ABD'de düzenlenen 58'inci başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın kazanmasının ardından, ülkenin enerji politikalarında köklü değişiklikler olması bekleniyor.
Ocak ayı sonunda resmi olarak ABD'nin 45'inci başkanı olacak Trump'ın enerji alanındaki planları, ABD Başkanı Barack Obama'nın Beyaz Saray'da 8 yıl boyunca yürüttüğü enerji politikalarıyla taban tabana zıt bir tablo ortaya koyuyor.
Seçim süresi boyunca pek çok kez enerji alanında yapmayı planladığı değişiklileri dile getiren Trump, ülkede "yeni bir enerji devrimi" başlatacağını, petrol, doğalgaz ve kömür üretimine ağırlık vereceğini ve bu alanlardaki düzenlemeleri hafifletmeyi hedeflediğini belirtmişti.
ABD Başkanı Obama, başkanlığı süresince yenilenebilir ve yeşil enerjiye ağırlık vererek, petrol, doğalgaz ve kömür üretiminde kısıtlamalara neden olan düzenlemeleri uygulamaya koymuştu. Trump'ın ise Obama'nın temiz enerji vizyonu kapsamındaki düzenlemelerini değiştirerek, petrol, doğalgaz ve kömür üretiminde kısıtlamaları kaldırması bekleniyor.
"İklim değişikliği bir aldatmaca"
İklim değişikliğinin bir "aldatmaca" olduğunu savunan Trump, geçen yıl aralık ayında 195 ülke tarafından kabul edilen ve geçen hafta yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması'ndan ABD'nin ayrılmasını gerektiğini belirtmişti.
Paris İklim Anlaşması'nda imzalayan ülkelerin üç yıl içinde anlaşmadan çıkmasını engelleyici bir düzenleme bulunuyor. Cumhuriyetçi lider Trump, anlaşmanın ABD ekonomisini olumsuz etkileyeceğini ve yabancı bürokratların ABD'nin enerji kullanımını kontrol etmesine izin vereceğini savunuyor.
İran ile nükleer anlaşma
Donald Trump, aralarında ABD'nin de olduğu P5+1 ülkeleriyle İran arasında imzalanan nükleer anlaşmaya karşıtlığıyla biliniyor.
Dünyadaki en büyük tehdidin iklim değişikliği değil nükleer tehdit olduğunu ileri süren Trump, İran ile yapılan anlaşmayı olumlu bulmadığını ve anlaşmayla İran'ın daha da güçlendiğini belirtmişti.
Keystone XL petrol boru hattı
Trump, ABD'de yıllardır siyasi gündemin en üst sıralarında yer alan ve Başkan Obama'nın veto hakkını kullanarak durdurduğu Keystone XL petrol boru hattının yapımına da izin vereceğini açıklamıştı.