Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ağustosta aylık bazda yüzde 2,30, yıllık bazda ise yüzde 17,90 artarak beklentileri aştı. AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistlerin ağustos ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 2,15 olmuştu. Bu ortalamaya göre, bir önceki ay yüzde 15,85 olan yıllık enflasyonun yüzde 17,73'e yükseleceği hesaplanmıştı.
Verilerin ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan duyuruda, enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret ettiğini belirtilerek, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkinin verileceği kaydedildi.
Duyuruda, daha önce yapılan iletişimle de uyumlu olmak üzere, 13 Eylül'deki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında parasal duruşun yeniden şekillendirileceği ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda bütün araçların kullanılmaya devam edileceği bildirildi.
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, son verilerle TÜFE'de ağustos aylarının artış rekorunun kırıldığını belirterek, "Gıda fiyatları enflasyonu sınırlı artırıcı yönde etkide bulunurken, gıda dışı diğer gruplarda kurlara bağlı fiyat artışlarının yüksek olması daha etkili oldu." dedi.
İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun yüzde 24,4 seviyesinden yüzde 24,3’e gerilediğini, işlenmiş gıda fiyatlarının yıllık artışının ise yüzde 15,6’ya yükseldiğine dikkati çeken Bürümcekçi, ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2018’deki seyrinin enflasyonun yılı çift hanenin ne kadar üzerinde bitireceği konusunda belirleyicilerinden biri olacağını dile getirdi.
Haluk Bürümcekçi, ağustosta yüzde 17,90’a yükselen yıllık TÜFE'nin, Enflasyon Raporu’nda yer alan yıl sonu TCMB tahmininin (Yüzde 13,4) belirgin üzerinde kaldığını belirterek, gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğini kaydetti.
Enflasyonun seyri açısından döviz kurlarının daha önemli olacağına değinen Bürümcekçi, "Son bir yıllık dönemde Türk lirasındaki değer kaybının yüzde 75 düzeyine hızlanması kurlardan fiyatlara geçiş riskinin çok yükseldiği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, manşet enflasyonun yılın zirve noktasını Eylül veya Ekim’de yüzde 20 civarı ile göreceği söylenebilir. Manşet enflasyonun yılı 19-20 aralığında kapatmasını öngörmekteyiz, ancak tahmin üzerindeki riskler yukarı yönlüdür." dedi.
"TCMB de enflasyon görünümüne ilişkin risklere dikkati çekti"
Bürümcekçi, TCMB’nin 13 Eylül'deki PPK toplantısında ortodoks olmayan politikalara dönüş yerine politika faizini artırmasının daha doğru olacağını ifade ederek, TCMB'nin enflasyon verisinin ardından yaptığı duyuruda da enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret ettiğini ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi vereceğini bildirerek bu sinyali verdiğini dile getirdi.
Temmuzdaki PPK toplantısında, piyasadaki 100-125 baz puanlık faiz artış beklentisine karşılık faizlerde değişikliğe gidilmediğini, ve politika faizinin yüzde 17,75 seviyesinde sabit tutulduğunu anımsatan Bürümcekçi, doğru olanın 13 Eylül’deki PPK toplantısında 1 hafta vadeli repo faizinin enflasyon ve enflasyon beklentileri ile daha uyumlu bir seviyeye çekilmesi olacağını ifade etti.
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, taze sebze-meyve fiyatlarında devam eden düşüşe karşın, kurdaki değer kaybının işlenmiş gıda, ev eşyası, otomotiv, eğlence-kültür, haberleşme araçları başta olmak üzere belirgin yansıması ile elektrik-doğalgaz fiyatlarına yapılan zamların, enflasyondaki yükselişte etkili olduğunu kaydetti.
Geçen ay ivme kaybeden yıllık enflasyondaki artış trendinin, ağustosta tekrar hız kazandığına dikkati çeken Tokalı, "Eylül ayına ait ilk gelişmeler de (elektrik-doğalgaz fiyatlarına yapılan yeni zamlar, kurun seyri gibi), yıllık enflasyonun artış trendine devam ederek yüzde 19’lu seviyelere yükselebileceğine işaret ediyor. Kurun geçişkenlik etkisini düşündüğümüzde, yıl sonuna ait yüzde 15,3’lük tahminimizi yüzde 18,8’e çıkarıyoruz. 2019 tahminimizi de yüzde 11,5’ten yüzde 13,8’e daha ılımlı olarak yukarı çekiyoruz." ifadelerini kullandı.
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek ise farklı beklentilerin oluştuğu veri döneminde TÜFE gerçekleşmesinin genel olarak piyasa işlemcilerinin öngörüleri ile uyuştuğunu belirterek, "Enerji fiyat ayarlamalarının ve işlenmiş gıda fiyatlarının TÜFE gelişmelerinde etkili olduğu görülüyor. Öte yandan, kur geçişkenliğinin yakından hissedildiği sektörler de dikkati çekiyor." dedi.
Aylık TÜFE gelişmesine en ciddi katkının ulaştırma grubundan geldiğine dikkati çeken Gödek, giyim ve ayakkabı grubunun, ana harcama grupları içerisinde ay bazında gerileme gösteren tek sınıf olarak öne çıktığını kaydetti.
Gödek, maliyetlerdeki artışın üretici fiyatları nezdinde de etkisini gösterdiğine değinerek, TÜFE'nin bu ve son dönem kur kaynaklı gelişmeler nedeniyle yüzde 18-20 aralığına çıkabileceğini öngördü.
TCMB’nin 13 Eylül'de gerçekleştireceği PPK toplantısında ciddi derecede para politikası ayarlaması yapabileceğini söyleyen Gödek, böyle politika faizi ile piyasa faizleri arasında oluşan boşluğu kapatacağı beklentisinin arttığını ifade etti.