Türkiye’nin mega projelerinden Kanal İstanbul için yasal düzenleme yapılırken, çevreye hassasiyet üst düzeyde tutulacak. 15 milyar dolarlık projede teknik raporların tamamlanmasının ardından güzergah belirlenecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı “Hem Çevre Bakanlığı olarak çevresel etkiler değerlendirilecek hem de Şehircilik Bakanlığı olarak burada planlama yapılacak” dedi. Yeni yerleşim alanları oluşturulacağını belirten Sarı “Bu alanlar içinde yeşil alanlar, merkezi iş alanları, konut alanları, müzeler, üniversite, bağlantı yolları, metro bağlantıları olacak. Bu alanların planlamaları üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Netleştiği zaman bunları paylaşacağız” diye konuştu. Proje kapsamında 500 bin nüfuslu iki şehir yapılması planlanıyor. Bakan Sarı, Kanal İstanbul’da çevre etkilerinin olumlu olumsuz her şeyinin değerlendirildiğinin altını çizerek çevreye rağmen bir iş yapılmadığını vurguladı. Çevreye olası bir zarar varsa bu zararı telafi edecek önlemlerin alındığını aktaran Bakan Sarı “Bir projeye bunun altyapısı oluşturularak başlanıyor. Kimse gözü kapalı ‘Hadi burada kanal yapalım’ demiyor. Ama bütün bunlar uzun bir süreç. Kanal İstanbul’un hazırlık süresinin bu kadar uzaması bütün bu etkilerin iyi analiz edilmesinden kaynaklanıyor” diye konuştu.
YATIRIMLARIN ÖNÜNDE KALKAN
Sarı, çevresel etkilerin her yatırımda, yatırımların önünü kesmek için kalkan gibi kullanıldığını belirterek “Çevresel etkilerden bahsederek, çevreyi koruma söylemleriyle sahaya vatandaşları indiriyorlar, kendi yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Gezi olayları sırasında ‘Biz 3. Boğaz köprüsünü, 3. Havalimanını istemiyoruz’ demişlerdi. 3. köprünün son tabyasının kaynağı yapıldı, yakında açılacak. İstanbul trafiğini hafifletecek ve İstanbul’dan transit geçen bütün araçların o yolu kullanacağı bir alternatif güzergah oluşuyor” dedi.
SUR’DA TARİH VE TEKNOLOJİ BİRLEŞECEK
Bakan Sarı, terörün hasar verdiği Diyarbakır Sur’da yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Dubrovnik’e, Toledo’ya, Viyana’ya gidilmesinin sebebinin oradaki yapının, oluşumun aynısını Sur’a yapmak olmadığını belirten Sarı “Binlerce yıllık tarihi olan yerleşim yerinden bahsediyoruz. Bizim kendi projelerimiz, mimari dokumuz var. Sur ve Diyarbakır’ın yöresel mimari özellikleri var. Biz burada teknik anlamda tecrübe kazanmak için ekip gönderiyoruz. Biz dokuyu, mimariyi, yöresel ve geleneksel özelliklerinde yapıyoruz ama altyapısını en modern teknolojide yapmamız lazım. Biz buradaki yaşamı 40 sene önceki elektrik, kanalizasyon sistemiyle yapamayız. Teknolojiyle tarihi nasıl birleştiririz ona bakmamız lazım” dedi.
ÇEVREYİ AZ KİRLETENE DÜŞÜK VERGİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı, Maliye Bakanlığı’nın emisyon salınımı az olan araçlara yönelik düşük vergilendirme çalışmasına yönelik soruya şu yanıtı verdi: “Hepimizin ortak amacı dünyayı sera gazı emisyonlarından kaynaklanan iklim değişikliğine karşı korumak. Biz iyi niyet katkı payımızı gelişmekte olan bir ülke olarak, 2030’a kadar enerjide yapacağımız yatırımları, dışa bağımlılığımızı nasıl azaltabiliriz, ulaşımda yapacağımız teşviklerle, hibrit, elektrikli araçların önünün açılmasına kadar. Bütün bakanlıklar, kamu, özel sektör ya da vatandaş olarak kendi katkımızı sunmamız gerekiyor. Çevre etkisinden dünyayı hepimizin koruması lazım.”