Otomotiv pazarında yeni alımların yüzde 20'sini gerçekleştiren ve her yıl yüzde 10-15 bandında büyüme kaydeden operasyonel kiralama şirketleri, finansman koşullarında sıkılaşma nedeniyle, müşterilerinden gelmeye devam eden talebe rağmen sektör büyüklüğünde sınırlı daralma bekliyor.
Türkiye oto kiralama kuruluşlarını temsil eden Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, Reuters ile söyleşisinde daha önce yüzde 5 büyüyeceğini tahmin ettikleri sektörün artan borçlanma maliyetleri ve bankaların kredi vermede isteksiz davranmaları nedeniyle bu yılı yatay ile yüzde 5 arası daralma ile kapatabileceğini ifade etti.
Sektörün araç parkı olarak ölçülen büyüklüğü geçen dokuz yılda her yıl yüzde 10-15 aralığında artarak kesintisiz büyüme kaydetti. Geçen yılı 366.000 adetlik araç parkıyla kapatan sektörün büyüklüğü Haziran sonu itibariyle 365.000 düzeyinde.
Kiralama şirketleri, müşterilerden gelen kiralama taleplerini bankalardan kredi alarak veya sermaye piyasasından doğrudan borçlanarak gerçekleştiriyorlar. Müşterilerin ödemelerini geciktirmesi veya kur ile faizlerdeki sert hareketler kiralama şirketleri üzerinde baskı yaratıyor. Araç kiralama kontratlarının yüzde 70'ten fazlası 30 aydan uzun süreli olduğu için şirketlerin de buna uygun orta ve uzun vadeli fonlama sağlaması gerekiyor.
Ekici, bankaların mevduat-kredi vade uyumsuzluğundan dolayı uzun vadeli kredi açmakta isteksiz olduklarını ifade ederek, "Operasyonel kiralama tarafı bu nedenle fonlamayı istediği ölçüde yapamıyor. Piyasalardaki son birkaç aydaki gelişmeler yatırım yapma kabiliyetini düşürdü. Yeni müşteri talebi var, ancak buna istenilen hızda veya pozitif cevap veremiyoruz" dedi.
Finansman koşulları rahatlarsa sektörün geçen yıl ile aynı büyüklükte yılı kapatacağını belirten Ekici, bankaların kredi vermedeki isteksizliğinin sürmesi halinde araç parkı büyüklüğünün 350 bine doğru gerileyebileceğini ifade etti.
Bankalar yapıcı olmalı
Ekici, faiz ve kurlarda aynı anda yükseliş yaşanan son aylarda, bazı kiralama şirketlerinin borç geri ödemede sorun yaşadığını, ancak sektörün teminat yapısının sağlam olması nedeniyle bankaların "yapıcı" olmasının gerektiğini belirtti. Operasyonel kiralamanın yüksek yatırım ve finansman gerektiren bir sektör olduğuna dikkat çeken Ekici, "Alınan kredilerle yüksek yatırımların yapıldığı bir sektördeyiz. Kredi musluğunun kapatılması bu sektöre çok zarar verir, bankalara da zarar verir. Bankalar ve işletmelerin sorunlarını karşılıklı çözebiliyor olması lazım" dedi.
Kiralama şirketlerinin teminat açısından birçok sektöre göre daha güçlü bir yapıda olduğunu belirten Ekici, "Çünkü değerlenen bir varlığınız var, otomobil. Bu da önemli bir ölçüde kredi borcunu karşılayabilecek büyüklükte. Yeter ki kayıp olmasın, bankalar rasyonel davransın. Kiralama şirketleri de nakit akış yönetimine, işlerini verimli yönetmeye özen göstersin" dedi.
Sektörün alımları son iki ayda 10.000'er adet azaldı
Araç parkındaki büyümenin yavaşlaması yurt içi otomobil pazarının da daralmasında rol oynuyor. TOKKDER'in tahminlerine göre kiralama şirketleri son iki yılda her yıl 140,000-150,000 araç satın alarak yaklaşık 740,000 adetlik yurt içi otomobil pazarındaki alımların yüzde 20'sini gerçekleştirdi.
Sektörün ortalama aylık alım miktarının 10,000-12,500 arasında olduğunu ancak araç alımlarının ağırlıklı bölümünün yılın ikinci yarısında yapıldığını belirten Ekici, Temmuz ve Ağustos'ta araç alımlarının ayda 3,000-4,000 adete gerilemiş olduğunu tahmin ettiklerini söyleyerek, kiralama firmalarının alımlarının Temmuz ve Ağustos aylarında ortalama 10,000'er adet azaldığını kaydetti.
Otomobil pazarında Nisan ayından bu yana satışlarda görülen daralma Temmuz'da yüzde 30'u, Ağustos'ta ise yüzde 50'yi aştı.
Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre otomobil pazarı bu iki ayda geçen yıla göre sırasıyla 20,000 ve 28,000 adet daraldı. TOKKDER'in tahminleri bu daralmanın yarısına yakın bir kısmının filo kiralama şirketlerinin alımlarındaki azalıştan kaynaklandığını gösteriyor.
Sektör fonlamada TL'nin payını artırmalı
TOKKDER toplam araç parkının mali değerini 32-33 milyar lira olarak tahmin ederken, bu tutar sektörün finansman ihtiyacı hakkında da fikir veriyor.
Ekici, müşteri talebine paralel yüzde 70'ten fazlası euro cinsinden temin edilen bu finansmanın özellikle kur ve faizin beraber yükseldiği son birkaç aylık dönem göz önüne alındığında bundan sonra yeni projelerde TL'ye dönmesi gerektiğini ifade etti. Euro cinsi finansman Mayıs'tan bu yana hız kazanan kur artışları karşısında kiralama şirketleri üzerinde mali baskı yaratıyor.
Ekici, "Bundan sonrasını konuştuğumuzda... yeni projelerde TL'ye kayış var. Euro fonlamanın zaman içinde yüzde 50'nin altına ineceğine eminim" dedi.
Kiralama şirketlerinin euro finansman ihtiyacı uzun dönemli kiralamada müşterinin talebiyle oluşuyor. Kiralama şirketleri TL ve euro bazlı kiralama alternatifleri sunuyorlar. Ancak TL faizlerin euroya kıyasla yüksek oluşu, TL kiralama maliyetlerinin görece daha yüksek olmasına ve müşterilerin euro cinsi kiralama kontratlarına yönelmesine yol açıyor. Kontrat ile aynı para cinsinde finansman temin etmesi gereken kiralama şirketleri ise bu nedenle şu ana kadar ağırlıklı olarak euro cinsi finansman temin etmiş durumdalar.
Müşteri davranışının değiştiğini ve yavaş yavaş TL bazlı kontrata kaydığını ifade eden Ekici, hükümetin bankaların şirketlere döviz cinsi fonlamasına sınırlama getirdiğini de hatırlatarak bu iki unsurun TL bazlı kontrat ve fonlamaya geçişi hızlandıracağını belirtti.