İsviçre'nin Davos kasabasındaki 49. Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) ilk gününde gerçekleşen oturumlarda, uzmanlar, küresel ekonomiyi masaya yatırdı. Uzmanlar, 2008 finansal krizinin ardından mali genişleme politikası ve düşük faiz nedeniyle artan özel ve kamu borç seviyelerinden dolayı bugün küresel büyümedeki yavaşlamaya nasıl cevap verileceği konusundaki endişelerin arttığına işaret ediyor.
Küresel ekonomiyi yakından takip eden uzmanlar, 2019’da Çin, Avrupa ve ABD dahil başlıca ekonomilerde yavaşlama bekliyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'deki büyümenin yüzde 6’ya gerilemesi öngörülüyor. Uzmanlar, küresel büyümenin bu yıl "ılımlı" ve "istikrarlı" olmasını öngörürken, büyüme üzerinde İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılması, iklim değişikliği ve siber saldırılar gibi bir dizi ciddi riskin bulunduğunu kaydetti.
"Çin'de yavaşlama bir çöküş değildir”
Çin Menkul Kıymet Düzenleme Komisyonu Başkan Yardımcısı Fang Xinghai, Çin'de yavaşlamanın bir çöküş olmadığını belirterek, emlak ve altyapı gibi aşırı ısınan sektörlerdeki düşüşün, piyasalar için "yararlı" düzeltmeler sağlayabileceğini söyledi.
London School of Economics Öğretim Üyesi Jin Keyu de ABD ve Çin arasındaki son ticari ihtilafların her iki ülkenin ihracat rakamlarını aşağı yönlü etkilediğine işaret ederek, "Ticaret savaşlarının arka planda da bir yararı oldu. Ticaret ihtilafları, Çin'e gerekli reformları yapması ve ekonomisini açması için dış baskı yaptı." diye konuştu.
Çin'in çoğu kredisinin finansal sektöre veya devlete ait işletmelere gittiğini aktaran Keyu, "Çin'de hanehalkından gelecek daha fazla tüketim, diğer ülkelerden düşecek talebi dengeleyebilir. Bu da küresel ekonomi için potansiyel parlak bir nokta." ifadelerini kullandı.
"Çin'in ABD tahvil piyasasına yatırımını önemli ölçüde azaltacağını düşünmüyorum"
Bridgewater Associates Yönetim Kurulu Başkanı Ray Dalio ise ABD'nin yüksek düzeydeki kamu borcuna dikkati çekerek, gelecek birkaç yıl içinde borç miktarlarının risk kaynağı olacağını söyledi. Dalio, geleneksel olarak Çin’in ABD’nin tahvillerine yatırım yaptığını, siyasi tartışmaların Çin’in ABD’ye borç verme ilgisini etkilemeyeceğini ifade ederek, "Çin'in ABD tahvil piyasasına yatırımını önemli ölçüde azaltacağını düşünmüyorum." dedi.
Merkez bankalarının ılımlı büyümeye tepkisi
WEF'e katılan uzmanlar, mali politikalardaki sıkılaştırmanın hafifletilmesi ve reformların, gelecek yıllarda yavaşlamayı telafi edebileceğini belirterek, para politikalarında, faizler sıfırlandığı veya düşük kaldığı için çoğu merkez bankasının manevra alanı kalmadığını vurguladı.
UBS Yönetim Kurulu Başkanı Alex Weber, bu yıl Fed’in bir ya da 2 kez faiz artırımı yapacağını öngördüklerini ifade ederek, küresel ekonomideki sıkıntılar göz önüne alındığında "agresif sıkılaştırmanın" olası olmadığını söyledi.