HaberTürk'ün haberine göre; Myrna Nilsson, 2016 yılında öldürüldüğünde Apple Watch akıllı saati bileğindeydi. Maktulün yeğeni Caroline Nilsson, olayın ardından polise yüzleri maskeli bir grup adamın geldiğini ve kendisini bağladıktan sonra Myrna’yı kaçırdıklarını söylemişti.
Genç kadın polise verdiği ifadede, kayınvalidesinin bir grup adam tarafından arabayla takip edildiğini ve 20 dakika boyunca evin dışında tartıştıklarını söylemişti. Kadın ayrıca, Myrna’nın öldürülüşünü duymadığını çünkü o sırada kapısı kapalı olan mutfakta bağlı olduğunu belirtmişti.
Caroline’ın iddiasına göre saldırganlar onu mutfakta bağlı bıraktılar. Evi terk etmelerinin ardından iplerden kurtularak evden çıktığını belirten kadın, Myrna'yı ölü bulduğunu söylemişti. Savcı Carmen Matteo'nun yaşlı kadının kendi evinde planlanmış bir tuzağa düşürüldüğünü gösteren Apple Watch verilerini mahkemeye sunmasıyla davanın seyri değişti.
Davayı gören hakim Oliver Koehn’in Apple Watch verisini delil olarak kabul etmesiyle, olay yerine haneye tecavüz süsü verenin ve cinayeti işleyenin maktulün yeğeni Caroline olduğunu ortaya çıktı.
Apple Watch’tan toplanan veriler, maktülün kalp ritmini ölçerek cinayet saatinin saptanmasını ve yalan ifade veren genç Nilsson’ın tutuklanmasını sağladı. Savcı, Apple Watch’un kalp ritmi ölçme özelliğine bakarak, yaşlı kadının 18:38’de saldırıya uğradığını ve 18:45’te öldüğünü fark ettiklerini açıklamıştı. Genç kadının gece 22:00'de evden çıktığı görülmüştü. Her ne kadar teknoloji hayatımızı bazı açılardan kötü etkilesede bazen bu tarz durumlarda hayat kurtarıcı sonuçlar verebiliyor. Özellikle Apple Watch tarafından bir cinayetin çözülmesi oldukça ilginç örneklerden biri.