Türkiye’nin en fazla bu dönemde yatırımlara ihtiyaç duyduğunu dile getiren Azure Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gül, “ Uluslararası bir şirket olarak, yurtdışındaki yatırımlarımızın yanı sıra Türkiye’deki yatırımlarımızı iki katına çıkartıyoruz.
Azure Grup olarak, paradan para kazanmayı değil, elimizi taşın altına koyarak ihracat, sanayi ve inşaat sektörlerini destekleyecek yatırımlarımlar yapamayı tercih ettik. İnanıyoruz ki, yatırımlarımızın olumlu sonuçlarını, 2019 yılının ilk çeyreğinde ülke olarak, hep birlikte göreceğiz" dedi.
Ortadoğu ülkelerinde, özellikle uluslararası lojistik ve tedarik alanında uzun yıllardır faaliyette bulunduklarını belirten Erkan Gül, “Azure Grup, küresel lojistik devlerinin girmediği bölgelerde faaliyet göstermekte. Suriye, Irak, Afganistan gibi zor coğrafyaların yanı sıra Katar, Rusya gibi ikili ticaretin olumlu geliştiği ülkelerde büyümeye devam etmekte. Şu anda iki aşamalı bir planı devreye almış bulunuyoruz.
İlk yatırım sürecimiz Türkiye ile ilgili. Suriye, Katar ve Irak’ta 4 olan yapı marketi şubemizi, Türkiye’de de yeni nesil sanal yapı market olarak hizmete açıyoruz. Bu proje, Türkiye'nin en büyük ihracat odaklı yapı market projesidir. Bunun yanı sıra, Özbekistan ve Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetler’de 103 milyon dolarlık iki farklı iş üstlenmiş Türk firması olarak, hedefimiz bu rakakları iki katına çıkarmak ve 60 ülkeye yayılmak” diye konuştu.
“BANKALARIN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”
Türkiye’nin her şeyden çok genç, dinamik ve yaratıcı girişimcilere ihtiyacı olduğunu kaydeden Gül, ekonomik dalgalanmaların yaşandığı şu günlerde, faaliyet sınırlamasına ve küçülmeye giden yatırımcıları daha çok girişime davet ediyor.
Bunun da desteklenmesi gerektiğini anlatan Gül, "Girişimciler ellerini taşın altına koyabilirlerse ülkemizi içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtarabiliriz. Bankaların uyguladığı yüksek faiz politikaları ticari gelişmenin önünü kesiyor. Finans kuruluşları daha destekleyici bir yaklaşıma girmeli.
Avrupa, Ortadoğu, Çin bankalarına, Amerikan bankacılık sistemlerine bakılırsa uyguladıkları yıllık faiz oranlarının bizim bankalarımızın aylık faiz oranlarına eşit olduğu ortaya çıkıyor. Peki bu kadar yüksek faizlerle Türk bankaları nasıl zengin olmuyor? Buradan anlaşılıyor ki yüksek faizler bankaları zenginleştirmiyor, girişimcileri, yatırımcıları, kısacası halkı zorluyor.
Ticari koşulların iyileşmesinde bankaların büyük rolü var. Yatırım yapmak isteyenlere uygulanan faiz oranları yarı yarıya düşürülebilir. Bankalar projelerimizi buna göre değerlendirmeli." Diyerek sözlerine, " Ekonomik canlılık için, tüm büyük kurum ve kuruluşların bu tür dalgalı dönemlerde hız kesmeden küçükleri desteklemeye devam etmesi sürdürülebilirliğin ön koşuludur" şeklinde konuştu.