Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi’nde konuşan OİB Başkanı Baran Çelik, geleneksel üretim yapan ve dönüşüme ayak uyduramayan ülkelerin otomotiv endüstrisindeki öneminin azalacağına işaret etti. Çelik, geleceğin hibrit, elektrikli hatta hidrojen gibi yenilenebilir enerji ile çalışan araçlarda olduğunu söyledi.
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi sektörle ilgili çalışmalar yapan bilim insanlarını Bursa’da bir araya getirdi. Uludağ Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü tarafından Makine Mühendisliği Bölümü ile birlikte iki yılda bir düzenlenen kongreye bu yıl 300’den fazla bildiri geldi. 211 bildiri sözlü, 55 bildiri ise poster olarak sunulmaya hak kazandı. Kongrenin hedefi otomotiv ve ilgili sektörlerde en son teknolojik gelişmeleri ve uygulamaları tartışmaya açmak, otomotiv sektörü ile ilgili kişi ve kuruluşları bir araya getirerek bilgi alışverişi sağlamak. 7-8 Mayıs tarihleri arasında dört salonda iki gün süren kongrede taşıt güvenliği, otomotiv elektroniği ve kontrol sistemleri, taşıt benzetim ve test yöntemleri, üretim teknolojileri, hibrid ve elektrikli araçlar, alternatif yakıtlar, sanal gerçeklik, otomotiv malzemeleri ve imalat, taşıt transmisyon sistemleri, yakıt hücreleri gibi konular masaya yatırıldı. Kongrenin açılışına Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ferruh Öztürk, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Ergün Hadi Türkay, sektör temsilcileri ile çeşitli üniversitelerden bilim insanları katıldı.
“Türk otomotiv endüstrisinin gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir”
Açılışta söz alan OİB Başkanı Baran Çelik, dünya otomotiv endüstrisinin büyük bir dönüşümden geçtiğine işaret ederek geleceğin hibrit, elektrikli hatta hidrojen gibi yenilenebilir enerji ile çalışan araçlarda olduğuna dikkat çekti. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji ile çalışan araçlar konusunda yaşanan dönüşümün daha da hızlanmasını beklediklerini belirten Çelik, “Bir diğer önemli gelişme ise özellikle son beş yılda gelişim gösteren yazılım ağırlıklı, sürücüsüz, birbirleri ile iletişim kurabilen araçların geliştirilmesidir. Bu nedenle otomotiv endüstrisinin geleceği sürücüsüz, yazılım ağırlıklı, elektrikli ve hibrit araçlardadır ve tüm otomotiv endüstrisi bu doğrultuda yeniden şekillenmektedir. Ülkemiz otomotiv endüstrisinin de bu gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir. Geleneksel üretim yapan, yaşanmakta olan dönüşüme ayak uyduramayan ülkelerin otomotiv endüstrisindeki önemi azalacak, yeni alanlara yatırım yapan, yüksek katma değerli araçlar, aksam ve parçalar üreten ülkelerin önemi ise giderek artacaktır. Önümüzdeki yıllarda otomotiv endüstrimizin önündeki en önemli konu, dünya otomotivinde yaşanan bu dönüşüme nasıl ayak uydurulacağı, bu konuda neler yapılması gerektiği olmalıdır” dedi. Baran Çelik, Türkiye genelindeki 854 Ar-Ge merkezinden 119’unun otomotiv endüstrisinde faaliyet gösterdiğini hatırlattı. Çelik, 192 olan tasarım merkezlerinin sayısının da birkaç yıl içerisinde hızla artmasını beklediklerini aktardı.
Kaynak: Esra ÖZARAFAT / DÜNYA