Türkiye'de çelik sektöründe, dampingli fiyatlarla satılan ithal ürünlerin yanı sıra enerji maliyetleri ve cevherden üretimin daha avantajlı hale gelmesi gibi nedenlerle sıkıntı yaşanıyor.
Son dönemde bazı çelik firmalarının işçileri ücretsiz izne ayırma ve iflas erteleme başvurusu gibi durumlarla karşı karşıya kalmaları sektörde yaşanan sıkıntıları yeniden gündeme getirdi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerinden derlenilen bilgilere göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi son olarak 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,2 artış gösterirken, söz konusu yıldan itibaren sürekli geriledi. Bu açıdan bakıldığında 2011-2015 döneminde üretim yüzde 7,6 daralarak 34 milyon 107 bin tondan 31 milyon 520 bin tona düştü.
Son 5 yılda üretimdeki azalmaya karşın, nihai mamul tüketimi yüzde 27,5 artarak 27 milyon tondan 34,4 milyon tona yükseldi.
Türkiye, söz konusu dönemde 91,6 milyar dolarlık çelik ürünleri ihracatı gerçekleştirirken, bu dönemde yapılan ithalat ise 72,2 milyar dolar oldu. Buna karşın 2011-2015 döneminde miktar bazında çelik ihracatı yüzde 9 azalırken, ithalat yüzde 78 arttı. Bunun sonucunda da önceki yıllarda net çelik ihracatçısı olan Türkiye, ithalatçı ülke konumuna düştü.
Artan ithalat sıkıntı yaratıyor
Son yıllarda yerli üreticinin en fazla sıkıntı çektiği konuların başında Çin, Rusya ve Ukrayna'dan yapılan ithalat geliyor.
Üreticiler özellikle devlet destekli Çinli firmaların üretim maliyetlerine yakın fiyatlarla Türkiye dahil dünyanın diğer ülkelerine mal satmaları nedeniyle gerek yurt içinde gerekse ihracat pazarlarında rekabette zorlanıyor.
Bir başka sorun enerji maliyetleri
Çin'in uyguladığı fiyat politikasının yanı sıra yurt içindeki enerji maliyetleri de çelik sektörünün üretim yapmak yerine ithalatı tercih etmesinin nedenleri arasında yer alıyor.
Özellikle elektrik tüketim miktarı üzerinden alınan TRT payı ile Çevre Katkı Payı gibi uygulamalar, sektör temsilcilerince üretim maliyetlerini artıran unsurlar olarak değerlendiriliyor.
Cevherden üretim avantajlı hale geldi
Son yıllarda çelik üreticilerinin karşı karşıya kaldığı en büyük problemler arasında ham madde olarak kullanılan hurda fiyatlarının cevher fiyatlarına göre daha yavaş düşmesi ön plana çıkıyor.
Türkiye'deki çelik üreticilerinin yüzde 70'den fazlasının hurdayı ham madde olarak kullanan ark ocaklı tesisler olduğu düşünüldüğünde, hurda fiyatlarının cevher fiyatlarına göre daha yavaş düşmesi sektörün genelini sıkıntıya soktu. Aksi şekilde cevherden üretim yapan tesisler diğerleri karşısında daha avantajlı bir konuma geldi.
"Fiyatlar baskı altında"
Çelik sektöründeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün 2000'li yıllarda her yıl yüzde 6-7 civarında büyüdüğünü, buna karşın son üç yıldır üretimde daralma yaşandığını söyledi.
Bu yılın ilk iki ayına bakıldığında tüketimin arttığı bir dönemde üretim artışının yüzde 1-2 seviyelerinde kaldığını belirten Yayan, "İhracatımızda da miktar açısından bir miktar iyileşme söz konusu. Değer açısından ihracatta ise yüzde 25 civarında gerileme yaşandı. Bu, iki şeyi gösteriyor. Birincisi ihracatımızdaki miktar açısından iyileşmenin üretimdeki iyileşmeye benzer şekilde çok sınırlı seviyede kalması. İkinci husus, son bir ayda fiyatlarda ortaya çıkan dalgalanmanın ve mevzi iyileşme fiyatlara henüz yansımadı. Bu da fiyatların ne kadar baskı altında olduğunun bir ifadesi" dedi.