Mardin'de bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarıyla iftarda bir araya geldi.
Albayrak, burada yaptığı konuşmada, doğalgaz projelerine değindi. Mardin'in iki ilçesine 2019 yılında doğalgaz getireceklerini aktaran Albayrak, şöyle konuştu:
"İnşallah 2018 yılı bitmeden Mardinimizin 3 güzel ilçesine Midyat, Mazıdağı ve Savur ilçelerine doğalgazı getiriyoruz. 2019 yılında da inşallah Derik ve Nusaybin'e doğalgazı getiriyoruz. Sadece ısınma için değil, aynı zamanda OSB'ler, sanayi için de gayet önemli, istihdam, ekonomi için önemli bir unsur olduğu için Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde bir rekor kırdık 2017'de. Tarihinde en yüksek 34 ilçeye doğalgaz bağlanmışken ki rekordur bu, geçtiğimiz yıl bakanlığımız döneminde yaklaşık 102 ilçeye doğalgaz ulaştırarak Enerji Bakanlığını yoğun bir mesai ile çalışma arkadaşlarımız da 'Büyük Türkiye Hedefi' diyor ya Cumhurbaşkanımız, büyük, güçlü Türkiye diyorsa hedefler de yukarıda olacak."
Albayrak, 2018 ve 2019 yılında doğalgaz, elektrik ve enerji piyasasında çok daha etkin yatırımların olacağını söyledi.
"Aramıza nifak tohumları sokmaya çalışanlara izin vermedik"
Mardin'in peygamberler ve evliyalar şehri olduğunu ifade eden Albayrak, bu topraklarda bin yıldır bir arada bulunduklarını kaydetti.
Albayrak, bu topraklarda hiçbir zaman ayrılmadıklarını, ayrı gayrı düşmediklerini belirterek, şöyle dedi:
"Aramıza nifak tohumları sokmaya çalışanlara izin vermedik. Birlikte mücadele ettik, birlikte kazandık. Aynı sevinçleri paylaştık, aynı acılarda yoğrulduk ve aynı sofrada oturduk. Tıpkı bugünkü gibi. Bizleri davet ettiniz sofranızda orucumuzu, iftarımızı açtık. En önemlisi aynı kaderi ve aynı bu coğrafyadaki bu ülkeyi birlikte paylaştık. Farklılıkların her zaman zenginlik olduğunu bu coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti devleti hep gösterdi. Bu ülke ve bu coğrafyadaki her bir kültür ve medeniyet et ve tırnak gibi. Bu coğrafyada birbirimizin yegane dostu ve kardeşiyiz. Hele de bugünlerde, bu yaşanan Ortadoğu'daki zulüm resminde."
Birilerinin hesabının Türkiye'yi de Suriye'ye, Irak'a çevirmek olduğunu anlatan Albayrak, Allah'ın buna izin vermediğini söyledi.
Bu coğrafyaya operasyon yapmak isteyenlerin bugüne kadar böl-parçala-yönet tekniğini uyguladığını aktaran Albayrak, "Uyguladığı ölçüde Suriye kaça bölünecek, Irak kaça bölünecek, Suudi Arabistan sırada mı, öbürü diğerinde mi? Bugün başka bir hesaplaşma dönemindeyiz. Amaçlar yine aynı, raftan çıkarıyorlar, senaryoyu sahaya koyup uyguluyorlar. Öyle mi? Yüz yıllık planların bin yıllık intikamların rövanşının alınmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu coğrafyada 15 senedir milyonlarca insanın öldüğünü, hepsinin ortak paydasının Müslüman olmak olduğunu kaydeden Albayrak, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi hatta bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve çatışmaya mahkum etmek için işte bütün bu çerçevede bu büyük çatışma için uğraşanların, Türkiye'nin sınırına terör koridoru kurmak isteyenlerin, terör örgütlerine tır tır silah gönderenlerin kim olduğuna bakmamız çok ama çok basit ve net bir şekilde resmi okumak için yeterlidir."
Bir Kürt arkadaşının kendisine 'Yahu bunlar bizden Selahattin Eyyübi'nin Kudüs'ün intikamını almak için bu operasyonu yapıyorlar' dediğini hatırlatan Albayrak, şöyle konuştu:
"Tarihe gömdüğümüz gizli anlaşmalar bugün yeniden diriltilmeye çalışılıyor. Bölgenin geleceğine vurulmak istenen neşteri görmek zorundayız. Oyunu da oyuncuları da taşeronları da görmek zorundayız. Kimlerin bizi temsil ettiğini bilmek zorundayız. Bizden mi hakikaten? Bizim tarihimizden mi bizim kültürümüzden, bizim soyumuzdan mı bu topraklardan mı bunu görmemiz lazım. Birilerinin bu coğrafyadaki heveslerine gönüllü taşeronluk yapanlar bölge halkının da bu milletin de temsilcisi olamaz.
