İSPARK'a ait Alibeyköy Terminali, otobüslerin uzayan güzergâhı neticesinde eski verimliliğini yitirdi. Yüksek kira ve indirme-bindirme ücretleri, otobüsçüye ek maliyetler getirdi. Ekonomik özgürlük hakkını kullanmak isteyen firmalar, Alibeyköy'deki yazıhanelerini kapatmaya hazırlanıyor. Otobüsçüler, TOFED önderliğinde bir araya gelerek sorunun çözümü noktasında taşın altına elini koydu.
İstanbul Polat Otel'de TOFED Başkanı Birol Özcan'ın ev sahipliğinde yapılan toplantıya; İstanbul Özkaymak Turizm Sahibi İrfan Kalkan, RH İstanbul İşletmecisi Sultan Süleyman Kalkan, Metro Holding CEO'su Mehmet Akif Yaşın, Aydın Turizm'den Gökhan Uzun, Truva Turizm Sahibi Sinan Uzun, Ses Turizm Sahibi Mustafa Ünal, Ali Osman Ulusoy'dan Eray Eray, Ulusoy Turizm'den Erkan Tayşe, Nilüfer'den İhsan Aksan, UATOD Başkanı Mehmet Erdoğan, Başer Turizm'den Mehmet Haydın, Genç Turizm sahibi Erol Genç, Kamil Koç'tan Ersin Bahtiyar, Efetur'dan Kemal Küçük ve Süha Turizm'den Ahmet Uğur katıldı. Toplantıda TOFED Genel Sekreteri Mevlüt İlgin, TOFED Genel Müdürü Mustafa Özcan, TOFED Yönetiminden Adnan Değirmenci ve Musa Çaktır da hazır bulundu.
"GİRİŞ-ÇIKIŞ SAYISINI ARTIRIN"
Alibeyköy Terminali'nin her geçen gün cazibesini yitirdiğini dile getiren TOFED Başkanı Birol Özcan, "3'üncü köprüyle birlikte artan maliyetler karşısında Alibeyköy cazipliğini yitirdi. Otobüslerimiz 2'inci köprüyü kullanırken, Alibeyköy'den günlük ortalama bin 400 giriş-çıkışımız vardı. Bugün bu sayı 600'e düştü. Şuanda 3 yazıhanede boştur. İSPARK Genel Müdürü Nurettin Korkut ile toplantı yaptım. Durumu kendisine izah ettim. Şimdi İSPARK yönetimi yazı göndermiş, otobüs sayısını arttırın diyor. Böyle emri vaki bir şey olur mu? Bende diyorum ki; kullandırın bize 2'inci köprüyü, biz de 600 olan giriş çıkışı bin 500'e çıkartalım. 3'üncü köprü hem zaman hem de maliyet açısından otobüsçüye yük olmaya başladı. Ortalama her bir otobüse 6-7 bin lira ek maliyet bindi. Aksi takdirde Alibeyköy cazibesini yitirmiştir" dedi.
"ALİBEYKÖY'E GİRMEYİZ"
"Bize 2'inci köprü yasak ama D2 belgeli otobüslere 1 ve 2'inci köprü serbest. Bize de serbest edin ve biz de hem 1, hem 2, hem de 3'üncü köprüyü kullanalım. Eğer siz bize 2'inci köprüyü kullandırmıyorsanız bizde Alibeyköy'e girmeme kararı alırız" diyen Başkan Birol Özcan, bunun kesinlikle bir eylem kararı olmadığını ve sözlerinin kesinlikle çarpıtılmaması gerektiğini ifade etti. Başkan Özcan, "Alibeyköy'de biz ekonomik haklarımızı kullanıyoruz. Bu şekilde burası bizim maliyetlerimizi arttırıyor. Zarar ediyoruz. Sadece kısa hatlar değil, Anadolu'ya çalışan firmalarımızda zarar ediyor" diye konuştu.
"AŞAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR ENGEL YOK"
TOFED Başkanı Birol Özcan, konuşmasına şöyle devam etti: "Şuanda bu masanın etrafında karayolu taşımacığının yüzde 70'ini gerçekleştiren firmanın sahip ve temsilcileri bulunuyor. Kendi aramızda kararlaştıralım ve 4-5 kişilik bir heyet kuralım. İSPARK'a birlikte gidelim ve bunu tartışalım, talep ve önerilerimizi birlikte iletelim. Bugün Kamil Koç günde 250 sefer düzenliyor. Aylık 2 bin 500 sefer yapar. Aylık köprü zararı ise 15 milyondur. Zaten Kamil Koç'un aylık kârı o rakamdı, o da köprüye gitti. Bu Alibeyköy'de birlik ve beraberlik olursak, heyet olarak onların karşısına dizilirsek, Trakya'da ve Anadolu'da yaşanan sorunların çözümü noktasında onun da önünü açmış oluruz. Yeter ki birlik olalım. Ben TOFED olarak firmalarla çalışmak istiyorum. 4-5 kişilik bir heyet kurup, sizlerinde desteğini arkamıza aldığımız zaman bizim aşamayacağımız hiç bir konu yok. Sorunlarımızı hep birlikte anakent belediyelerine ve Ankara'ya bildirelim ve çözüm isteyelim."
