İstanbul'daki Yat Limanlarının tekne atıklarını 'Mavi Kart' ile toplayacağı sistemin tanıtımı Ataköy Marina'da yapıldı. Ataköy'de yapılan tanıtım törenine Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valkisi Vasip Şahin ile sektör temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Tanıtım töreninde konuşan Başkan Kadir Topbaş, tarih boyunca insanlık tarihinin su yolları ve su kenarlarında geliştiğini söyledi. Bu yerleşim yerlerinden birinin de İstanbul olduğunu ifade eden Başkan Topbaş, “İstanbul dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bulunan tarihi kalıntılar bunu göstermektedir. İstanbul nüfus olarak da dünyanın 124 ülkesinden büyüktür. Böyle bir şehirde yaşamaktayız. İstanbul bir deniz kenti olmasına rağmen maalesef insanlarımız bir deniz kentinde yaşadıklarının farkında değiller” diye konuştu.
"Denizlerin Değeri Bilinmedi"
Bir deniz kenti olmasına rağmen İstanbul'daki denizlerin değerinin yeterince bilinmediğine vurgu yapan Başkan Topbaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Maalesef yıllarca kirletilen, yıllarca girilemez denilen İstanbul denizlerine şahit olduk. Eski İstanbullular tatile gitme ihtiyacı duymazdı. Çünkü İstanbulumuz doğası ve deniziyle İstanbullulara yeterdi. Denizlerin kirliliği sadece görüntülerindeki kirlilik değildir esasında. Bir ekolojik zincir var doğada. Bu zincir halkalarından biri koptuğunda hayat yaşanmaz hale gelir. İşte bundan dolayı dünya İklim Zirvesini yaptı ve önemli kararlar aldı. Bütün hükümetlere ve yerel yönetimlere bir sorumluluk hatırlattı. Gezegenimizdeki oksijenin 100'de 70'inin denizler tarafından sağlandığını bilirsek denizlerin ne kadar önemli olduğunu da anlamış oluruz. Denizlerin kirlenmesinin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağı da böylece ortaya çıkmaktadır.”
İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan Haliç'in bir dönem kaderine terkedildiğini, artık temizlenemez dendiğini hatırlatan Başkan Topbaş o döneme ait ve sonrasında yapılan çalışmalarla ilgili bilgileri şöyle aktardı: “Haliç'i besleyen bütün dereler kirletil kapatıldı ve yok edildi. Kirlenen Haliç için de daha sonra bir üniversitemiz araştırma yaparak Haliç'in kurtarılamayacağını, doldurulması gerektiğini ve orman yapılmasının tek çare olduğunu karar verdi. Ama bir irada burayı temizlemek için güç koydu, hizmet etti, çalıştı ve 760 milyon dolarlık bir yatırımla bugün Haliç 50 civarında canlının yaşadığı bir yer haline geldi. Bizlerde kuzeyden Çayırbaşı istikametinden bir tünel açarak Haliç'e 760 bin metre küp deniz suyu alıyoruz Haliç'e. Ve böylece yağmursuz havalarda boğazın oksijenli suyunu Haliç'le buluşturuyoruz. Ve bu buluşturma Haliç'in yılda 3 kez temizlenmesi anlamına geliyor.”
"İstanbul'un Denizlerini Kirlettiler"
Bir dönem İstanbul'un denizlerinin kirletilmesine bazı çevrelerce göz yumulduğunu ve ciddi önlemler alınmayarak bu kirlenmenin önüne geçilmediğini kaydeden Başkan Topbaş, İSKİ'nin o yıllarda almış olduğu hatalı kararları şu ifadelerle aktardı:
"Maalesef geçmişte İSKİ tarafından alınmış kararlar var. Dereleri atık su kanalı kabul etmişler. Demişler ki, 'Biz atık su kanalı yapamadık, alt yapıyı yapamadık, ama bu atık su kanallarını yapana kadar atık sularınızı derelere bağlayabilirsiniz.' Listeler hazırlandı. Şu şu derelere atık sularınızı bağlayabilirsiniz diye. Kurbağalıdere bunlardan bir tanesi. Yıllarca denizleri dereleri kirlettiler. Bunlar yapılırken çevreciler neredeydi? Niçin isyan etmediler, 'Nedir bu hal' demediler. Biz o kirletmeleri ancak temizleyebiliyoruz. Bunları temizlemek kolay bir iş değil. Haliç'in temizlenmesi için bu zamana kadar 190 milyon lira harcadık, 180 milyonluk da ihalemiz var, inşallah 2017 yazında da denize girilebilecek. Hatta Kurbağalıdere'de de denize girilebilecek bir hale kavuşacak.”
"Denize Girilebilir Alan 400 km"
İstanbul Boğazı'nın her iki yakasındaki yalıların tuvalet atıklarının bile daha önce oğaza bırakıldığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB Başkanlığı Döneminde başlatılan ve kendi dönemlerinde bitirilerek hayata geçirilen kolektörler sayesinde boğazın bu kirlilikten kurtarıldığını hatırlatan Başkan Topbaş: "Bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanı olduğu dönemde başlattığı yerel yönetim anlayışını devam ettirmekteyiz. İstanbul Boğazı takriben 35 km. Her iki yakasında da yol altında bulunan yalılar başta olmak üzere bu yerleşim yerlerinin atıkları İstanbul Boğazı'na boca ediliyordu. Bizim dönemimizde boru itme yöntemiyle tüm bu atıkları aldık. Trafiği aksatmamak için açık kazı yapamadık. Ne zor şartlarla çalıştık. Bunların bilinmesi lazım. Ve çok şükür ki bu bölgelerde denize girilebilir hale geldi. Balık hallerini ziyaretlerimizde de oradaki arkadaşlarımız balık türlerinin zenginleştiğini ve denizin bereketlendiğini ifade ediyorlar. Biz göreve geldiğimizde 21 km'lik alanda denize girilebilirken bir bu oranı 400 km'ye çıkardık. Denize girilebilir alanlarda Can Kurtaran ekipleri kurduk. Bu ekiplerimiz 37 bin can kurtarma eylemi gerçekleştirdi.”
Dünya Belediyeler Birliği Başkanı olarakta Tuna Nehri'nin temizlenmesine yönelik bir çalışma yürüttüklerini hatırlatan Başkan Topbaş, “Tuna Nehri'ndeki kirliliğin ciddi ölçekte olduğunu biliyoruz. Dünya Belediyeler Birliği Başkanı olarak dedik ki Tuna Nehrine kıyısı olan bütün şehirlerle bir organizasyona girelim ve Tuna'daki kirliliği kaldıracak kuşaklama sistemi ile oradaki kirliliği önleyelim ve Karadeniz'in en büyük kirleticisi durumundaki Tuna'yı temizleyelim” ifadelerini kullandı.