• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 10 °C

İstanbul Kongre Merkezi’nde ‘Kanal İstanbul’ çalıştayı

İstanbul Kongre Merkezi’nde ‘Kanal İstanbul’ çalıştayı
İBB tarafından düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı İstanbul Kongre merkezinde gerçekleşti.Açılış konuşmasını yapan Başkan Ekrem İmamoğlu,'Biz hükümetle uyum içerisinde çalışmaya hazırız.Tek şartımız var:Hiç kimse “ben bilirim, ben yaparım” demesin.' dedi.

Son dönemin en çok tartışılan konusu Kanal İstanbul için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çalıştay düzenlendi. Çalıştaya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanı sıra, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener ve çok sayıda bilim insanı katıldı.

Programda açılış konuşmasını yapan Başkan İmamoğlu, "Biz her alanda hükümetle iş birliği ve uyum içerisinde çalışmaya hazırız ve istekliyiz. Yalnız bizim tek bir şartımız var: Hiç kimse “ben bilirim, ben yaparım” demesin. Hiç kimse halka sesini yükseltmesin… Mevlana’yı dinlesin…" dedi. 

1-059.jpg

İmamoğlu'nu konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

-Kanal İstanbul, mecbur olmadıkça hiç kimsenin asla evet demeyeceği, çok büyük ve çok riskli bir ameliyat. Tamamıyla yanlış bir ameliyat. İstanbul kesip biçilecek. İstanbul'un hayati sistemleri zarar görecek. İstanbul'un bazı bölgeleri felç olacak. Kimi yerleri sakat kalacak. Bir şehri böyle riskli, böyle ölümcül bir ameliyata sevk edenler, ‘Siz ne derseniz deyin, bu ameliyat yapılacaktır' diyemezler. Bunu yapmayı kafalarını koymuş olanlar, bu ameliyata neden mecbur olduğumuzu mutlaka anlatmak zorundalar.

'82 milyon vatandaşımızla ikna olmalıyız'

Hepimiz ama hepimiz, İstanbul'un neden kesilip biçilmek zorunda olduğunu anlamak zorundayız. Bu mecburiyetin sebepleri konusunda, hep birlikte, 16 milyon hatta 82 milyon vatandaşımızla ikna olmalıyız. Hepimiz, İstanbul'a dayatılan bu büyük ameliyatın riskleri konusunda her şeyi bilmek ve her detayı öğrenmek zorundayız. 

-Bu projeyi gündeme getirenlerin, ‘Siz ne derseniz deyin, biz bu ameliyatı yapacağız' diyenlerin iki temel argümanı var:
-‘İstanbul Boğazı'ndaki gemi geçişleri dolayısıyla yaşanması muhtemel riskler ve bu projenin Türkiye'ye sözüm ona gelir getirecek olması.' Gemilerin, özellikle de tehlikeli yük taşıyanların, boğazdan güvenli bir biçimde geçmelerini sağlamak çok önemli bir konudur. Bu konuda elbette hepimiz çok hassas olmalıyız. Boğaz güvenliğini sağlamak adına, hükümetimiz, uluslararası planda hangi adımı atacaksa, hepimiz onun arkasında oluruz ve tam destek sağlarız. Her türlü iş birliğini yapmak zorundayız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama büyük ve tehlikeli gemilerin geçiş güzergahını İstanbul'un bir yerinden alıp başka bir yerine taşıdığınızda güvenlik sorununu çözmüş olamazsınız ki.

Kimse bizi, tabiri caizse, çocuk yerine koymasın! İstanbul'un neresinden geçerse geçsin, risk oluşturan gemiler, Türkiye'nin ortaya koyduğu yüksek güvenlik standartlarına harfiyen uyarak geçmek mecburiyetindedir. Asıl olan, bunu sağlamaktır.

'Kanal yerine, Samsun-Ceyhan boru hattını hayata geçirin'

Güzergahı boğazdan alıp kanala çevirmekle bunu sağlayamazsınız. Yapılması gereken, Samsun – Ceyhan Petrol Boru hattı gibi farklı alternatifler geliştirmek ve hayata geçirmektir. Bütün bu boyutları, farklı alternatifleri bir kenara bırakıp, ‘Boğaz güvenliği için, Kanal İstanbul şarttır' sonucuna ulaşmak doğru değildir, rasyonel değildir, akılcı değildir. Aksine, oldu bittiye zemin hazırlamadır, bahane üretmedir.