ÖZKAYMAK'IN ELİ TAŞIN ALTINDI
İstanbul Özkaymak Turizm Sahibi İrfan Kalkan ise "Otobüsçü Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ylü birlikte hem zaman hem de ekonomik anlamda en büyük zararı Alibeyköy Terminali'nde yaşadı. Köprüyle birlikte cazibesini yitiren Alibeyköy'de ayrıca pahalı olan kiralar nedeniyle kârsız ticaret yapılmaktadır. Mesafe farkından dolayı, otogar verimsiz hale geldi. Otobüsçülerin menfaati için buradayız. Bu dedikleriniz gerçekleşirse, otobüsçünün çok büyük menfaati olur. Alibeyköy feda edilebilir. Bana göre edilmesi de gerekir. Özkaymak Turizm olarak bu konuda Alibeyköy'ü feda ederim. Çünkü 3'üncü köprü otobüsçünün başına büyük bir bela oldu. Buradan 3'üncü köprüye giden bir otobüs fazladan kilometre yapıyor. Ortalama 1,5 saat yolculuk süresi uzadı. Bir saat olan İzmit seyahati hiçbir otobüsçü 2,5 saatten önce atamıyor. Bugün İzmit'e giden bir otobüs tahmin ediyorum günde 4 sefer atsa, bin lira zararı var. Buradan İzmit'e tren olsa, kimse otobüse binmez. İstanbul'dan 10 araba kaldırıyoruz, her gün 4-5 bin TL zararımız var. Ama günde 50 araba, 100 araba kaldıran firmanın ben zararını düşünemiyorum. Biz aile olarak, Özkaymak Ailesi olarak otobüsçünün menfaatine olan her işte varız. Bu konuda da atılacak tüm adımları destekliyoruz" açıklamasında bulundu.
"O ZAMAN HESABINI DA SORARIZ"
Gerek bireysel otobüsçülerin gerekse firma sahiplerinin her geçen gün daha çok ekonomik sıkıntı yaşamaya başladığının ifade eden İstanbul Özkaymak Turizm Sahibi Kalkan, "Zamanın en büyük firmaları da yok oluyor. Hiçbir otobüsçü masrafından ötürü İstanbul'a gelmek istemiyor. Otobüsçünün çile çekmesini isteyenler, gözleri aydın olsun bunu başardılar. Biz her sene eriyoruz. Yok oluyoruz. Bu kadar yeniliğe, bu kadar bütçeye otobüsçü nasıl dayansın. Zaten bu insanların adı yok. Adı nakliyeci. Otobüsçüyü yan dernekler temsil edemez. Otobüsçüyü gerçek otobüsçünün derneği temsil eder. Bu yan dernektekilerin otobüsü yok, yazıhanesi yok, birilerinin sırtına binip bir yerlere gelen hayalperestlerdir. Bugün kara diyenler dün beyaz diyordu. Bu sahtekarlara prim vermeyelim. Bu hayalperestlerde otobüsçünün hakkını arayamaz. Otobüsçüler gerçek derneğine sahip çıkmalıdır. Gün ve gün kan kaybediyoruz. Vücudumuza bıçak sallayanlar, direk şahdamarımızı kesiyor. Telafisi olmayan yokluklarla karşılaşacağız. Varlıklarımıza sahip çıkalım ve ortak hareket edelim. Çak, cuk diyenlerle bizim işimiz olamaz. Bugün bu masanın etrafında gerçek otobüsçüler var ve ancak hakkımızı biz kendimiz arayabiliriz. Hakkımızı aramazsanız karşınızda adam gibi adamlar var, hesap sormasını da biliriz" şeklinde konuştu.
