Beijing ve Şangay arasında "Fuxing" (Rönesans) sınıfı yüksek hızlı treninin iki yönlü olarak hizmete girmesi, Çin'in hızla gelişmekte olan yüksek hızlı tren teknolojisine bir kez daha dikkatleri yöneltti. Çin’in tamamen sahip olduğu fikri mülkiyet haklarıyla "Çin Standardı" hızlı treninin en son versiyonu yalnızca Çin yapımı ürün olarak değil, aynı zamanda Çin tasarımı ürün olarak da öne çıkıyor.
Uluslararası Demiryolları Birliği yönetmeliğine göre yenilenmiş demiryolu hattı için saatte en az 200 km, yeni inşa edilen hatlar içinse saatte en 250 km ila 300 km arasında yapılan taşımacılık hızlı tren taşımacılığı olarak kabul ediliyor. Pek çok dünya rekoruna sahip olan Çin, bu sektörde öne çıkan yeni bir küresel oyuncu konumunda bulunuyor.
Hızlı tren teknolojisi önce Japonya’da kullanıldı oradan ise batı ülkelerine yayıldı. Dünyanın ilk ticari olarak işletilen yüksek hızlı demiryolu, Ekim 1964'te Japonya'da hizmete girdi. Doğu Asya ülkesindeki Shinkansen (Yeni Gövde Hattı) olarak bilinen hizmet, 1964 Tokyo Olimpiyatları öncesinde Tokyo ve Shin-Osaka arasında ilk kez başlatıldı. Japonya'nın Shinkansen'i kurduğu dönemde Avrupa ve Amerika, demiryolu taşımacılığını demode bir sektör olarak değerlendiriyor ve karayolu taşımacılığı ile hava taşımacılığının önemi vurgulanıyordu. Bununla birlikte, Shinkansen'in başarısı Avrupa ülkelerini şok etti ve özellikle Fransa ve Almanya'ya hızlı tren hatları inşa etmeye başladılar.
Avrupa ve Japonya göre Çin, yüksek hızlı demiryolu sektöründe geriden gelen bir ülke olmasına karşın, bu teknolojide geç başlayıp hızlı gelişme gösteren seçkin bir örnek olarak Dünyanın 1. Numarası olma onuruna ulaşmıştır. Çin aynı zamanda ülkenin soğuk bölgelerinin dondurucu toprağından geçen Harbin-Dalian hızlı tren yolunu inşa etme başarısını gösteren bir ülkedir. Harbin-Dalian hızlı demiryolu, Kuzeydoğu Çin'deki donmuş topraklar üzerine inşa edildi ve eksi 50 santigrat derece sıcaklıklarda bile sorunsuz çalışıyor.
Yüksek hızlı demiryolu sektöründe Çinli araştırmacılar "ileri teknoloji getirme ve Çin markasını yaratma" ilkelerine göre yabancı teknolojileri öğrenmeyi ve entegre etmeyi, Çinli ürünlerde yeni teknolojileri kullanarak ve Batılı ülkelerin standartlarını aşarak başardılar.
Üretim ve inşaat alanındaki güçlü yetenekleri sayesinde, Çinli işletmelerin yüksek hızlı tren hattı inşaat maliyetleri Batılı şirketlerin inşaat maliyetlerinden çok daha düşük. BBC'nin 2014'te yayınladığı bir rapora göre, kilometre bazında Çin'in yüksek hızlı tren hattı inşaat maliyeti, 1,7 milyon ile 2,1 milyon ABD doları arasında iken bu rakam Avrupa'da 2,5 milyon ile 3,8 milyon ABD dolar arasında, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 5.6 milyon ABD doları civarında bulunuyor.
Rus Mühendisler Odası Başkan Yardımcısı Ivan Andrievsky, Çin'in yüksek hızlı demiryolu teknolojisinin arkasında Çin’in, satın aldığı teknolojilere dayalı kendi teknolojilerini geliştirmesi ve taklitçilik yerine gerçek yeniliği öne çıkarmasının yattığını açıkladı. Andrievsky, Çin'in temel avantajlarının çalışma hızı, fiyatlama politikası, kalite ve teknoloji olduğunu da vurguladı. Çin bugün yüksek hızlı tren alanında teknolojik yakalamayı başarı ile gerçekleştirmiş, bu sektöre önemli küresel oyuncu haline gelmiş bir ülke olarak tüm dünyanın takdirini topluyor.
