Yeni yıla ciddi bir sağlık kriziyle giren dünyanın önce doğusunda hayat durma noktasına geldi. Fabrikalar çalışmadı. Şimdi benzer süreci batı daha ağır bir şekilde yaşıyor. Avrupa’ya Doğu'dan özellikle Çin’den gelen ana konteyner gemileri limanlara yanaşamıyor. Çünkü fabrikalar, üretim tesisleri çalışmadığından kimse eşyasını limanlardan almıyor, alamıyor. Daha önce boşaltılan konteynerler sahipleri tarafından çekilmeyince limanlarda hareketlilik, döngü de gerçekleşmiyor. Bu da gecikme bedeli (demuraj) tazminatlarını gündeme getiriyor.
Asya’da toparlanma sinyalleri görülse ve fabrikalar tekrar üretime başlasalar dahi önemli limanlar, konteynerlerin tahliye işlemine uzun süre hazır olamayacak gibi görünüyor. Karayoluyla taşımacılığın ülkelerini sınır yasakları sebebiyle tamamen durma noktasına gelmesi, limanlardaki kilitlenme ve yolcu uçaklarının altındaki kargo kapasitesinin devre dışı kalması ve demiryollarının sınırlı imkanları yeni arayışlara sebep oluyor.
Bu gelişmeler karşısında dünyanın önde gelen deniz taşımacılığı yapan şirketleri de rahat hareket edecekleri yeni üsler arıyor. Bunlardan birisi de MSC. Koronavirüsün etkisiyle dünyanın çeşitli noktalarında stratejik yeni merkez limanlar oluşturan şirket Almanya’da Bremerhaven, G. Kore’de Busan, S. Arabistan’da King Abdullah, Togo’da Lome, Panama’da Rodman ve Türkiye’de Tekirdağ’ı (Asyaport) bu amaçla kullanacak.
Daha önce de yazdığım üzere koronavirüs krizi ulaşım sektöründe de ciddi değişime sebep oluyor, olacak. Hava kargo tarafında şu an yaşanan yoğunluk, havayoluyla tanışan yeni ürünler, sektörler, küresel ölçekte hizmet verecek şekilde her kıtada yeni lojistik merkezlerinin oluşturulması girişimleri de bunun işareti.