Bu ülkenin kardeşliğine kastedenler, bizleri, bu muhabbet sofrasını ayırmaya çalışanlar bizim temsilcimiz olamazlar. Bölge insanının heyecanını, duygusunu paylaşmayanlar bu coğrafyanın insanına kör, sorunlarına sağır kalanlar, hele hele bölgede her geçen gün kan ve gözyaşıyla ağlayan kardeşlerini görmesine rağmen hiçbir reaksiyon vermeyenler Kürt ve Arap kardeşlerimin temsilcisi olamaz."
"Bu terör belasının kökü kazınacak"
Bölge üzerinden kimlik siyaseti yapanlara kesinlikle izin verilmemesi gerektiğinin altını çizen Albayrak, milletin arasına kaos, kin, nefret ve terör sokmak isteyenlere karşı dimdik durulmasının önemine işaret etti.
Geçen hafta Hakkari ve Van'da olduğunu anımsatan Albayrak, "Bölgedeki bu terör belasının kökü kazınacak. Çok net söylüyorum, bu süreçten zerre geri adım yoktur. Arkasındaki destekleyen ülkelerle süreç bile başka noktaya geldi, o iş bitti artık. Taşeron süreci bitti. Direkt silahı verenler, silahı tutturanlarla mücadele başladı. Ya bu taraftasın ya karşı tarafta bu süreç böyle. Bu sürecin geri dönüşü yok." ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede hiçbir şekilde geri dönüşün olmayacağını dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:
"Bu ülkede bu devlet, bu teminatın başrolünde Recep Tayyip Erdoğan olduğu sürece bir daha o terörist zihniyetin sahada estirdiği istikrarsızlık, güvensizliğe geri dönüş yok. Birileri bunun hayalini rüyalarında belki görür, belki orada da göremez. 2019 senesini, 24 Haziran sonrası Türkiye'yi çok yakından ve iyi takip edin. Bölge ziyaretinde beni en çok mutlu eden şeylerden bir tanesi, artık gençlerimiz ve çocuklarımız geleceğe dair yeniden güzel hayaller kurmaya, büyük ümitler beslemeye başladı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye, 81 milyona geleceğin daha güzel olacağına dair ümidi ve umudu vadettiğini dile getiren Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünün her birini günbegün hayata geçirerek yoluna devam ettiğini vurguladı.
"Uzun yıllar bu sürecin sizlerden, bölge insanından çaldığı hayatları, yarınları bu ümitleri ve hayalleri geri veriyoruz inşallah." diyen Albayrak, "Bugün bölgede huzur ve sükunet süreci daha da güçlü bir şekilde tesis olmaya devam ediyor. Bu huzur ortamı sadece devlete değil sizlere, sizlerin duruşunuza, sizlerden sonra gelecek nesillere de emanet. Bu emanete ne kadar güçlü sahip çıkarsak bu coğrafyada oynanan operasyonun köküne kibrit suyu dökeceğiz. Batı'ya gidiyorsun 'Ortadoğu bela bir bölge, Ortadoğu terörle anılan bir bölge' diye anıyorlar. Ortadoğu dediğimiz Mezopotamya coğrafyası dünyanın en güzel yeri." değerlendirmesinde bulundu.
"Kardeşi kardeşe düşürmek isteyenlere izin yok"
Bölgenin huzurundan rahatsız olanlara fırsat vermeyeceklerini vurgulayan Albayrak şunları kaydetti:
"Kardeşi kardeşe düşürmek isteyenlere, bölgeyi eski günlerine döndürmek isteyenlere, terörü bölgenin gündemine yeniden getirmek isteyenlere Allah'ın izniyle bundan sonra izin yok. Hamdolsun bu proje iflas etti. Bunun da tarihi kırılma süreci 15 Temmuz'dur. 2015'te başladı ama 15 Temmuz'da 81 milyon öyle bir demir yumruğunu masaya vurdu ki bütün hepsi bir safta birleşti bunların. Hayatta yan yana gelmeyecek ne kadar örgüt varsa hepsi el ele tutuştular. O süreç bitti ve milletin projesi tuttu."
