Borsa İstanbul'da yatırımcı ilgisinin her geçen gün arttığı pay vadeli işlemlerde toplam hacim, bu yılın ilk 4 ayında 2017'nin toplamını aşarak 32,8 milyar liraya ulaştı.
Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nda, özellikle Nadaq OMX ile Ocak 2014'te gerçekleştirilen iş birliği sonrası etkinliği hızla artan pay vadeli işlem kontratlarına yatırımcıların ilgisi her geçen gün artıyor.
Geçen yılın tamamında gerçekleşen işlem hacmini bu yılın ilk 4 ayında aşan pay vadeli işlemleri, 2018'in nisan sonu itibarıyla 32,8 milyar liraya ulaştı. Pay vadeli işlemlerde işlem hacmi, geçen yılın tamamında 25 milyar lira olarak gerçekleşmişti.
Pay vadeli işlemlerin toplam vadeli işlemlere oranı da hızlı bir şekilde artıyor. 2017'de yüzde 1,51 olan pay vadeli işlemlerin toplam vadeli işlemlere oranı, geçen ayın sonu itibarıyla yüzde 4,05 oldu. Borsa İstanbul pay vadeli işlemlerinde halen 20 hisse senedine ait vadeli işlem sözleşmeleri işlem görüyor.
VİOP'ta yaklaşık 1'e 10 kaldıraçla, hisse senetleri üzerine yazılı kontratlar aracılığıyla ister alım ister satım yönünde pozisyon alınabiliyor olması yatırımcıların ilgisini bu alana çekerken, endeks ve döviz vadeli işlemlerdeki hacim artışı da dikkat çekici boyuta ulaştı. Döviz vadeli işlemlerin toplam hacmi, nisan sonu itibarıyla 235,3 milyar liraya ulaşırken, endeks vadeli işlemlerdeki toplam hacim de 518,2 milyar liraya yükseldi.
"VİOP'ta pay vadeli işlemlerde kaldıraç yaklaşık 1'e 10"
Gedik Yatırım Vadeli İşlemler Müdürü Tolga Er, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, VİOP'ta pay vadeli işlem kontratlarının hisse senedine göre birçok avantajı bulunduğunu ifade ederek, yatırımcıların bu avantajları yeni yeni keşfetmeye başladığını söyledi.
Pay vadeli işlem kontratlarında işlem yaparken, yatırımcıların VİOP hesabında bulunan nakit teminatının Borsa İstanbul tarafından nemalandırıldığını kaydeden Er, "Yani, bir taraftan pay vadeli işlem kontratlarını alıp satarken bir taraftan da bu kontratlara yatırdığınız paranız nemalanmaya devam eder." dedi.
Er, pay vadeli işlem kontratlarında bir diğer önemli avantajın ise yüksek kaldıraçla yatırım yapma imkanı olduğunu, hisse senedi almak yerine vadeli işlem sözleşmesi alan bir kişinin spot piyasaya göre çok daha az nakit yatırarak hisse senetlerinde yaptığı hacimleri yapabileceğini söyledi.
Pay vadeli işlemlerde kaldıraç oranının yaklaşık 1'e 10 olduğunu, 10.000 lira yatırılarak 100 bin liralık pozisyon alınabileceğini anımsatan Er, şunları kaydetti:
"100 bin TL ile hisse senedi yatırımı yapmak isteyen bir yatırımcı, 10 bin TL’yi Takasbank hesabına yatırarak pay vadeli işlem sözleşmelerinde 100 bin TL’lik pozisyon açarken, geriye kalan 90 bin TL ile ister döviz alır ister mevduat yapar ya da yatırım fonlarında işlem yapabilir. Yani hisse senedinde değerlendirilecek 100 bin TL’lik tasarruf ile alınacak pozisyonun aynısı VİOP’ta 10 bin TL ile alınırken, açıkta kalacak 90 bin TL sabit getirili bir araçla değerlendirilerek riskler de azaltılmış olur."
VİOP'ta maliyet avantajı da öne çıkıyor
Tolga Er, VİOP’ta işlem yapmaya yeni başlayanların yaptığı en büyük hatanın, hisse senedine yatırım için düşündüğü paranın tamamını VİOP’ta teminat olarak yatırması olduğunu vurgulayarak, yatırımcıların normalde hisse senetlerinde 100 bin TL'lik risk alırken VİOP’ta aynı riski 10 bin TL ile alabileceğini ancak yatırımcıların genelde 100 bin TL'nin tamamını kullanıp 1 milyon TL'lik işlem yaptığını anlattı.
Yatırım için düşünülen tüm paranın kaldıraçlı ürünlerde kullanılmasının, elde edilecek karı olduğu gibi zararı da hisse senedi piyasasına oranla 10 kat artırdığının unutulmaması gerektiğini belirten Er, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kaldıraç kullanımında yapılan hatadan dolayı birçok yatırımcı VİOP'u çok riskli, hatta kumar oynamakla eş değer olduğu algısına kapılmaktadır. Halbuki kaldıraç imkanının spot piyasada yapılan hisse senedi işlem büyüklüğüne göre kullanılması durumunda birçok maliyet avantajından yararlanılırken, aynı zamanda çok daha az bir teminatla aynı büyüklükteki hisse senedi alıp satmaya devam edilebilir."
Pay vadeli işlemlerde iki taraflı işlem yapılabildiğini, yani hisse senedinin düşeceğine ilişkin pozisyon almanın yükseleceği yönünde pozisyon almaktan hiçbir farkı olmadığını belirten Er, hisse senetlerinde ise açığa satış yapmanın "ek teminatlar ve ödünç piyasasını kullanım ve buna bağlı ek maliyetlere katlanma" gibi dezavantajları bulunduğunu söyledi.
Er, pay vadeli işlemlerde "pair trade", yani bir hisse senedinin diğerine göre daha iyi ya da daha kötü performans göstereceğini düşünen yatırımcılara da imkan verildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bir hisse senedinin diğerine göre daha iyi performans göstereceğini düşünen yatırımcı, bu hisselerin birinde alım, diğerinde satım pozisyonu alarak hem korunmalı strateji uygulamış olur hem de maliyetlerini düşürebilir. Pay vadeli bir kontrat alınırken, diğer bir pay vadeli kontrat eş anlı olarak satıldığında, tek bir yöne pozisyon almaya göre daha az risk alınmış olur."
Borsa İstanbul ile Nasdaq OMX arasında 20 Ocak 2014'te imzalanan stratejik iş birliği anlaşmasından bu yana pay vadelilerin işlem hacminde ciddi artış olduğunu belirten Er, bu yılki oranların, artık birçok yatırımcının pay vadeli işlemleri tercih etmeye başladığını gösterdiğini ve bu sürecin ivmelenerek devam etmesini beklediğini kaydetti.