Son yıllarda terörle mücadelede en önemli silahlardan biri haline gelen yerli üretim Atak helikopterlerinin her biri asker ve polise teslim edilmeden önce zorlu testlerden geçiyor. TUSAŞ/TAI tesislerinde uçuş testlerini gerçekleştiren 11 pilottan biri olan, aynı zamanda TUSAŞ Uçuş Okulu Eğitim Müdürü Barış Yakar, bu zorlu süreci Hürriyet’e anlattı:
“TUSAŞ/TAI’de uçuş okulu 2010’da kuruldu. Asıl amacımız, pilot yetiştirmekten öte TUSAŞ/TAI’nin ürettiği helikopterlerin eğitimini müşteriye direkt vermekti. Dünyadaki bütün uluslararası firmalar Boeing, Airbus olsun bunu yapıyor. Bu uluslararası bir stratejidir. Bunun da ilk başlangıcı 2012’de Atak projesiyle oldu. Kara Kuvvetleri’ne şu ana kadar yaklaşık 80 civarında pilot yetiştirdik, 9 da Jandarma Genel Komutanlığı’na. Burada Atak yer eğitimlerinin yanı sıra, uçuş eğitimini gece ve gündüz atış eğitimleri dahil olmak üzere veriyoruz. Uçuş testinden önce yerdeki süreç var. Üretim bandından çıkan hava aracı, kalite sisteminden geçiyor. Sonra uçuş hattına geliyor. Uçuş hattındaki teknisyenler ve oradaki ekip, kendi ilgi alanlarında olan her şeyi kontrol ediyor, yer testlerini yapıyorlar. Bu testlerde bütün limitleri zorluyoruz.
(Test uçuşları riskli mi?) Hiç uçulmamış bir model... O gerçekten riskli. Mesela T625 helikopterimiz var, hiç uçulmamış, yeni bir şey üretmişsiniz, bunun uçuşu işte riskin tanımı. Burada limitler zorlanmaz, sadece helikopter yerden kesilir belli bir irtifada bekler, ondan sonra yere inilir. Türkiye’de test pilotluğu yapan tek yer burası. Test pilotu, çok değişik şartlarda uçuş tecrübesine sahip olmalı, ormanlık bölge, dağlık bölge, gece uçuşu gibi. Bu şartları taşıyan pilotlarımızın sayısı az. Test uçuşunun barındırdığı risklerden dolayı da test pilotu kolay bulunmuyor. Tecrübeli pilotları, cımbızla çeker gibi çekmemiz lazım.
ATAK VE KOBRA FARKI
Atak helikopterinde cirit, Umtas ve Lumtas üç tane füze sistemimiz var. Bir de Stinger var, şu anda onaylı testleri de yapıldı. Cirit ve Lumtas lazer güdümlü füzelerle hedefi en yakın 5 ile 8 kilometreden görebiliyorsunuz. Ben TSK’da Süper Kobra pilotuydum. Onunla karşılaştırabilirim. Ben teröristi vuracaksam, görmek için hedefe yaklaşırım. Bu da karşı tarafa görünmek demektir. Ancak Atak helikopterinin en büyük avantajı, hedefe istediğimiz mesafede yaklaşabilmemizdir. Ben 5-8 kilometreden hedefi görebilirim ama kobrada daha çok yaklaşmanız gerekir. Atak’ta sistemlerinden dolayı daha çabuk karar verebiliriz, çünkü avcı modülüyle önünüze daha çok bilgi sunar ve pilotu daha az yoran unsurlar barındırıyor.
TUSAŞ/TAI’nin üzerinde çalıştığı yeni Atak helikopterinde hem bizim hem de TSK’da uçan pilotların görüşleri alınıyor. Onlardan gelen bilgileri biz buraya ekliyoruz. Bizim en büyük know-how’ımız TSK pilotları.
DÜNYADA BİR-İKİ TANESİ BUNU YAPABİLİR
“(Antalya Eurasia’da Atak’la ters takla atılması) Helikopterin aerodinamik yapısı olarak loop dediğimiz o hareketi genelde çok az helikopter yapabilir. Bunu yapabilen dünyada bir-iki tane var, bunlardan bir tanesi de Atak helikopteri. Ama bu riskli bir hareket. O taklayı, TSK personeli attı. Havacılıkta sıfır risk diye bir şey yoktur, risk yönetimi vardır. Biz pilotlar olarak riski biliriz ve riski yönetiriz. Pilotlarımız da gerekli risk değerlendirmesini yapmışlardır, limitlerini görmüşlerdir ve değerlendirerek yapmışlar ve hiçbir kaza olmadığına göre de risk yönetimini başarıyla yürütmüşler diye değerlendirebiliriz. Takladan sonra bakıma almışlar helikopterde bir şey var mı diye, hiçbir sıkıntı yok.”