İngiliz ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde beklentilerin altında büyüme göstermesi, perakende sektöründeki birçok zincirin kepenk kapatmak zorunda kalması İngiliz ekonomisine ilişkin endişeleri artırmaya devam ediyor.
Bu yılın başında İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) mayıs ayında politika faizinde artışa gitmesi yönünde beklentiler varken, ülkede ilk çeyrek büyüme verilerinin açıklanmasının ardından yeni bir resim oluştu.
İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 8 Mayıs tarihinde toplanarak politika faizinin yüzde 0,50 seviyesinde sabit tutulması konusunda ikiye karşı yedi oyla karar aldı. Bu kararın arkasında yatan asıl sebepleri görebilmek için son aylardaki verilere yakından bakmak gerekiyor.
Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) verilerine göre İngiliz ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 0,1 seviyesinde büyüme kaydedebildi. Halbuki geçen yılın son çeyreğinde ekonomik büyüme yüzde 0,4 seviyesindeydi. Bu yılın ilk üç ayında ekonomik büyümenin beklentilerin altında kalmasında kış aylarında mevsim şartlarının önceye kıyasla bir miktar daha sert geçmiş olmasının kısmen bir katkısı olmuş olsa da, İngiliz ekonomisinde özellikle son aylarda dengelerde bozulmanın işaretlerinin görüldüğünü söylemek mümkün.
Büyüme verilerini değerlendiren ONS Uzmanı Rob Kent Smith, “İngiliz ekonomisinin beş yıldan fazlaca bir süredir en düşük büyümesini kaydettiğini görüyoruz. İmalat sektörü zayıflamış, tüketici talebi duraklamış, inşaat üretimi dikkat değer seviyede gerilemiş durumda.” ifadelerini kullanıyor.
Üstelik ülke ekonomisini üçte ikisinden fazlasını temsil eden hizmet sektörüne ilişkin son veriler de beklentilerin altında gerçekleşti. Markit/CIPS verilerine göre İngiltere’de nisan ayında hizmet sektörü satın alım yöneticileri endeksi (PMI) 53,5 olan beklentinin altında kalarak 52,8 seviyesinde gerçekleşti.
Verilere ilişkin değerlendirmede bulunan IHS Markit Baş ekonomisti Chris Williamson ise, “Hizmet sektöründe hayal kırıklığı yaratan PMI verilerinin ardından İngiltere Merkez Bankası (BoE) Parasal Politika Komitesi üyeleri faiz artışı butonundan yavaşça ellerini çekecektir.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
"İngiliz hükümetinin zayıf ekonomiyi yeniden ayağa kaldırması gerekiyor"
Şimdilik İngiltere Merkez Bankası’nın faiz artışına ilişkin beklentiler bir süreliğine rafa kalkmış görünüyor.
Bundan sadece üç ay önce İngiltere Merkez Bankası bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,4, bu yılın tamamında ise yüzde 1,8 ekonomik büyüme tahmininde bulunuyordu. Gelinen noktada ise son aylarda verilerin beklentilerin altında kalması nedeniyle bankanın bu yıl için en son büyüme tahmini yüzde 1,4 seviyesinde.
İngiltere Sendikalar Birliği (TUC) Genel Sekreteri Frances O’Grady de “Ekonomi yerdeyken tekme atamazsınız. Şimdi İngiliz hükümetinin zayıf ekonomiyi yeniden ayağa kaldırması, istihdamı ve reel gelirleri artırması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan İngiltere’de özelikle 2016 yılının haziran ayında yapılan Avrupa Birliği (AB) referandumundan bu yana İngiliz sterlininde görülen sert değer kayıpları, yüksek enflasyon ve buna oranla düşük halan reel gelir artışı, hane halkının harcamalarını baskılamaya devam ediyor. Yine de enflasyon hane halkı geliri ilişkisinde mart ayı itibariyle olumlu yönde bir değişim gözleniyor.
İngiltere’de mart ayında enflasyon yıllık bazda yüzde 2,7 olan beklentinin altında kalarak yüzde 2,5 artış gösterdi. Buna ek olarak bu yılın ilk üç ayında gelir artışı ise yüzde 2,8 seviyesinde kaydedildi. Reel gelir artışında mart ayı verileriyle 2015 yılının eylül ayından bu yana en ciddi yükseliş kaydedilmiş oldu. Aslında İngiltere Merkez Bankası’nın birazda bu veriden cesaret aldığını söylemek mümkün. İngiltere Merkez Bankası hali hazırda enflasyon hedefini yüzde 2,0 seviyesinde tutmaya devam ediyor. Eğer önümüzdeki dönemde enflasyon bu seviyeye çekilebilir ve hane halkı geliri mart ayında olduğu gibi yüzde 2,8 bandının üzerinde tutulabilirse, o zaman hem dengelenme sağlanmış olacak, hem de olası bir faiz artışı gereken zemin ortaya çıkacak.
İngiltere’de yakından takip edilmesi gereken bir diğer önemli alan ise perakende sektörü.
Perakende sektöründeki satışlar hız kesmiş durumda
Perakende sektöründeki satışlar 2017'de bir önceki yıla kıyasla ciddi şekilde hız kesmiş durumda. 2016'da yüzde 4,7 artış kaydeden perakende sektöründeki satışlarda, geçen yıl sadece yüzde 1,9 artış oldu.
Ülkede dünyaca ünlü perakende zincirleri, tüketici taleplerindeki değişim, İngiliz sterlinindeki değer kaybı, ithal ürün fiyatlarındaki artış, üretim ve tedarik maliyetlerinde rekabetin sürdürülememesi gibi nedenlerle zor bir dönemden geçiyor.
PricewaterhouseCoopers (PwC) için Local Data Company (LDC) tarafından yapılan araştırmaya göre, İngiltere’de geçen yıl 5 bin 855 mağaza kapandı. Kapanan mağazaların yaklaşık bin 700’ünü perakende zincirlerine ait mağazalar oluşturuyor.
Merkezi Londra’da bulunan Moore Stephens muhasebe şirketinin şubat ayında yayımladığı verilere göre, İngiltere’de tekstil şirketlerinin yüzde 19’u mali sıkıntılarla karşı karşıya bulunuyor. İncelenen 35 bin 78 şirketten 6 bin 850’si finansal olarak sorunlu.
2016 yılında Almanya’nın yüzde 1,9’luk büyümesinin hemen ardından yüzde 1,8 ile gelişmiş ekonomiler içerisinde 2. en hızlı büyümeyi kaydeden İngiltere, geçen yılın sonunda yüzde 1,7’lik büyüme ile G-7 ülkeleri içerisinde en düşük büyümeyi kaydetmişti.
Kısacası benzer gelişmiş ekonomiler artan küresel büyüme ivmesinden payların alırken, İngiliz ekonomisi mevcut payını artırmakta zorlanıyor. Toplamda iç siyasi gerilimler, Brexit gündemi, yatırımların ertelenmesi, tüketici güvenindeki değişim, harcama dinamiklerinin farklılaşması, İngiltere ekonomisindeki belirsizlikleri artırmaya devam ediyor.