Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Türkiye'den KKTC'ye deniz altından kablo ile elektrik iletilmesi projesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Proje için oluşturulan ortak enerji çalışma gruplarının çalışmalarında son noktaya geldiğini söyleyen Altun, projede çerçevesinde Türkiye ile tüm koşulların ve teknik içeriğin bulunduğu bir anlaşmanın imzalanacağını anlatarak, esas meselenin ihtiyaca yönelik gereken uzunluk ve bağlantı özelliklerine göre özel üretilecek deniz altı iletim kablolarının imalat süresinin 1 ile 1,5 yıl alması olduğunu kaydetti.
Kablonun ise çok daha süratli bir şekilde döşenebileceğini aktaran Atun, şöyle devam etti:
"Kablo döşeme süresi en fazla iki aydır. Yani projesin realizesi için toplamda 1 ila 2 yıl arasında bir süreden söz ediyoruz. Deniz altından kablo ile elektrik iletilmesinde rota su projesinden farklı olacak. KKTC’de Teknecik’ten denize inecek ve Mersin yakınlarından çıkıp Akkuyu trafo merkezine bağlanacak. 2018'den önce elektrik anlaşması imzalanmış olacak. Anlaşmayla beraber hemen ertesi gün inşaat başlayacak. Bilemeyiz, belki bu mesafeyi katedecek şekilde bir yerde hazır kablo vardır. Var ise o zaman projenin gerçekleşme süresi 6 aya kadar kısalabilir. O zaman inşa için gereken süreyi 6 ay ile 1,5 yıl arasında düşünebiliriz. Deniz altı kablo döşenirken her iki yakada dönüştürücü istasyonlar inşa edilir. Hat güzergahları buna uygun olarak hazırlanır ve proje bu şekilde hayata geçer."
"Fuel oilden kurtulmak istiyoruz"
KKTC'de doğal güzelliklerin ön planda olduğunu, turizm ve hizmetler sektörünün milli gelirinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu anlatan Atun, "Haliyle adada şu anda elektrik üretiminin neredeyse yüzde 98’i fuel oil çevrim santrallerinden sağlanıyor. Biz fuel oilden kurtulmak istiyoruz. Elektrik üretimi için yıllık fuel oil tüketimimiz 200 bin ton, maliyeti ise şu anda 100 milyon dolar. Fuel oil ayrıca çevreye de son derece zararlı bir yakıt. Yapılan çalışmalar, her bir metreküp fuel oilin maliyetinin, meydana gelen gaz salımının çevreye olan etkisinin telafisi de düşünüldüğünde, 40 doları bulduğunu gösteriyor. Yani mevcut durum çevresel açıdan da sürdürülebilir değil." değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu projenin döviz kuru veya fuel oil fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı KKTC ekonomisini daha korunaklı hale getireceğini de ifade eden Atun, "Türkiye'nin kömür ve doğalgaz gibi en az 8-10 farklı enerji kaynağını bir araya getirdiği bir enerji sepeti var. Türkiye ve Rusya’nın yaptığı TürkAkım projesi sayesinde, doğalgaz fiyatı daha istikrarlı olacak. Dolayısıyla Türkiye'nin istikrarlı enerji maliyeti unsurundan kablo ile adaya iletilecek elektrik projesiyle biz de yararlanmış olacağız." ifadelerini kullandı.
"Sadece Türklere değil Rumlara da elektrik"
Deniz altından kablo ile elektrik iletilmesi projesinin, KKTC'nin artan enerji ihtiyacının karşılanması kadar Güney Kıbrıs ile ilişkiler açısından da katkıları olacağına dikkati çeken Atun, şunları kaydetti:
"Türkiye'den kabloyla elektrik gelmesi demek, ada üzerindeki çözüm ihtimaline de olumlu bir katkı koymak demek. Son derece yapıcı ve güven geliştirici unsur. Güney Kıbrıs ile halen 3 noktadan 400 megavatlık bağlantılarımızla elektrik alıp verebilir konumdayız. Türkiye'den gelecek elektrik Güney Kıbrıs'a hatta bölge coğrafyasında ihtiyaç duyan başka yerlere aktarılabilir. Bu da, bu projeye küresel bir boyut kazandırır. Projede üzerinde çalıştığımız projeksiyon, KKTC’nin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek boyutlarda. KKTC'de yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 1,5 milyar kilovatsaat. Şu anda projeksiyon, KKTC’nin yıllık 1,5 milyar kilovatsaat olan elektrik ihtiyacını karşılayabilecek boyutlarda. Ancak yeni projeksiyonlar bunun iki katına çıkabilmesi üzerine."
Atun, ağırlıklı olarak kendileri gibi fuel oil santrallerine sahip Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin de elektrikte üretim ile tüketim dengesini kurmaya çalıştığını belirterek, bu çerçevede açık olduğu zaman KKTC'den tedarik edildiğini sözlerine ekledi.