Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyareti ulaştırma sektörünün gündemine oturdu. Çin'in 79 milyar dolar yatırmayı vadettiği altyapı projelerinin önemli kısmının lojistikle ilgili oluşunun sektör için ne tür fırsatlar yaratabileceği değerlendiriliyor.
Avrupa’ya 4 haftada mal gönderen Çin bunu 2 haftaya indirmek istiyor. Bunun için de bu güzergaha yatırım yapacak. Türkiye lojistik sektörü de aynı güzergahta aktif olmak istiyor. Türk taşımacıların tahmini, gerekli alt yapı tamamlanırsa bu süre 8 güne indirilebilir.
600 milyar dolarlık lojistik pazarını dışa açma kararı alan Çin, ilk karayolu anlaşması için Türkiye ile masaya oturmuştu. Türkiye- Çin Karayoluyla Uluslararası Taşımacılık Anlaşması 3. tur görüşmeleri geçtiğimiz hafta Pekin’de yapılmıştı. Görüşmelerde iki ülke arasındaki nihai anlaşmanın 14-15 Mayıs 2017’de Çin’de düzenlenecek Bir Kuşak Bir Yol Zirvesi’nde yapılması kararı alınmıştı.
'İhracat yapan firmalar üretimi de Türkiye'de yapabilir'
Sektör temsilcilerine göre transit ülke olabilirsek Asya-Avrupa arasında ihracat yapan firmalar üretimi de Türkiye'de yapacak. Ancak sektör uzmanlarına göre yapılan anlaşmalar tek başına yeterli değil. Acilen altyapı sorunlarının giderilmesi gerekiyor. Özellikle Ankara’dan sonra demiryolu hatlarının çok yetersiz olduğu belirtiliyor. Sektör ‘duble demiryolu’ istiyor.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, karayolunda ise Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ile çok yakın lojistik iş birliği yapılması ve Türkiye’nin buna öncülük etmesi gerektiği görüşünde. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye’nin bu ticaretten daha fazla pay alabilmesi için THY’nin yolcu taşımasında yaptığının yük taşımacılığında da yapılması gerektiğini belirterek, “Çin Batı'ya daha düşük sürede daha hızlı ulaşmanın yollarını arıyor. Şu anda 8 haftada geliyor ve bunu iki haftaya indirmeye çalışıyor. Bizim rolümüz ne olabilir? THY’nin yolcu taşımasında yaptığını biz eşyada yapacağız. Bugün, Bulgaristan’dan Londra’ya giden de, Azerbaycan’dan Japonya’ya giden de, Mısır’dan ABD’ye giden de Türkiye üzerinden uçuyor. Mesele ucuz, hızlı, tarifeli bir trafik oluşturmakta... Aynı şeyi yük taşımasında yapabilirsek Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Afrika’nın Çin ile ticaretinde mal hareketinin merkezi oluruz. Biz Çin’e 7 günde 10 günde giden bir trafik oluşturabilirsek Ukrayna’dan Mısır’dan, Afrika’dan ya da Balkanlardan birçok ürün Türkiye üzerinden ulaştırılmak istenecek. Bu kısa transit süre ulaştıktan sonra Çin’e ihracat yapan birçok ülke üretimlerini gelip Türkiye’de de yapmaya başlayacak” diye konuştu.
