Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 85. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurulu, Bankanın İdare Merkezi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, burada yaptığı konuşmada, öncü göstergelerin ihracatın ithalattan daha hızlı büyüdüğüne işaret ettiğini belirterek, "Ayrıca, Türkiye’nin küresel ihracattaki pazar payı artış eğilimini koruyor. Bu çerçevede 2017 yılında net ihracatın büyümenin en önemli sürükleyicilerinden biri olmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, "Petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki kademeli yükseliş ithalatı artırırken, iç talepteki ılımlı seyir ve reel kurdaki değer kaybı ters yönde etki yapıyor. Bu çerçevede, 2017 yılında cari işlemler açığının GSYİH’ye oranının 2016 yılı seviyesine yakın, yüzde 4’ün altında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Murat Çetinkaya, enflasyonun şubat ve mart aylarında çift haneye ulaşmasına yol açan temel unsurlarının, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi ve 2016 yılındaki vergi artışları ile kur geçişkenliği olduğunu söyledi.
"Para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız"
"Mevcut politikalarımızı enflasyon üzerindeki riskleri dengelemeye yönelik sıkı bir duruş olarak tanımlamaktayız." diyen Çetinkaya, şöyle konuştu:
"Para politikası kararları alınırken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate aldığımızı da hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu nedenle enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız."
Çetinkaya, "Önümüzdeki dönemde gıda komitesinde sergilenen ortak kurumsal çabanın fiyat istikrarıyla ilişkili diğer yapısal alanlarda genişletilerek hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılması planlanmaktadır." şeklinde konuştu.
Yakın dönemde açıklanan göstergelerin, 2017 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyette ılımlı bir seyir olabileceğine işaret ettiğini dile getiren Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Bununla beraber, mal ihracatındaki güçlü artış eğiliminin devam edeceği, alınan tedbir ve teşviklerin yurt içi talebi destekleyeceği, belirsizlik algısında ve finansal koşulların sıkılığında iyileşme olacağı varsayımlarıyla yılın ikinci çeyreğinden itibaren iktisadi faaliyette kademeli bir toparlanma öngörüyoruz."