• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 0 °C

Gökyüzünü en çok havacılar seviyor

MUSA ALİOĞLU

Hemşehrim olmasından büyük gurur duyduğum Trabzonlu ünlü yazar Sabahattin Eyüboğlu ile Çukurovalı Yaşar Kemal'in Türk Halk Edebiyatı'ndan derlemeler yaptıkları kitaplarının adına "KUŞ UÇTU YUVA KALDI, GÖKYÜZÜ MAVİ KALDI" demişler. Gökyüzüne her baktığımda, eğer gökyüzü gerçekten masmavi ise bu hep dizeler gelir aklıma.

Gökyüzünün mavi kalması bütün medeniyetlerde ve edebiyatta hep vardır. Aztek ve İnkalar'dan tutun da Göktürkler ve Hunlar'a kadar her dönemde insanoğlunun gökyüzüne ilgisi ve sevdası vardır.

1997 yılının 11 Aralık'ında Japonya'nın Kyoto Kenti'nde toplanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde yer olan Kyoto Sözleşmesi karbon dioksit ve sera etkisine neden olan gazların salınımını azaltmayı amaçlar. Amaçlar amaçlamasına da acaba bunu kim ne kadar gerçekleştirebilir.

Kyoto Protokolü'ne göre gelişmiş ülkeler 2012'ye kadar karbon salınımını 1990 seviyesinin yüzde 5 altına düşürecek. Bu çerçevede yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkeler ya da şirketler, karbon salınımını hedeflenenden daha fazla azaltmış olanlardan karbon kredisi satın alabilmelerine imkan tanıyan bir düzen kurulmuş. Bu ne anlama gelir zaman içinde göreceğiz ve öğreneceğiz. Örneğin Londra ve Şikago Borsası'nda çeşitli karbon endeksleri ve fiyatlarının olması fiyatların arz ve talebe göre değişmesi nasıl bir sistemin kurulduğunu bize anlatsa gerek.

Bir ülkenin ürettiği elektrik miktarının, o ülke tarafından salınan karbon miktarına oranlanmasıyla o ülkenin çevreye ne kadar zarar verdiği belirleyen bir katsayı bulunuyor. Bu alanda büyük bir pazar oluştuğunu gösteren Dünya Bankası rakamlarına göre toplam karbon ticareti 2006 rakamlarına göre 60 milyar dolarmış. Aynı rapora göre aynı yıl gönüllü karbon pazarı ise 97 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.Gönüllü pazarın 2007'de 270 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor, fakat 2010'da bu rakamın 4 milyar dolar olması bekleniyor.

Avrupa Birliği Havacılık Komisyonu'nun, bir direktifle havacılığı da emisyon ticaretine dahil etmesi havayollarının yeni bir külfetin altına sokacaktır. Bu nedenle başta Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlıkları olmak üzere ilgili tüm genel müdürlüklerin mütekabiliyet esaslarına göre bazı yaptırımları gündeme getirmesi gerekecektir. Yasal düzenlemelerin en kısa zamanda hazırlanmasında sayısız faydalar vardır.

Bu arada gökyüzünü sadece uçakların kirletmediğinin de bilinmesi gerekir. Tüm dünyada doğa bir takım etkenlerle kirlenmektedir. Karbon salınımının uçaklara düşen payının hesaplanmasında daha adil olunmalı ve gelişmekte olan ülkelere biraz daha müsamaha gösterilebilmelidir. Şayet böyle olmaz ise, bazı ülkelerin sivil havacılık sektörleri daha doğmadan boğulmuş olacaktır.

Türkiye'nin, Kyoto Protokolü'ne imza atmakla büyük bir sorumluluğun ve yükümlülüğün altına girdiği bir gerçek. Ama yarınlara ve gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya bırakmak da bizlerin görevi olsa gerek. Bunu yaparken uluslararası kuruluşların azgelişmiş ülkelerin ekonomilerini darboğaza sokacak ağır yaptırımlardan da kaçınması gerekir diye düşünüyorum. Gökyüzünü en iyi tanıyan ve en çok sevenler havacılardır. Havacıların yaşam alanı olan gökyüzünün hep mavi kalması dileğiyle.

Bu yazı toplam 1863 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim