23. Dünya Enerji Kongresi'nde, Dünya Enerji Kaynakları Programı 2016 Raporu açıklandı.
Rapora göre, birçok ülkenin enerji kaynaklarında çeşitliliğe yönelmesi, ortak mülkiyetin artması ve mikro şebekelerin gelişmesi, enerji dünyasını değiştirdi. Yenilenebilir enerji kaynakları pazarında yatırım, kapasite ve büyüme oranlarındaki beklenmedik yükseliş, söz konusu değişimde önemli rol oynadı. Rapora göre bu durum, fiyatların düşmesi, ayrıca ekonomik büyümeyle sera gazı emisyonunun giderek ayrışması üzerinde etkili oldu.
Dünya Enerji Kaynakları Programı Başkanı Hans-Wilhelm Schiffer, burada yaptığı konuşmada, enerji sektörünün de benimsediği teknoloji ve kaynak çeşitliliğinin, pek çok fırsat yarattığını söyledi.
İşlerin daha karmaşık hale gelmesiyle, mücadele edilmesi gereken alanların da arttığına dikkati çeken Schiffer, şunları kaydetti:
"Mevcut dalgalı seviyesi nedeniyle hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve şirketler paydaşların, sağlam bilgi ve verilere dayanarak stratejik kararlar alabilmeleri her zamankinden önemli. Yenilenebilir kaynaklara dayanan global enerji kapasitesi son 10 yılda iki kat arttı. 2006 yılında 1,037 gigavat iken 2015 sonu itibarıyla 1,985 gigavat seviyesine ulaştı. Bu, başta güç üretimi için rüzgar ve güneş enerjisinin rekor düzeyde kullanımı sayesinde gerçekleşti. Rüzgar enerjisi kapasitesi küresel çapta 2006'da 74 gigavattı. 2015 yılında bu oran 432 gigavat oldu. Kurulu güneş enerjisi kapasitesi de aynı dönem içinde 6 gigavattan 227 gigavat seviyesine ulaştı. Global hidrogüç kapasitesi 2006’tan bu yana yüzde 35 artarak, 893 gigavattan 154 gigavatı pompaj depolamalı olmak üzere, 2015 yılında 1.209 gigavata ulaştı. Bu gelişmeler, yenilebilirdeki beklenmedik yükseliş enerji piyasasındaki değişimi de beraberinde getirdi."
Dünya Enerji Konseyi Genel Sekreteri Christoph Frei ise geleneksel olmayan kaynaklarda ciddi bir artış gözlemlendiğini söyledi.
Benzer bir tırmanışın, son 10 yılda yenilenebilir kaynaklar alanında kullanılan teknolojik gelişmeler için de söz konusu olduğunu aktaran Frei, "Her ne kadar taşımacılıkta petrole duyulan ihtiyaç devam etse ve petrol talebinin yüzde 60’ını karşılamayı sürdürse de genel olarak bu kaynağa olan talep azalacak. Doğalgazın yükselişi ise sürecek; 2060 yılına kadar çıktı büyümesinin yüzde 25-70 arasında seyredeceği tahmin ediliyor." dedi.