‘Birkaç yüzyılda bir gelen tarihi fırsatı kaçırmayalım’
Ancak Türkiye’nin bu güzergahta transit ülke olabilmesi için birtakım altyapı çalışmalarını hızlı bir şekilde tamamlaması gerektiğini vurgulayan Şener, özellikle demiryolunda yatırıma ihtiyaç olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Özellikle Ankara’nın doğusuna gidildiğinde demiryolu taşımacılığı gerçekten çok zor yapılıyor. Çünkü bu güzergahta hatlar tek. Acilen ‘duble demiryolları’ ile bu taşımacılık modundaki sürelerin kısaltılması lazım. Bu çok çok önemli. Son 14 yılda karayollarına ciddi yatırımlar yapıldı. Demiryollarına da yapıldı. Özellikle hızlı tren alanına yatırım yapıldı. Türkiye aslında yolcu taşımacılığında uçağı çok daha aktif kullanıyor. Türkiye önümüzdeki dönemde artık eşya taşımasına odaklanmalı. Bu birkaç yılda bir gelen tarihi fırsatı kaçırmamalıyız. Tarih boyunca transit yollar nereden geçmişse zenginlik oraya kaymış.” İki ülkenin bakanları Türkiye-Çin Karayolu Taşımacılık Antlaşması’nı 15 Mayıs’ta imzaladı. Ağustos ayında ise Urumçi bölgesine yapılacak ziyaret vesilesiyle toplantıda geçiş belgesi sayılarına ve formatına karar verilecek. Bir aksiliğin olmaması durumunda 2018 yılından itibaren Çin ve Çin’den taşımacılığın başlayabileceği tahmin ediliyor. TIR sistemine dahil olma hazırlığında olan Çin’den batıya karayolu ile yılda ortalama 1 milyon ton üstünde mal taşınıyor. Çin’in Türk taşımacılarına kapıyı açacak olması sektör için çok büyük anlam taşıyor. Anlaşma ile Çin’den üçüncü ülkelere taşımalar gerçekleştirebilecek. İlk anlaşmanın Türkiye ile yapılıyor olması da Türk şirketlere büyük avantaj yaratacak. Böylece, Çin’in Rusya ve AB hatta Türki Cumhuriyetlere olan ihracat mallarını Türk nakliyecileri taşıyabilecek.
10 TIR'lık konvoy ile deneme seferi yapılacak
Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik ettiği Çin gezisinin ardından yaptığı açıklamada Asya ile Avrupa arasındaki güzergahlara alternatifl er getirmek için yaptıkları çalışmalara değinerek, “Türkiye’nin orta koridor olarak da bilinen Modern İpek Yolu stratejisi, Türkiye ile Çin’i, Hazar Denizi ve Orta Asya ülkeleri üzerinden bağlamayı hedefl iyor. Bu hat, Doğu-Batı ekseninde mevcut hatları tamamlayıcı, güvenli ve ekonomik bir güzergahtır. Anılan güzergaha yönelik olarak gerek yurt içinde gerekse bölge ülkeleriyle önemli altyapı projeleri gerçekleştiriyoruz. Güzergahtaki eksik hatların tamamlanmasıyla Çin’den Avrupa’ya kesintisiz bir demiryolu hattı tesis edilmiş olacak” diye konuştu. Çin ve Türkiye arasında Kervan Projesi başlatılmasının ve bu kapsamda İpek Yolu orta koridorunda 10 araçlık bir konvoyun Türkiye’ye ve Avrupa’ya yük taşımacılığı gerçekleştirmesinin faydalı olacağını düşündüklerini anlatan Arslan, “Bu deneme seferiyle güzergahtaki muhtemel sorunları, engelleri ve zorlukları tespit edebiliriz. Aynı zamanda karayolu güzergahının canlandırılmasına önemli bir katkı sağlamış oluruz” diye konuştu.
Türkiye, güzergahtaki 4 ülke ile işbirliği yapmalı
Fatih Şener, karayolunda ise Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ile çok yakın lojistik iş birliği yapılması, Türkiye’nin de buna öncülük etmesi gerektiği görüşünde. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Çin’de bir finans fazlası var. Bunu yatırıma yöneltmek istiyor. Özellikle başta lojistik olmak üzere altyapı yatırımına. İki ülke arasında yapılan anlaşmalar bizim için bir fırsat. Biz bir yandan karayolunu iyileştirirken diğer yandan da Çin- Türkiye arası güzergahtaki sıkıntılara müdahale etmeliyiz. Bu konuda Türkiye’nin yapacaklarının yanında bir de Orta Asya’daki özellikle Hazar bölgesindeki bir takım zorluklar var. Bunların çözülmesi konusunda Türiye’nin liderlik etmesi lazım. Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan olmak üzere bu 4 ülke ile çok yakın lojistik iş birliği yapmamız gerekiyor. Çünkü biz onlardan çok daha ilerideyiz. Hızlı bir şekilde tecrübelerimizi onlara aktarmalıyız. Bu fırsatı kaçırmamak için acele etmeliyiz. Çin bir fırsat, iyi değerlendirilmesi lazım. Türkiye 7-8 günde malları taşıyabilirse Türkiye'nin yatırıma ihtiyaç duyan Doğu illeri de üretim çekebilir. Yabancı şirketler buraya yatırım yapabilir. Yeter ki siz hızlı ve ucuz bir yük hareketi oluşturun" dedi.
Kaynak: Aysel YÜCEL / DÜNYA