektör dış borcunda bir problem çıktı. Türkiye ne olursa olsun, Rusya ve Arjantin gibi borcumu öteledim, ödemiyorum demiyor. Hem devlet hem özel sektör borçlarını kuruşu kuruşuna kadar yurt dışına ödüyor.
Dolayısıyla güven konusunda bir şüphenin yaşanmaması lazım. Bu çok önemli. Çok ağır bir ekonomik çalkantıdan geçtik, dünyanın çok az yerinde develüasyon yüzde 50'leri bulur. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bir kere borcunu ödememezlik yapmadı, o nedenle güvenin tam olması lazım.
Türkiye, çok uzun yıllar esaret altında yaşadı. Şimdi bunu geriye dönüp baktığımızda görebiliyoruz. Kuklalar vardır, ipleriyle yönlendirilir. Türkiye biraz böyleydi. Türkiye ilk kez diyor ki 'ben özgürüm, özgür iradem var ve kendi çıkarıma ne olacaksa ben onu öncelikli kılacağım'. Bu çok önemli bir konu. Bu yolda giderken önümüze binlerce engel çıkacaktır, hiçbir zaman yılmamak lazım. Doğru yoldayız, bu yolun sonu da refahtır."