Ticari gerginlikler, korumacı politikalar ve ekonomik belirsizliklerin etkisiyle geçen yıl dünyada mal ticareti hacminde yıllık bazda kaydedilen yüzde 3'lük büyüme, bir önceki yıla ait oran olan yüzde 4,6'nın altında kaldı.
AA muhabirinin, 164 ülkenin üye olduğu Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) "2019 Dünya Ticaret İstatistikleri İncelemesi" raporundan derlediği bilgilere göre, geçen yıl dış ticaretin büyüme hızının azalmasında, dünya ihracatında yüzde 37 paya sahip Avrupa ve yüzde 35 paya sahip Asya'daki ihracat düşüşü etkili oldu.
Dünya, geçen yıl ticari gerginlikler, korumacı politikalar ve ekonomik belirsizliklere tanıklık etti. Tüm bunlara bağlı olarak geçen yıl dünya genelinde ihracat ve ithalatın ortalaması alınarak hesaplanan mal ticareti hacminde yıllık bazda kaydedilen yüzde 3'lük büyüme, bir önceki yıla ait oran olan yüzde 4,6'nın altında kaldı. Çin ise geçen yıl mal ticaretinde öncü ülke oldu.
Dünyada ticaret hacmi ve gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) artış hızı, yıldan yıla değişse de son 10 yılda yüzde 26 arttı. Geçen yıl GSYH yüzde 2,9 artmıştı.
Değer bazında en yüksek ticaret ABD'nin
WTO üyeleri arasında, son 10 yılda değer bazında mal ve hizmet ticareti gerçekleştiren ilk 20 ülke sıralamasında en fazla basamak atlayan ülkeler Hong Kong, Hindistan, Meksika ve İrlanda oldu.
Geçen yıl değer bazında en fazla mal ve hizmet ticareti gerçekleştiren ilk 20 ülke sıralamasında ilk sırada ABD yer aldı. ABD'yi sırasıyla Çin, Almanya, Japonya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Hong Kong, Güney Kore, İtalya, Hindistan, Singapur, Kanada, Meksika, İspanya, Belçika, Rusya, İsviçre, İrlanda ve Tayvan takip etti.
Bu dönemde, WTO üyeleri 19,1 trilyon dolarlık mal ihracatı, 5,7 trilyon dolar da ticari hizmet ihracatına imza attı.
Hem mal hem de ticari hizmet sektöründe geçen yıl gerçekleştirilen ticaretin yaklaşık yarısını ilk 10 ülke sırtladı. Gelişmekte olan ekonomiler ise geçen yıl dünya çapında gerçekleştirilen mal ticaretinden yüzde 44, ticari hizmet ticaretinden ise yüzde 34 pay aldı.
Dış ticarette, son 10 yılın genelinde gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerden daha iyi veya onlara eşit performans gösterdi.
İmalat ürünlerinde en fazla artış giyim sektöründe
Dünyada değer bazında mal ticareti 2018'de yıllık bazda yüzde 10 arttı. İhracat ayağındaki artışın temel nedeni yüksek enerji fiyatları oldu. İhracat, yakıt ve maden ürünlerinde yüzde 23, imalat ürünlerinde yüzde 8 ve tarım ürünlerinde yüzde 5 arttı.
Mal ihracatı son 10 yılda yüzde 20 artarken, bu kategorideki imalat ürünlerinin ihracatı yıllık ortalama yüzde 2,3 artış gösterdi. Geçen yıl imalat ürünlerinde en fazla artış, yıllık yüzde 3,3 ile giyim sektöründe oldu.
Son 10 yılda ise imalat ürünleri sektöründe ihracatını en çok artıran sektör yüzde 4,2 ile ilaç sektörü olurken, demir ve çelik sektörü bu dönemde yıllık ortalama yüzde 2,3 düşüş ile ihracatı en fazla azalan sektör olarak yer aldı.
Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında imalat ürünleri ihracatını yüzde 2,4 artırarak, bu sıralamada Vietnam, Bangladeş, Çin, Hindistan, Meksika ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından 7'nci sırada konumlandı.
Bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatı yüzde 15 yükseldi
Ticari hizmetlerde dış ticaret geçen 2 yıl boyunca yüzde 7,7 artarak güçlü yükselişini sürdürdü.
Dünya genelinde geçen yıl toplam 5,6 trilyon dolar seviyesinde hizmet ticareti gerçekleştirilirken, Amerika bu alandaki dış ticarette lider ülke konumunda oldu. Çin ise söz konusu dönemde değer bazında hizmet ihracatını yıllık yüzde 17 artırarak lider ihracatçı ülke oldu.
Ticari hizmet alanında dünya ihracatında 2008'den bu yana yüzde 46'lık artış yaşanırken, hizmet ihracatındaki yıllık artış oranı ortalama yüzde 3,9 düzeyinde gerçekleşti.
Dünya genelinde bilgi ve iletişim teknolojileri, ihracatını yüzde 15 artırarak hizmet ticaretinde yıllık bazda en fazla artış gösteren sektör oldu.
Bu yıla ilişkin beklentiler
Rapora göre, dünya ekonomilerinin öncü verileri ve ticaret istatistiklerine bakıldığında bu yılın ilk yarısında dış ticaretteki zayıflamanın sürdüğü görülüyor.
Öte yandan, geçen yılın ortasında ekonomik büyümenin beklenin altında gerçekleşmesiyle hükümetler ve merkez bankaları daha genişleyici para politikaları benimsedi. Bunun da etkisiyle bu yılın ilk çeyreğinde öncü ülkelerin milli gelirlerinde artış görüldü, ancak bunun bu şekilde devam edip etmeyeceği ilerleyen zamanlarda görülecek.
Bu yıla ilişkin dış ticaret beklentilerinin ise yıl sonuna kadar sürdürülebilir bir milli gelir büyümesinin sağlanıp sağlanamayacağına bağlı olduğu ifade ediliyor.
Ticaret gerilimlerinin daha da artmasının ise ticaretin ve milli gelir büyümesini raydan çıkarabilecek etki oluşturabileceği üzerinde duruluyor.