Çin, son 10 yıldır demiryolu altyapısına yaptığı yatırımları sonucunda dünyanın en geniş hızlı tren şebekesine ulaştı. Yoğun yatırımların yapılmaya başlandığı 2008 yılından beri, ülkede hızlı tren rayının uzunluğu neredeyse 30 bin kilometreye ulaştı. Bu, tüm dünyadaki hızlı tren hattının neredeyse üçte ikisi demek oluyor. Çin’deki 2008 yılında her yüz tren yolculuğundan biri yüksek hızlı trenle yapıyorken, 2015’te her iki tren yolculuğundan biri yüksek hızlı trenle yapılıyor.
Çin’de ve de özellikle ülkenin -hemen her kentin trenle ulaşılabildiği- doğusunda tren yolculuğu uçak yolculuğuna ciddi bir seçenek oluşturmuş durumda. Öte yandan Çin Halk Cumhuriyeti, finansman açısından başka ülkelerin sahip olmadığı avantajlara sahip. Salt 2019’da yeni hatların inşası için öngörülen miktar 800 milyar yuan, yani 102 milyar euroydu.
Döşenen yüksek hızlı tren hattının bir kilometresi 17 ila 21 milyon dolar arasında bir tutara mal oluyor; bu, başka ülkelerdeki maliyetten üçte bir oranında düşük. Dünya Bankası, raporunda, “Diğer ülkeler için buradan çıkarılacak en çarpıcı ders, yüksek değerde altyapının doğru bir önderlik ve kendilerine sağlanan sorumluluklar altındaki kamu örgütleri tarafından çok hızla gerçekleştirilmesidir” yorumunu yapıyor.
Tren bilet fiyatları uçak biletinin yarısı kadar
Bu arada hızlı trenlerin tercih edilmesinin bir diğer nedeni ise devlet tarafından uygulanan fiyat politikası… Örneğin Shanghai-Beijing hattında, indirimsiz bir ikinci sınıf tren bileti 71 euro iken uçak biletinin fiyatı bunun iki katı. Dünya Bankası’na göre, eğer Çin’de yüksek hızlı tren olmasa demiryoluyla seyahat edenlerin yüzde 20’si uçakla yolculuk eder, yüzde 15’i de otomobil veya otobüsle giderdi. Yolcuların takriben yarısı normal ve yavaş trenlere biner; kalan yüzde 15 ise seyahatten vazgeçerdi.
Öte yandan demiryolu potansiyel olarak en çevreci ulaşım yöntemlerinden sayılıyor; Çin’in iklim değişikliğiyle mücadelesine gelecekte katkısı da büyüyecek. Dünya Bankası araştırmasına göre Çin’in ulaşım sektörü, yüksek hızlı tren sayesinde şimdilik yüzde 2 oranında bir CO2 ekonomisi yapıyor. Bu oranın düşüklüğü, Çin’de elektriğin henüz büyük ölçüde kömür santrallerinden elde edilmesinden kaynaklanıyor. Elektrik akımı yenilenebilir enerji ile beslendiği ölçüde karbon emisyonları daha da düşecek.
Çin Uluslararası Radyosu