TOPLUMSAL BASKININ ÖNEMİ
Yasal düzenleme sonucunu alabilmek için bir takım baskılar gerektiğini açıklayan Metro Holding CEO'su Mehmet Akif Yaşın, bunun siyasi ve ekonomik ayağı olduğunu ancak bu şekilde hareket edildiği takdirde sivil toplum kuruluşlarının sonuç alabileceğini aktardı. Plan ve program dahilinde hareket edilmeyle alınamayacak hiçbir sonuç olmadığının altını çizen Yaşın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendi kararı gibi gözüken ve onun iki dudağının arasından çıkmış gibi kabul edilebilecek konuların bile değiştiğini ifade etti. Yaşın, "Yeter ki yol ve yöntemle onu değiştirebilme iradesinde bulunalım. O iradeyi harekete geçirmesini temin edelim. Bu sektörün hükümet nezdinde, kamu idaresi nezdinde baskı yapması için eksikliğini tamamlaması lazım. Bunu yapmaz isek ne olur? THY'nin Anadolujet'in ve Pegasus'un korunduğu kadar, Devlet Demiryollarının korunduğu kadar korunamayız. Sonuç olarak büyük firmalar da dahil yolcu kaybederiz. Ciddi manada zarara uğrarız. Özel sektör olmamıza rağmen kamu hizmeti üretiyoruz. Ödediğimiz vergiler ise dünyanın parası!.. Günlük 200 milyon insan seyahat ediyor. Sadece bir gecede 3 saat kontak açmazsak Türkiye kilitlenir. Bu iş elektrik kesintisine benzemez" dedi.
"BİR OLALIM DİRİ OLALIM"
Alınacak tüm kararları Metro Turizm olarak desteklerini açıklayan Mehmet Akif Yaşın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Başımızda bir hukukçu federasyon başkanımız var. Bunu iyi değerlendirelim. Alibeyköy ve 3'üncü köprü meselesi emin olun devedeki bir tüy meselesidir. Birlik olduğumuz zaman çözemeyeceğiz hiçbir konu yok. İyi bir lobi yapmamız lazım. Kendimizi ifade ederek siyasiler üzerinde baskı kurmamız lazım. Herkes bulunduğu yerde imparator ama İstanbul Esenler'de ise kimsesiz adam. Çorumluysan Çorum milletvekilinin üstünde baskın var. Sinopluysan Sinop milletvekilinin üstünde baskın var. Fakat İstanbul'da nesin? Ne kadar gücün var? O da federasyonunun gücü kadardır!.. Ne yapmamız gerekiyor? Öncelikle bölgende ektin olacaksın, İstanbul'da ise federasyonunun arkasında duracaksın ki hep birlikte güçlü olacağız. Metro olarak biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Alibeyköy'e girilmeyecekse de girmeyeceğiz."
"HAKKIMIZI HEP BİRLİKTE ARAYACAĞIZ"
Truva Turizm Sahibi Sinan Uzun ise görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi: "Kimse kimseye durup dururken hak iade etmez. Ya çok iyi lobi yapacağız. Ya da hep birlikte kontak kapacağız. İstanbul Otogarı'nı işleten şirket Avrasya A.Ş.'dir. Bende bu şirketin hissedarıyım. Dolayısıyla bizim buradaki güçlü lobi faaliyetlerini gerçekleştirebilmemiz için gerekli olan ekonomik desteği Avrasya vermelidir. Gerçek manada Avrasya'nın bunu yapması lazım."
"ARA DURAK OLDU TERMİNAL"
TOFED Genel Sekreteri Mevlüt İlgin ise Alibeyköy'de uygulanan yüksek fiyatlara değindi. Alibeyköy yapılırken ara durak olarak projelendirildiğini hatırlatan İlgin, "Biranda cepten cebe indirilen oldu. Ara duraklarda giriş-çıkış ücreti alınmaz, yazıhane kira bedelleri talep edilebilir. Alibeyköy yapıldı, bizde ara durak diye bilirken bir anda İSPARK büyükşehir'in de nüfusunu kullanarak T1 Terminal İşletme Belgesi aldı. Belge alınınca ara durak oldu bir anda terminal. İlk başta giriş-çıkış ücretleri 5 TL iken, kaşla göz arasında 20 TL'ye çıkarttılar. Burada da bir çelişki var. Madem bize sayıyı arttırın diyorlar. Otobüsçüler olarak bizler bir heyet kuralım ve bu heyet gidip İSPARK ile konuşsun. Desin ki biz seninle ara durak olarak anlaştık. Şimdi ne oluyor diye sorsun. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar zam olmuyor. Bu terminal ise ona göre konuşalım. Belediyeyle, Ulaştırma Bakanlığı ile görüşelim. Eğer eksikleri gideriyorlarsa, Alibeyköy'ü kullanalım, yoksa kullanmayalım" diye konuştu.