Kanal İstanbul projesinin sahipleri, ikinci olarak bunun Türkiye'ye gelir getireceğini öne sürüyorlar. Bunu neye dayanarak ileri sürüyorlar anlamak mümkün değil. Daha bahsedilen projenin hangi parayla, kimin tarafından, nasıl bir finansman modeliyle yapılacağı bile belli değil. Hatta ne yapılacağı bile değil! İnanın ne yapılacağı belli değil. Günümüzü gecemizi bu işe harcıyoruz. Her gün farklı bir modelden söz ediliyor” 

'Kanalın eller tutulur bir gerekçesi yok'

Söyledikleri şu: ‘Bir kanal açarım, gelen geçenden para alırım, kanalın etrafına binalar dikerim, oradan da para kazanırım!' Bu, günümüz dünyasına uyan bir yaklaşım değildir. Bu, ekonomik bir yaklaşım da değildir. Bu, akılcı bir yaklaşım değildir. Bu, milletlerarası anlaşmalara uyan, hukuki bir yaklaşım da değildir. İçinde üretim ve ileri teknoloji barındırmayan, ne yazık ki katma değer ve marka üretme perspektifi taşımayan, sadece toprağa, betona ve ranta dayalı bir model. Bu modelle, bugünün dünyasında para kazanamazsınız, ekonomik canlanma ve istihdam yaratamazsınız. Bunda para yok. Raporlar ortada.

'İstanbul'un mecburiyetleri önceliğimiz' 

*Türkiye, Kanal İstanbul'a mecbur bir ülke değildir. İstanbul, Kanal İstanbul'a mecbur bir şehir değildir. Ama İstanbul, duran metro yatırımlarını başlatmaya, çok daha fazla yeni metro ve kent içi ulaşım alternatifleri için yatırım yapmaya, onlarca yıldır çözülememiş trafik sorununu bütün medeni metropoller gibi çözmeye mecburdur. İstanbul, elinde kalan yeşil alanlarını korumaya, geliştirmeye ve artırmaya mecburdur.

İstanbul, elindeki su kaynaklarını titizlikle korumaya, geliştirmeye ve artırmaya mecburdur. İstanbul, gerektiği gibi beslenemeyen, yeterli eğitim alamayan küçücük çocuklarına yiyecek yemek, içecek süt bulmaya, okul öncesi eğitim imkanları sunmaya mecburdur. İstanbul, gençlerine eğitim imkanları sunmaya, burslar sağlamaya ve iş imkanları yaratmaya mecburdur. İstanbul, kadınlara huzur ve güven içerisinde toplumsal hayata katılma imkanı sunmaya mecburdur. İstanbul, işsizlerinin, dar gelirlilerinin ve emeklilerinin hayatlarını kolaylaştırmaya mecburdur. Biz, İstanbul'un bütün bu mecburiyetlerini yerine getirmeyi öncelik olarak görüyor ve onun için çalışıyoruz.

'Hiç kimse halka sesini yükseltmesin'

Ortak aklı bulma ve hakim kılma konusunda istekli, candan ve samimi olalım. Bugünkü çalıştay, bu anlayışın ve çabanın bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, ortak akla ve ortak karara ulaşma çabasının bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, bu aziz şehrin, medeniyetlere beşiklik yapmış bu kadim coğrafyanın gelecek adına korunması çabasının bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, millete emretmek yerine, millete fikrini sorma çabasının bir ürünüdür.

'Sonuçları milletle paylaşacağız'

Böylelikle, biz 16 milyon İstanbulluya ve bu aziz şehre, bu aziz şehrin değerlerine karşı sorumluluğumuzu en üst seviyede yerine getiriyoruz. Hiç kimse konuşmazken, hiç kimse konu hakkında tartışma imkanı bulamamışken, her şey yangından mal kaçırırcasına, oldu bittiye getirilmek istenirken, halkımızın bilgilenmesi için, İBB olarak inisiyatif aldık.

Devletimizin ilgili makamlarını sorumluluğa davet ettik. Bilim insanlarının konuşması için platformlar yarattık. Önce su sempozyumunu ve ardından bu çalıştayı organize ettik. Bundan sonra da gerekli tüm hukuki mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Görevlerimizden ve hukuki sorumluluklarımızdan asla geri kalmayacağız.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’un ardından kürsüye çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Kanal İstanbul projesinin, Ekrem İmamoğlu’nu seçen İstanbullulara ders verme eylemi olduğunu dile getirdi.

2-062.jpg

Akşener, çalıştaydaki konuşmasında şunları kaydetti:

*Bugün niçin birden bire önümüze getirildi anlamak mümkün değil. Herhangi bir bilim insanıyla tartışılmış mı? Hayır. 9 yıl boyunca uyutulmuş da niye bugün ortaya konmuş? Hayır. Türkiye'ye büyük kazançlar sağlayacak mı? Hayır. İstanbulluyu ferahlatacak mı? Hayır. Ecdat ecdat diyenler açısından Fatih Sultan Mehmet'in emaneti açısından bırakılan vasiyete uygun mu? Hayır.

‘Kazanmasaydın kanal olmayacaktı’

*Bunlar niye oluyor biliyor musunuz? İstanbullu 31 Mart’ta Ekrem başkanı seçtin, Beyefendinin sinirini bozdun. Haziran’da bütün İstanbullu 804 bin oy farkıyla yeniden seçti, iki kere sinirini bozdunuz. Bu bir İstanbulluya ders verme eylemidir. Bu Kanal İşi nereden çıktı? Sebebi sensin başkan. Kazanmasaydın olmayacaktı.

*Bu bir yönetim anlayışıdır. Yani ne demek istiyorum? Üzgünüm ama sayın Erdoğan bu ülkenin babası sayıyor kendini. Bir böyle bir ruh hali olamaz.

