Maliye Bakanı Naci Ağbal, yaptığı açıklamada, uzun süredir üzerinde çalıştıkları ve muhalefet partilerinin de kurulması noktasında olumlu görüş bildirdikleri Türkiye Varlık Fonu ile ilgili yasanın, tatile girmeden TBMM'den geçmesinin önemine işaret etti.
Dünyada çok sayıda ülkenin varlık fonu bulunduğunu ifade eden Ağbal, bu konuda Norveç'in birinci, Katar'ın ikinci sırada geldiğini, Singapur varlık fonunun ise çok ciddi stratejik yatırımları olduğunu söyledi.
Ağbal, varlık fonu uygulamalarının son 30-40 yıldır ortaya çıkan bir gelişme olduğunu anlatarak, ülkelerin bazen fazla olan kaynaklarını veya doğal kaynaklardan elde ettikleri kaynakları farklı amaçlarla kullanmak için bu tür fonları kurduklarını ifade etti.
Varlık fonuna ilişkin en önemli konunun kuruluşu, faaliyetleri ve denetimi olduğuna işaret eden Ağbal, "Türkiye'de kurulacak varlık fonu, Sermaye Piyasası Kurulu'nun yapmış olduğu bütün kurumsal yönetişim düzenlemelerine tabi olacak, şeffaf olacak, Kamuoyu Aydınlatma Platformunun bütün düzenlemelerine tabi olacak, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenen bağımsız denetimle ilgili bütün kurallara tabi olacak." diye konuştu.
Ağbal, fona aktarılan kaynakların özelikle nerelerde ve nasıl kullanıldığı konusunda kamuoyunun birinci elden uluslararası standartlara uygun şekilde bilgilendirileceğini söyledi.
"Türkiye Varlık Fonu uygulaması asla bizim geçmişteki, 1990'lı yıllardaki kötü fon uygulamaları gibi olmayacak." diyen Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zaman zaman bunu da söylüyorlar, diyorlar ki '1990'lı yıllarda çok kötü bir fon tecrübemiz var acaba ne olacak?' İyi de o 1990'lı yıllardaki fon uygulamalarının olduğu yerde bütçe disiplini yoktu, kamu mali raporlaması bu şekilde geniş değildi ve o zaman ki fonlar bir kamu hizmetini yerine getirmek üzere kurulan fonlardı. Bugün uluslararası anlamda varlık fonları için söylediğimiz fonksiyonları yürüten fonlar değildi. Herhangi bir kamu hizmetini bizatihi yürütmek için orada kamu gelirlerini bir havuza alıyordu. Burada ise proje karşılığında, projeyi karşılık göstermek suretiyle pasif durumda olan varlıkların aktif hale getirilmesi suretiyle bunların ekonomiye kazandırılması söz konusu. Varlık fonu ile ilgili yavaş yavaş profesyonel adımlar atmak suretiyle, uluslararası iyi uygulama örnekleriyle uyumlu mali hesap verebilirliği ve mali şeffaflığı hiçbir şekilde örtmeyen, tam tersine onu daha da kuvvetlendiren bir uygulama yapacağız."
Türkiye Varlık Fonu'nun faaliyete geçiş süreci
Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde varlık fonunda zaman içerisinde varlıklar, kaynaklar birikeceğini ifade eden Ağbal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Burada önemli olan Türkiye'nin gizli kalmış potansiyel projelerini karşılık göstererek bunu harekete geçirebilmek. Burada varlık fonunun bana göre en önemli katkısı bu olacak. Bunu yaptığımız takdirde zaten kendi iç dinamikleriyle kaynak da üretecek, varlık da üretecek. Bütün bunların kararını verirken yani varlık fonunun gelir gider dengesi, hangi alanlarda yatırım yapacağı konusu, bizim kamu maliyesinin genel dengelerini de içine alacak bir değerlendirme yapılmak suretiyle belirlenecek. Kimse endişe etmesin, Türkiye Varlık Fonu'nun bundan sonraki yürüteceği faaliyetlerde mali disipline, hesap verebilirliğe, şeffaflığa, profesyonel yönetime ve ülke kaynaklarının en doğru ve rasyonel şekilde kullanılmasına son derece önem vereceğiz. Bu milletin bir kuruşunun dahi her hangi bir şekilde yanlış yerde kullanılmasına müsaade etmemiz mümkün değil. Ne kadar profesyonel yapı oluşturabilirsek ne kadar hesap verebilirliği ve şeffaflığı oluşturabilirsek göreceksiniz o zaman varlık fonu çok yakın bir vadede özellikle dışarıdan da kendisine kaynak üretebilecek."