Danışmanlık şirketi Besfin’in yaptığı araştırmaya göre EUR/ USD paritesinin günümüzdeki seviyelerde kaldığı müddetçe Türkiye yanlış borçlanmadan dolayı uzun vadeli değişken faizli borç stokunda 3.7 milyar dolar fazla faiz ödeyecek.
Son dönemde artan kurlar nedeniyle şirketler kesiminde yapılandırmalar sıklıkla dile getirilirken borç stoğunda farklı bir hesap da Besfin’den geldi. Besfin’in yaptığı hesaba göre dolar ile euro arasındaki faiz, şirketler açısından bir başka mücadele alanı olacak gibi duruyor. Besfin, dış borcu sabit ve değişken faizli borç olarak ayrıştırıp faiz maliyetini hesapladı. ‘TL ile geliri olan TL ile borçlanmalı’ tavsiyesine temel teşkil eden sorunun bir benzeri özel sektörün döviz cinsinden gelir- borç yapısında da çıktı. Döviz geliri ağırlıklı euro olan özel sektör, borçlanmada tercihini ‘dolar’dan yana kullanıyor. Türk özel sektörünün 225.7 milyar dolar uzun vadeli borcunun, 89 milyar dolarını değişken faizli krediler oluşturuyor. Ortalama vadesi 4 yıl olan bu krediler için şirketler mevcut dolar ağırlık borçlanma yapısı ile 37.7 milyar dolar faiz ödeyecek. Döviz gelirinin yüzde 48’ini euro cinsinden elde eden şirketler, borç yapılarını euro lehine değiştirdiğinde ödenecek faiz tutarı 34 milyar dolara düşüyor. Mevcut durumda kredilerde euronun ağırlığı yüzde 35.5 düzeyinde.
Avrupalılardan dolar borçlanılıyor
Türkiye’nin 157 milyar dolarlık ihracatının yüzde 47.8’i euro ile yapılıyor. 26.2 milyar dolarlık turizm gelirinin yüzde 46’sı AB ülkelerinden gelen turistlerden sağlanıyor. 7.4 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımının da yüzde 60.8’i AB ülkelerinden geliyor.
Türkiye’ye 2017’de gelen toplam 190.7 milyar dolarlık gelirin 91 milyar doları yani yüzde 48’i AB ülkelerinden geliyor. Türkiye’nin gelirlerinin yüzde 48’ini oluşturan AB ülkelerinin para birimi euronun, döviz borç yapısındaki konumuna bakıldığında ise ortaya farklı bir sonuç çıkıyor. Euronun ana vatanı Avrupalı bankalardan borçlanan Türklerin yurtdışından sağladığı uzun vadeli döviz kredilerinin sadece yüzde 35’i euro cinsi kullanımlardan oluşuyor. 30 Ocak 2018 itibariyle özel sektörün uzun vadeli borcu 225.7 milyar dolar olurken bunun yüzde 58’i yani yaklaşık 131 milyar dolarlık kısmı dolar cinsinden.
Ortalama vadesi 1.449 gün yani 4 yıl olan kredilerde uzun vadeli sabit faizli borç tutarı 81.3 milyar dolar ve 36.5 milyar euro düzeyinde bulunuyor. Bu kredilerin risk primi dahil kaynak maliyetlerine bakıldığında ise ‘sabit faizli’ dolar cinsinden kredilerin faizi yüzde 5.20; Euro tarafında ise yüzde 4.50 düzeyinde.
400 baz puanlık hareket
Mevcut yapıda değişken faizli krediler 49.6 milyar dolar, 28.3 milyar euro. Besfin bu yapıyı 20.3 milyar dolar ve 51 milyar euro olarak hesaplıyor. Önümüzdeki dönemde Fed’in faiz adımlarına devam edeceği hatırlatması yapan Besfin, 2018 birinci çeyrek sonunda değişken faizli euro cinsi borçlanmada toplam maliyet yüzde 1.7, dolarda ise yüzde 4.2 düzeyinde olacağını belirtiyor. Aradaki fark 240 baz puanı bulurken bu rakamın 2019 sonunda 340 baz puana ulaşacağı tahmin ediliyor.
Besfin araştırmasında LIBOR, EURIBOR ile Fed ve ECB faizleri arasındaki seyir hakkında da bilgi veriliyor. Euro ve dolar faizi arasındaki farka bakıldığında ise 2011-2012 döneminde euro faizi daha yüksek buna karşılık dolar faizi daha düşüktü. LIBOR ve EURIBOR karşılaştırması olarak bakıldığında Temmuz 2011 ile Mart 2018 arasındaki dönemde dolar ile euro arasında 400 baz puanlık bir faiz hareketi yaşandı. Temmuz 2011’de Euro faizinin yüksek olduğu dönemde dolar ile arasındaki fark 136 baz puandı. 28 Mart 2018’e gelindiğinde ise bu defa dolar faizi daha yüksek ve euro ile arasındaki fark 264 baz puandı.
Araştırmada iki büyük merkez bankasının politika faizi projeksiyonuna da yer veren Besfin, 2015 yılında faiz artırımlarının sinyalini veren Fed’in 2016 yılında bir, 2017 yılında üç defa 25’er baz puan faiz artışı yaptığına değiniyor. Projeksiyonda Fed’in 2018’de üç kez 2019’da iki defa faiz artışı yapması öngörüldüğüne atıfta bulunan Besfin araştırmasında ECB’nin ise 2019’un ikinci yarısında faiz artışı gerçekleştireceği öngörülerine yer veriyor. Nisan 2018-Aralık 2019 politika faizi projeksiyonuna göre Fed faizi ile ECB faizi arasındaki makas Euro lehine, Eylül 2019’a geldiğimizde 275 baz puan olacak.
Doların maliyeti katlanacak
Bu veriler ışığında 2019 sonunda değişken faizli borç stokunda euro cinsi kredilerin maliyetinin yüzde 2.35’e, dolar cinsi kredilerde ise yüzde 5.75’e gelineceğine işaret eden Besfin, mevcut borçlanma yapısıyla şirketlerin, 37.7 milyar dolar faiz ödemesi yapacağını hesaplıyor. Borçlanma yapısının euro lehine değiştirilmesi halinde ise ödenecek faiz tutarının 34 milyar dolar olduğu kaydedilerek “Dolar borçlanmanın payı yüzde 58’den yüzde 45’e indirilmesi halinde sadece ödenecek faiz tutarında 3.7 milyar dolar daha az faiz ödemek mümkün” denildi.
Borçta faiz maliyeti mega projelere bedel
Besfin Yönetim Kurulu Başkanı Ferda Besli, “Türk şirketleri konjonktürü iyi analiz ederek doğru borçlanma araçları kullanmalı. Gelirlerin büyük bölümü AB ülkelerinden olan özel sektörün döviz gelirlerinde ağırlığı büyük olan dövizden borçlanırsa döviz ve değişken faizli kredilerde faiz riski azalır” dedi. 3.7 milyar doların büyüklüğüne işaret eden Besli, “3.5 milyar dolara Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 1.75 milyar dolara 2 adet Marmaray ve 1.2 milyar dolara 2 Avrasya Tüneli daha yapılabilirdi” diye konuştu.
Kaynak: Ece CEYHUN / DÜNYA