Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, Almanya ile bozulan ilişkilerin küçük ve orta ölçekli şirketlerin almaya çalıştıkları yeni işlere yansıdığını, ancak büyük tedarik şirketlerinin sorunları ortaklarıyla çözdüklerini ifade etti.
Alman şirketlerin, Türk tedarikçileri öncelik sırasında aşağıda tutabildiklerini veya ihalede en iyi teklif verenler arasında olmalarına rağmen seçmeyebildiklerini belirten Kanca, "Büyük firmaların yöneticileri bu işin peşini bırakmıyorlar, zorluyorlar. Orada kayıp çok değil. Ama orta ve küçük ölçekli olanlar gidip bununla uğraşamıyor. Bunları topladığımızda 3-5 milyon euro değil daha büyük rakamlardan bahsediyoruz. Zaman geçtikçe daha da yüksek olabilir" dedi.
Kanca, "Eskiden (Alman şirketler) Türkiye'ye gelir ve ısrar ederlerdi. Daha iyi bir fiyat yapar, işi alırdık. Şimdi ise tak diye siz burada rekabetçi değilsiniz denilebiliyor" diye konuştu.
Alman şirketlerin Türkiye'den mal almamak gibi gümrük birliği çerçevesinde hukuki sorun yaratacak resmi bir karar alacağını düşünmediğini, ancak daha temkinli olduklarını tahmin ettiğini belirten Kanca şöyle konuştu:
"Biz burada ayak sürten, Türkiye'ye gelmek istemeyen satın alma müdürü, bahane çıkaran kalite müdürü görüyoruz. Bu da Türkiye'ye yansıyor... Geçen yıl daha tekildi, bu adam yaptı, öbürü yapmadı diyebiliyorduk. Şimdi daha fazla etkisi hissediliyor"
En büyük pay Almanya'nın
Türkiye'nin ilk dokuz ayda yüzde 11 artışla 115 milyar dolara yükselen ihracatında yüzde 19 ile en yüksek paya sahip olan otomotiv sektörü, ihracattaki artışın üçte birini tek başına sağlıyor. Otomotiv sektörü ihracatı ilk dokuz ayda yüzde 22 artışla 21 milyar dolara yükseldi. Otomotiv sanayi toplam ihracatından yüzde 16 ile en büyük payı Almanya alıyor. Otomotiv sanayini oluşturan iki ana unsurdan; araç üreten otomotiv ana sanayi sektörün ihracatının üçte ikisini, parça üreten tedarik sanayi üçte birini gerçekleştiriyor.
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler geçen yıl Alman parlamentosunda Ermeni soykırımı yasa tasarısının kabulünün ardından bozulmaya başladı. Türkiye'nin Türk kökenli Alman gazeteci Deniz Yücel ve bazı Alman vatandaşlarını tutuklaması ve Almanya'nın nisan ayındaki referandum öncesinde Türk politikacıların bu ülkeye ziyaretlerini engellemesi ilişkilerin hızla bozulmasına neden oldu. Alman hükümeti ağustos ayında Türkiye'ye bazı ekonomik yaptırımlar uygulanabileceğini ve gümrük birliği anlaşmasının güncellenmeyeceğini belirtti, ancak açık bir adım atmadı.