"Ret, inkar ve asimilasyon politikaları bu ülkede yaşandı"
Siyasetçinin işinin yol, köprü, okul, havaalanı yapmak, halka hizmet etmek, gelir düzeyini, ekonomiyi büyütmek ve artırmak olduğunu belirten Albayrak, "Ama birde bakıyorsunuz devletin, ülkenin, milletin imkanlarını yine millete hizmet etmek yerine bu gönderilen paraları nereye kanalize ediyorlar? Nerede hizmet? Yol açması, park yapması, içme suyu getirmesi için verilen kepçeleri çukur siyasetine harcıyorlar." dedi.
Albayrak, çukur siyasetine ve terör eylemlerine bel bağlayanların vatandaşı ateşe attığını dile getirdi.
Mardin'in kalkındığı zaman Türkiye'nin kalkınacağını, Mardin'de turizmin geliştiği, ekonominin büyüdüğü zaman tüm Türkiye'nin ekonomisinin büyüyeceğini ifade eden Albayrak, "Bu ülkeyi 81 milyon Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap demeden bütün renkleriyle kucaklayan Türkiye'nin ana omurgası, tek lideri 15 senedir Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oldu. Ret, inkar ve asimilasyon politikaları bu ülkede yaşandı. Bunların hepsini tarihe gömen de o oldu." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ankara'da ne dediyse Mardin’de de aynısını söylediğini, İstanbul için ne hissediyorsa Diyarbakır için de aynısını hissettiğini aktaran Albayrak, bazı siyasilerin ise Ankara’da ayrı Mardin’de, Diyarbakır'da, Edirne'de ayrı konuştuğunu söyledi.
Erdoğan'ın hep sözünün eri olduğunu ve sözüne sadık kaldığını aktaran Albayrak, şöyle dedi:
"Süreci malumunuz defalarca sabote ettiler, her seferinde vazgeçmedi. Çünkü o hiçbir zaman bölge insanına güvenmekten vazgeçmedi. Ailelerin, evlatların, annelerin, babaların, hepsinin hep bir arada daha güzel yarınlara kavuşması için her zaman sözünün arkasında oldu. 'Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak' dedi. İşte bu inanç ve azimle bölgenin makus kaderinin değiştirildiği bir süreç başladı."
Belediyelere yapılan görevlendirme ile gerçekleştirilen hizmetlere de değinen Albayrak, "Belediyeler bir yerleri finanse etme, terör yuvası olma yerine tekrardan asli unsuruna dönüştürüldü. Hizmet etme, halka hizmet götürme fonksiyonunu ifa etmesi için fonksiyon bu. Yakılan yerleri yeniden imar ettik. Evleri, spor salonlarını, okulları, hastaneleri, yolları, köprüleri, gençlik merkezlerini, bir sürü yeri imar ettik. Bugün hastanelerde doktor, okullarda öğretmen, şehirlerimizde üniversiteler var." ifadesini kullandı.
Hakkari'de çocuklara 'ne olmak istiyorsun?' sorusu yönelttiğini, karşılığında çocukların doktor, avukat, polis ve mühendis olmak istedikleri cevabını aldığını ifade eden Albayrak, Mardin'in gençlerinde de Aziz Sancar gibi Nobel alacak potansiyelin bulunduğunu belirtti.
İnsanların acıları üzerinden siyaset yapanlara hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Doğudaki değişim ve gelişim, batıdaki gelişimden hiçbir zaman ayrı olmayacak. Bölgenin ne süreçten geçtiğini hepimiz biliyoruz. Özelikle kentsel dönüşüm noktasında Nusaybin'de muazzam bir dönüşüm var. Bunun ötesinde dışarıdan yatırımcıların bölgeye gelmesi için uygulanan bölgedeki yüksek teşvik kapsamındaki süreç de önemli. Bölgedeki yatırımların daha da artmaya başladığını 24 Haziran'dan sonra daha da artacağını çok net göreceksiniz. Turizm noktasında, bölge eskisinden daha da parlak günlerine dönmeye başlayacak. Bizim alanımız enerji, maden, birçok husus, daha fazla sondaj faaliyeti, keşif noktalarında daha gelişmiş bir Güneydoğu ve Doğu Anadolu siyasetimiz var. Bölgede sosyal ve ekonomik yönden büyük bir dönüşüm süreci başlayacak."