Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, "Dış politikanın tavla oynar gibi değil satranç oynar gibi hesap edilmesi ve ele alınması kaçınılmazdır. Yani başka bir deyimle kısa vadeli değil, daha uzun vadeli hesaplamak lazım." ifadelerini kullandı.
Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in yeni sayısı yayımlandı. Rahmi Koç, dergide yer alan röportajında, Allah’ın bütün ülkelere bazı dezavantajlar ve avantajlar verdiğini, her ülkenin bu avantaj ve dezavantajlara göre ekonomisini, politikasını ve dünyadaki konumunu idare etmek durumunda olduğunu kaydetti.
"Türkiye'nin güçlü ve zayıf tarafları hepimizce malumdur." diyen Koç, jeopolitik durumun kuvvetli yanlarından birisi olduğunu, bunu en iyi şekilde değerlendirerek global oyuncuların arasına girmenin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Koç, diğer taraftan ülkelerin ekonomik güçlerine göre saygınlık gördüklerini belirterek, "Almanya gibi ekonomisi kuvvetli olan bir ülkenin gördüğü itibar ve taşıdığı ağırlıkla, küçük bir ekonomisi ve müflis bir durumu olan başka bir ülkenin aynı kefeye konulması mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Dolayısı ile memleketin de jeopolitik konumunun yanında kuvvetli bir ekonomisinin olmasının şart olduğunu vurgulayan Koç, "Gerek Orta Doğu'da gerek Batı'da gerekse global oyuncular arasında olsun; ekonomik ve politik güç çok önemlidir. Uzun ya da orta vadeli, ayağı yere basan politik ve ekonomik programların yapılması kaçınılmazdır. Eğer bu dünyada bir yere geleceksek bizim de onlara uymamız gerekir." açıklamasında bulundu.
"Korkarım ki bu sulh seneleri tersine dönmesin"
Rahmi Koç, "Dış politikanın tavla oynar gibi değil satranç oynar gibi hesap edilmesi ve ele alınması kaçınılmazdır. Yani başka bir deyimle kısa vadeli değil, daha uzun vadeli hesaplamak lazım." ifadelerini kullandı.
Dış politikada küsmenin, darılmanın ve gücenmenin olmayacağını belirten Koç, "Dış politikada nokta yoktur, yani cümlenin ucunun açık olması lazımdır. Dış politikada ne alıyorsunuz, ne veriyorsunuz çok ince hesap edilip ona göre götürülmesi icap eder." değerlendirmesinde bulundu.
Koç, son zamanlarda Batı dünyasında gitgide kuvvetlenen milliyetçilik, korumacılık ve içe kapanıklığa işaret ederek, bu durumun çok tehlikeli olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Bilhassa Donald Trump'ın Amerikan Başkanı seçilmesinden sonra, seçim kampanyasında da devamlı üzerine bastığı istikamette işlerini idare edeceğini zannettiğini bildiren Koç, "Önümüzdeki sene Avrupa'nın pek çok ülkesinde seçim olacak, iş başına gelecek hükümetler de benzer bir yolu seçerlerse bu dünya için tehlikeli bir durum arz eder. Zira İkinci Dünya Harbi'nden bu yana sulh içerisinde yaşandı ve büyük atılımlar yapıldı. Zenginlikler oldu, insanların geliri yükseldi, refaha kavuştular. Korkarım ki bu sulh seneleri tersine dönmesin." Değerlendirmesinde bulundu.
"Saygınlığınız olursa sözünüz daha çok geçer"
Koç Holding Şeref Başkanı Koç, "Ekonomik olarak büyük bir ülke olmayabilirsiniz fakat saygınlığınız olursa sözünüz daha çok geçer." ifadelerini kullandı.
Dünyanın gitgide küçüldüğünü, hudutların kalktığını, emek, sermaye ve malların rahatça dolaştığına dikkati çeken Koç, vaktiyle imkanı olmayan insanların da bu rekabetten nasibini aldığını ve kaliteli malları en ehven fiyata elde edebildiğini dile getirdi.
Koç, dolayısı ile bu durumun devam etmesinin çok önemli olduğunu, global şirketlerin gücünün neredeyse hükümetlerin gücünden daha fazla hale geldiğinin altını çizdi.
Bunun ileri ki tarihlerde daha da önem kazanacağını ve bu şirketlerin hükümetleri dikte eder duruma geleceğini vurgulayan Koç, şunları kaydetti:
"Bunları ileride göreceğiz. Siber dünyada başka bir konu daha önem kazanıyor; taşıyanla taşınanın arasındaki fark. Örneğin Amerika'daki AT&T şirketi Time Warner'ı 85 milyar dolar gibi korkunç bir rakama satın aldı. Sebebi de bunlardan biri taşıyıcı, diğeri de taşınanı üreten. Zarfla mazruf gibi tabiri caizse. Dolayısı ile bu çok önemli bir gelişme. Şu anda hangisinin galebe çalacağını iki taraf da bilmiyor. Bu yüzden de taraflar şiddetli rekabet içerisindeler ve birleşmeye çalışıyorlar.
Böyle bir durumda dünyada müthiş bir rekabet başlayacaktır, bizim de bu gelişmeye ayak uydurmamız kaçınılmazdır. Bu nasıl olacaktır? Başarılı olmak için ya herkesin yaptığını daha iyi yapacaksınız yahut da hiç kimsenin yapmadığı, yepyeni bir şey yapacaksınız. Bizim de öyle bir yolu seçmemiz menfaatimiz icabıdır. Onun için de lüzumsuz konularla vakit kaybetmeyip bu gelecek korkunç rekabete şimdiden kendimizi hazırlamamız çok önemlidir, tavsiye ediyorum."