Çelik sektörü, inşaat demiri tartışmalarının sürdüğü bir 2017'yi geride bıraktı. Bu dönemde Türkiye'nin ham çelik üretimi, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 13,2 artışla 33,2 milyon tondan 37,5 milyon tona yükseldi ve tarihi rekora imza attı.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerinden derlenen bilgilere göre, geçen yıl sonu itibarıyla nihai mamul çelik tüketimi yüzde 5,8 artış kaydederek 36,1 milyon tona yükseldi.
Aynı dönemde ham çelik üretimi de yaklaşık yüzde 13,2 artışla 33 milyon 163 bin tondan 37 milyon 524 bin tona çıktı ve tarihinin en yüksek üretim rakamını elde etti.
İhracat açısından değerlendirildiğinde ise sektörün 2017 sonu itibarıyla dış satımı miktar bazında yüzde 8,4 artış göstererek 18 milyon 323 bin tona, değer bazında da yüzde 24,1 artarak 13 milyar 389 milyon dolara ulaştı.
Bu dönemde ithalat ise miktar bazında yüzde 6,8 azalışla 16 milyon 339 bin tona gerilerken, değer bazında ithalat yüzde 13,6 artarak 12 milyar 385 milyon dolara çıktı.
Böylece sektör 2017 yılını yaklaşık 1 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla kapattı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 108 seviyesine yükseldi.
"Kapasite kullanım oranı yüzde 70'i aştı"
TÇÜD Genel Sekreter Vekili Gazi Bilgin konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, geçen yılın nisan ayından itibaren iç piyasada yaşanan canlanma ve küresel piyasalarda çelik tüketiminde görülen artış talebinin, üretimin rekor düzeylere ulaşmasına katkı sağladığına dikkati çekti.
İç piyasada özellikle uzun ürünler bağlamında inşaat sektörünün talebinin olumlu etkilerinin görüldüğünü dile getiren Bilgin, "Çelik sektörümüz, artık geniş yelpazede iç piyasanın önemli tedarikçisi olma yolunda ilerlemektedir." dedi.
Bilgin, ihracatta geçen yıl miktar ve değer bazında yaşanan artışlara değinerek, bu durumun çelik ürünleri ihracatında daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlerin satışındaki gelişmelerden kaynaklandığının altını çizdi.
Sektörde kapasite kullanım oranlarının yüzde 70'leri aştığını anlatan Bilgin, Çin'in geçen yıl çelik üretiminde kapasite daralmasına gitmesinin diğer üretici ülkeler için avantaj oluşturduğunu, bunun da üretimdeki artışta etkili olduğunu dile getirdi.