*Seçilmiş seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, sarayların hüküm sürdüğü, ben istiyorum kavramının ortaya çıktığı, Erdoğan babamız bizler de onların sinirini bozan insanlarız. Bu İstanbulluyu cezalandırmaktır. Bu ben bu ülkenin her şeyiyim diyen bir bakış açısının tezahürüdür. Bu güç benim elimde canım isterse herkesin kafasına o çekici vururum demenin tezahürüdür.

'Bu paraya GAP bitirilebilir'

*20 milyar doların daha üstü miktarda bir para harcanacak. Bu parayla GAP bitirilebilir, Konya Ovası sulanabilir, genç işsizliği %35’lere vurdu. O gençlere istihdam yaratılabilir, teknokentler yapılabilir, genç girişimcilere faydalı olunabilir, o gençlerin elinden tutulabilir. Üniversite mezunu her 4 gençten biri işsiz şimdi üç gençten biri işsiz hale dönüşüyor bu gençlerin umutlarını hayata geçirecek projeler yapılabilir, fabrikalar yapılabilir.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kanal İstanbul projesi tartışmaları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

3-045.jpg

CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

*Türkiye açısından büyük sorunlar doğuracak bir olayı tartışıyoruz. Bir kişinin dayatması üzerine tartışıyoruz.

*Ailelerin öncelikleri vardır. Bir toplumun öncelikleri vardır. Bir devletin öncelikleri vardır. Bunlar planlamayla olur. Planı kim yapar o toplumun insanları, mühendisleri, ekonomistleri ayni liyakat erbabı olan kişiler bir toplumun önceliklerini belirlerler.

*Peki bu projenin önceliklerini kim belirliyor? Hayır ben bunu yapacağım diyenler belirliyor. Kusura bakma yapamazsın.

*Bu ameliyat mutlaka yapılacaktır diyen adamın önce doktor olması lazım. Hani uzmanı olsa bu işi biliyor deriz. O işi de bilmiyor. Bilmemesi de gayet doğaldır.

Çünkü o işin eğitimini almadı. 21. YY.'da gelişmenin tanımı da değişti. 21. YY.'da bir ülke gelişmiş mi gelişmemiş mi ölçü şu; küçük ayrıntılarda iş bölümüne gitmiş ülke gelişmiştir. Her şeyi ben bilirim mantığıyla yola çıkılan bir ülkede az gelişmiş konuşulur doğal olarak.

*Bu projenin önceliği rant, para hırsı. Konuşmamın başında önceliklerden bahsettim. Bakın arkadaşlar 21. YY'ın Türkiye'sinde kişi başına aylık geliri, 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin kişi. Ve biz bu kanalı yapmaya çalışıyoruz.

'Aklı olan düşünsün Türkiye'nin öncelikleri ne?'

*Erdoğan şöyle bir cümle kullandı Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorsanız bizi ikna edeceksiniz. Güzel bir cümle aslında bildiğim kadarıyla İBB Başkanımız beyefendiyi davet etti.

*Ben de dinleyeceğim siz de dinleyin. Belki bilim insanları sizi ikna ederler. Ama gelmedi. Libya olayı dolayısıyla asker gönderme kararı alırken dedi ki niye asker gönderiyoruz.

*BM’ye çağrıda bulundular, BM Libya’ya barış gücü göndersin. Bu soru Erdoğan’a sorulduğunda televizyonda şöyle söylüyor. Kılıçdaroğlu böyle dedi ne düşünüyorsunuz. İnanın bu adam uluslararası hukuku bilmiyor diyor. Putin geldi. Oturdular beraber BM’ye çağrıda bulundular. Beni dinlemiyorsun benim söylediğimi yanlış kabul ediyorsun.

'Ama inanmıyorsan Putin’e göndereyim, o sana göndersin'

*Putin söylediğinde çıkıyorsun dediğimi söylüyorsun. Akıl var mantık var Putin mi söyleyecek bu yanlıştır diye. TÜBİTAK bizim saygın kuruluşlarımızdan biridir. Bu kurumun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiği bir rapor var.

*14 madde halinde bu projenin ne kadar yanlış olduğunu sayıyorlar. 6 sayfa altında da 6 bilim insanının imzası var. Bana inanmayabilirsin. Ama sana bağlı bir kurum. TÜBİTAK dediğimiz Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Tavasiyem eğer bulamazsan ben sana o raporu göndereceğim.

*Ama inanmıyorsan Putin’e göndereyim o sana göndersin. Siz bu raporu görmüyor musunuz? Allah aşkına.

5-020.jpg4-026.jpg

İBB'nin düzenlediği “Kanal İstanbul Çalıştayı”, farklı disiplinlerden bilim insanları, hukukçular ve finans uzmanlarını bir araya getirdi. 4 farklı salon, 8 ayrı panelde, 40 bilim insanı Kanal İstanbul'la ilgili fikirlerini paylaştı.

Çalıştaya; CHP ve İYİ Parti'nin grup başkanvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, sendika yöneticileri, meslek odaları üyeleri, İBB üst yönetimi ile çok sayıda vatandaş da katıldı.

kj-001.jpg

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim