ABD ve Türkiye arasında artan tansiyonun TL’de yarattığı sert düşüş nedeniyle küresel piyasalar yeni haftaya negatif bir başlangıç yaptı. TL’de yılbaşından bu yana kaybın yüzde 40’ın üzerine çıkmasının başlattığı riskten kaçış hisse senedi piyasalarında satışları hızlandırdı. Özellikle Türk bankacılık sektöründeki büyük riskleri bulunan Avrupa ve Körfez ülkelerinde endeksler kan kaybetti.
Türk Lirası’ndaki düşüş diğer varlıklara da sıçradı. Türkiye’de piyasalara müdahalenin yetersiz kalacağı ve paranın zayıflamasının bulaşıcı olacağından endişe eden yatırımcı, zengin ülkelerin tahvilleri ve dolar gibi güvenli limanlara yöneldi. 47 ülkenin hisselerini takip eden MSCI Dünya Endeksi dün yüzde 0.5 gerileyerek son 1 ayın en düşük seviyesine geldi. Avrupa’da bankaların Türkiye’deki risklerine dair endişeler euro ve borsa üzerinde baskı oluşturmaya devam etti. BBVA, UniCredit, BNP Paribas gibi Euro Bölgesi’nin en büyük bankalarının Türkiye’deki risklerinden giderek daha fazla endişe duyuluyor. Bunun yarattığı baskıyla euro/dolar paritesi Temmuz 2017 den bu yana ilk kez 1.14 ün altına geriledikten sonra dün biraz toparlanmaya çalıştı. Ancak parite halen 200 günlük hareket ortalamasının altında. TL’nin zayıflması Almanya’da DAX, Fransa d’a CAC 40ve İngiltere’de FTSE 100 gibi majör endeksler üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Türkiye’de en fazla risk 83 milyar dolarla İspanya’da
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) verilerine göre bazı bankaların Türk bankacılık sektöründeki alacakları şöyle;
■ İspanyol bankaların Türkiye’deki risklerinin büyüklüğü 83.3 milyar dolar. İspanyol bankalarının Türkiye’deki iştiraklerindeki payı yüzde 4.53.
■ Fransız kreditörlerin alacakları 38.4 milyar dolar. JP Morgan’a göre Fransa’nın Türk iştiraklerindeki toplam payı yüzde 1.14.
■ İtalyan bankaların riskleri ise 17 milyar dolar. İtalyan bankaların Türkiye’deki payı yüzde 2.05.
■ Alman bankaların 12 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bankacılıkta taşınan riskler Avrupa ile sınırlı değil. BIS sınırötesi verilerine göre;
■ Japon bankaların alacakları 14 milyar dolar.
■ İngiliz kreditörlerin 19.2 milyar dolar.
■ ABD’nin ise 18 milyar dolar.
Analistler, Türkiye’deki riskleri nedeniyle İtalya ve İspanya’da borsada yaşanan düşüşlerin yanında devlet tahvili getirisinde yükselişler meydana gelebileceği uyarısı yapıyor. Orta Doğu ülkelerinin de Türk bankacılık sektörüyle bağlantıları güçlü. Türkiye’de yatırımları olan Körfez bankalarının hisseleri de düşüşte.
Deniz Bank hisselerini alan Emirates NBD dikkatle izliyor
Denizbank’ı Sberbank’tan 3.2 milyar dolara satın almak için anlaşan Dubai Emirates NBD’nin hisseleri dün yüzde 4.6 kaybetti. Türkiye’deki risklerinin büyüklüğü toplam varlıklarının yüzde 8’i olarak tahmin edilen Suudi National Commercial Bank’ın (NCB) hisseleri yüzde 3.7, Finansbank’ın ortağı Qatar National Bank’ın (QNB) hiseleri yüzde 2.6 geriledi. QNB’nin bankacılık varlıklarının yüzde 15’inin ve kredilerinin yüzde 14’ünün Türkiye ile bağlantılı olduğu hesaplanıyor. A Bank’ın sahibi Katarlı Commercial Bank’ın hisseleri yüzde 0.8 değer kaybederken, Türkiye’de yatırımları bulanan Kuwait Finance House ve Burgan Bank’ın hisselerindeki kayıp sırasıyla yüzde 1.3 ve yüzde 1.4 oldu.
Düşüşler gelişen ülke paralarına bulaştı!
TL’deki değer kaybının yayılacağı endişesi diğer gelişen ülke paralarında kan kaybına yol açtı. Dün TL’deki değer kaybına paralel olarak Hindistan Rupisi, Endonezya Rupisi, Çin Yuanı, Meksika Pezosu, Güney Afrika Randı’nda düşüşler yüzde 2.5’e yaklaştı. Analistler, TL’de hızlanan düşüşün ülke ekonomisini resesyona sürükleyeceği kaygılarını ortaya çıkardığını ve bunun gelişmekte olan ülkelerden kaçışı hızlandıracak bir faktör olarak görüldüğünü belirterek, bu ülkelerin para birimlerine yoğun satış geldiğini söylüyor. Türkiye’nin CDS’lerinin 2008'den beri en yüksek seviyeye çıkması endişeleri körüklüyor. TL, yılbaşından bu yana yüzde 41 ile gelişen ülkelerde en fazla değer yitiren para oldu. Rus Kommersant, Türk Lirası’nın değer kaybıyla yaşanan panik artarsa, doların 70-75 rubleyi bulabileceğini söyledi. Rus ekonomi haber sitesi Vestifinance de, krizin Avrupa’ya yayılabileceğini ve Yunan krizinden daha büyük bir boyut alabileceğini belirtti.
Kaynak: Evrim KÜÇÜK / DÜNYA