Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, gelişen ülkelerdeki finansal piyasalarda devam eden türbülansın yayılması, yüksek petrol fiyatlarının tüketim talebine zarar vermesi, ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimlerin yeniden artması ve Brezilya, Meksika ile İtalya'daki siyasi kaygıların büyüme üzerinde risk ortaya çıkardığını açıkladı.
Moody's, "Küresel Makro Görünüm: 2018-2019" raporunun mayıs ayı güncellemesini yayımladı.
Raporda, bu yıl 2017'ye benzer bir şekilde güçlü ekonomik büyüme beklendiği, bununla birlikte 2018'in son döneminde ve 2019'da bazı gelişmiş ekonomilerin tam istihdama ulaşması, artan borçlanma maliyetleri ve daralan kredi koşulları gibi nedenlerin daha hızlı büyümeyi engelleyeceği belirtildi.
ABD Merkez Bankası (Fed) para politikasının kademeli olarak sıkılaştırmaya yönelik öngörülebilir bir yol üzerinde olduğu, Fed'in faizlerde 2018 ve 2019'da 3'er defa artış gerçekleştirmesinin beklendiği kaydedilen raporda, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) bu yılın sonuna kadar varlık alımlarını durduracağı ve faiz oranlarını artırmaya başlayacağı, Japonya Merkez Bankası'nın da mevcut para politikasını gelecek 2 yıl daha sürdüreceği öngörüsüne yer verildi.
Raporda, gelişen ülkelerdeki finansal piyasalarda devam eden türbülansın yayılması, yüksek petrol fiyatlarının tüketim talebine zarar vermesi, ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimlerin yeniden artması ve Brezilya, Meksika ile İtalya'daki siyasi kaygıların büyüme üzerinde risk ortaya koyduğu belirtildi.
G20 ülkelerinin 2018'de yüzde 3,3 ve 2019'da yüzde 3,2 büyüyeceğinin tahmin edildiği kaydedilen raporda, gelişmiş ekonomilerin 2018'de yüzde 2,3, 2019'da yüzde 2 büyüyeceği, G20 gelişmekte olan piyasalarının ise 2018 ve 2019'da yüzde 5,2 büyüyeceği öngörüsüne yer verildi.
Raporda, 2018'de ABD'nin yüzde 2,7, Avro Bölgesi'nin yüzde 2,1, Çin'in yüzde 6,6, Hindistan'ın yüzde 7,3, Rusya'nın yüzde 1,6 ve Arjantin'in yüzde 1,5 büyümesinin beklendiği aktarıldı.
Türkiye büyümesi ile ilgili beklentiler
Raporda, Türkiye'nin 2017'de yüzde 7,4 büyüdüğü hatırlatılarak, büyüme tahmininin 2018 için yüzde 4'ten yüzde 2,5'e, 2019 için de yüzde 3,5'ten yüzde 2'ye revize edildiği belirtildi.
Daha önce konjonktürel faktörler, mali ve parasal teşviklerin azalması sonucu ekonominin yavaşlamasının beklendiğine işaret edilen raporda, ticari bankalar için yabancı para zorunlu karşılıklarda azalma da dahil olmak üzere yeni teşvik tedbirlerinin açıklanmasına karşın finansal durumun önemli ölçüde sıkıştığı kaydedildi.
Türk lirasının son haftalarda diğer gelişmekte olan piyasa para birimlerine göre daha fazla baskı altına girdiği, Merkez Bankası'nın geciken politik yanıtının bu düşüşü hızlandırdığı belirtilen raporda, Geç Likidite Penceresi faizinin yüzde 3 artışla yüzde 16,5'e ulaşmasına karşın Türkiye ekonomisi ve para politikası ile ilgili piyasa endişelerinin devam ettiği aktarıldı.
Raporda, Türkiye'de büyümeye yönelik aşağı yönlü risklerin oldukça fazla olduğu, ülkenin kısa vadede dış kaynaklara büyük ölçüde bağlı kaldığı kaydedildi.