Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye gelen yabancı yatırımları ve enerji sektörünün yatırımcılara sunduğu fırsatlara ilişkin, değerlendirmelerde bulundu.
Darbe girişimine karşı halkın verdiği tepkinin uluslararası doğrudan yatırım süreçlerini pozitif yönde etkilediğini ifade eden Ermut, Türkiye'nin yatırımcılara vazgeçemedikleri değer seti sunduğunu ve ülkede yatırımları devam edenlerin de darbe girişimi sonrasında herhangi bir endişe yaşamadığını söyledi.
Ermut, Türkiye'ye gelip daha olumsuz algıyla geri dönen bir yatırımcı olmadığını, gelecek dönemde yabancı yatırımcılara sadece yatırım ortamını değil komşularla ilişkileri, insanların hayat standartlarını, FETÖ ve diğer terör örgütlerine verilen tepkilerin meşru olduğunu da anlatacaklarını dile getirdi.
Özellikle, bazı algıların nasıl çarpıtıldığının anlatılması gerektiğinin altını çizen Ermut, "Bir durumu tespit etmek lazım. Türkiye'yle ilgili bir algı operasyonu var mı? Var. Bununla ilgili ağlayıp, karalar bağlayıp, 'ne yapsak olmuyor' demeden, buna karşı nasıl cevap vermek gerekir, A, B, C, D planlarıyla, gelişmiş bir ülke nasıl cevap veriyorsa, bizim de ona göre cevap vermemiz lazım." diye konuştu.
"Doğrudan yabancı yatırım ağustosta 1 milyar doları aştı"
Ermut, bu yılın ilk 5 ayında uluslararası doğrudan yatırım rakamları açısından bir düşüş yaşandığını, fakat ağustos itibarıyla tekrar yükseliş trendine girildiğini söyledi.
Türkiye'ye mayısta 659, haziranda 857, temmuzda 717 ve ağustosta da 1 milyar 78 milyon dolar doğrudan yatırım girişi gerçekleştiğini bildiren Ermut, şunları kaydetti:
"Bu tabii ki yeterli değil, Türkiye'nin küresel doğrudan yabancı yatırım pastasından çektiği pay yüzde 1 seviyesinde gerçekleşiyor. Bunun daha fazla oması gerektiğini düşünüyoruz. Nasıl ki dünyanın ilk 20 büyük ekonomisinden biriysek, dünyanın en fazla yatırım çeken ilk 20 ülkesinden biri olmamız da çok kolay diye düşünüyoruz. İlk önce bununla ilgili atmamız gereken önemli adımlar vardı, bu adımların önemli bir kısmı atılıyor. Devamı da gelecek. Geçen sene 16 milyar doların üzerine çıkmıştık. Yılın son çeyreğini toparlanmayla kapatıp en azından geçen seneki rakamlara yaklaşmayı hedefliyoruz. En az kayıpla bu seneyi kapatmayı planlıyoruz. Biz 15 Temmuz sonrasındaki olumlu havanın sadece bu seneye değil, önümüzdeki senelere de yansıyacağını düşünüyoruz, çünkü yatırım kararları belirli zaman alan süreçler. Bölgede de politik olarak attığımız adımların, Rusya ve diğer bazı ülkelerle ilişkilerin düzelmesi gibi gelişmeler ve bölgede istikrar anlamında en ufak bir gelişmenin bile yatırıma en hızlı yansıyacağı ülkelerden birisi olacağız."
"Enerjide minimum 40 milyar dolarlık fırsat"
Ermut, Türkiye'nin son dönemde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeyde kullanmak için çeşitli projeler geliştirdiğini, kendilerinin de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıyla işbirliği içerisinde bu projelere ilgi gösteren yatırımcıları takip ettiklerini aktardı.
Enerji yatırımlarının hem cari açığı hem de dışa bağımlılığı azaltmaya katkısı olduğunu ifade eden Ermut, şöyle konuştu:
"Yenilenebilirde özellikle çok verimli bir şekilde kullanamadığımız ama Türkiye'nin konumunun çok iyi olduğu alanlar var ki bunlardan birisi güneş enerjisi. Dünyadaki en iyi güneş haritalarından birine sahibiz. Rüzgar ve hidroda da öyle. Türkiye bu önemli ve çevre dostu kaynaklarından yararlanıyor olacak. Türkiye'deki kömürü de verimli şekilde kullanabilecek teknolojiler ortaya çıktı. Dolayısıyla bu son teknoloji ile ülkemizde kullanılarak bu üretimin yapılmasını arzu ediyoruz. Türkiye'nin 2023'e kadar enerjide yapması gereken yatırım 100 milyar dolar seviyesinde. Biz özelleştirmeler ve diğer yatırımlarla bu miktarın minimum 40 milyar dolarlık kısmının özel sektör tarafından yapılacağını düşünüyoruz. Bu kalemlerin alt kırılımlarında da yatırım çekme fırsatları doğacak. Bu da aslında uluslararası yatırımcılar açısından bakıldığında fırsat aralığının ne olduğunu gösteriyor. Sadece bu sene yapılacak iki ihalenin birden neredeyse 2,5 milyar dolar değeri olduğunu düşünürsek, önümüzdeki dönemler de atılacak adımlar ve bu sektörün potansiyeli açısından da fikir verdiğini düşünüyorum. Burada yerli yatırımcılarımızın da önemli bir payı olacak ama bunun önemli bir kısmını uluslararası sermaye ile yaptırabilirsek, bu değerin ülkemizde kalması sağlanabilir diye düşünüyorum."
"Petrokimyada yeni yatırımlar yolda"
Ermut, söz konusu yatırımlarda yerlilik ve Ar-Ge şartı bulunduğuna ve yatırımlarda kullanılacak ekipmanın Türkiye'de üretilmesi ile hem bir üretim merkezi oluşturulacağına hem de bu üretimin çevre ülkelere de ihraç edilebileceğine dikkati çekti.
Bu projelere, Asya başta olmak üzere Amerika ve Avrupa'dan da yatırımcı ilgisinin somut bir şekilde belirgin olduğuna işaret eden Ermut, Türkiye'nin petrokimya yatırımları konusunda da çalışmaların devam ettiğini ve özellikle devreye girmesi beklenen rafineri yatırımlarıyla birlikte bu alanda da yeni yatırımları açıklayacaklarını kaydetti.
Türkiye, yerli kömürde yatırım tutarının 1 milyar doları bulması beklenen Çayırhan B santralinin haricinde yaklaşık 8 bin megavatlık santral kurulabilecek çeşitli rezervlerin de özelleştirilmesini planlıyor.
Ayrıca, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı'nın (YEKA) ilk örneği olan Konya-Karapınar'da bin megavatlık güneş enerjisi santralinin yatırım tutarının toplamda 1,3 milyar doları bulması bekleniyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yeni YEKA'lar belirleneceğini ve rüzgar enerjisinde de benzer yatırım alanlarının ilan edileceğini açıklamıştı.